Geçen yıl yaz aylarında başlayan kuraklık devam ediyor. Kışında istenilen yağışların gelmemesi ülke genelinde endişeleri daha da artırdı. Çanakkale’de de hem tarım alanında hem de içme suyu alanında sıkıntılı günler gözüküyor. Suyun daha az kullanılması için de Çanakkale Belediyesi su tasarruf aparatları dağıtmaya başladı. Perlatör dağıtımı ve aparat hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, "Suyun ne kadar önemli olduğunu her geçen gün sadece biz değil sadece Türkiye değil bütün dünya farkına varmaya başladı. Hep yıllardır çevre çevre diye söyleyip bu düşüncelerimizi paylaşıyorduk. Küresel ısınmadan bahsediyorduk. Su tasarrufundan bahsediyorduk. Ama maalesef başımıza gelince şimdi daha dikkat eder olduk. Onun için 22 Mart'ta Dünya Su Günü olarak ilan edildi. Ama biz daha önceden bunun farkındaydık. Çünkü barajımız var. Çanakkale'mizin suyu içme suyu Atıkhisar Barajı'ndan temin ediliyor. Atiker Barajı'nın korunmasıyla ilgili büyük mücadelelerde bulunduk. Tam tepesinde bir siyanürle altın madeni işletmesi söz konusuydu. Ona karşı mücadelede bulunduk. Şimdilik şükür bunda galip geldik. Şu anda ruhsat iptal edildi ve bir daha verilmedi. Ancak her şeye rağmen yine onların baskılarıyla bastırmalarıyla yargılanıyoruz. Ben bu kentin insanının suyunu, havasını korumakla mükellefim. Benim görevim bu. Ben bunu iş olsun diye yapmıyorum. Tam tersine görevim olduğu için istiyorum.
 
Halbuki geçen sene bu zamanlarda yüzde 100 doluydu. Sağlakları açıyorduk. Hatta Sarıçay'dan şiddetli bir biçimde sular akıyordu. Çünkü barajımız dolmuştu. Ama bu sene maalesef yarı yarıya. Sadece Çanakkale değil Bayramiç de öyle. Diğer barajlarımız da öyle. Hatta bazı ürünlerin tarım ürünlerinin ekilmemesi söz konusu. Eğer bu  Nisan yağmurları da yeteri kadar yağmazsa. Örneğin çeltik gibi. Hatta bazı ürünlerde de kısıtlamaya gidiliyor. Biz de meclis su tasarrufuyla ilgili yine bu dönemlerde geçen mecliste kararlar aldık. Ve bu noktada da mücadelemiz devam edecek. Hatta bizim arıtma tesisimizden çıkan su Sarıçay'dan denize gidiyor. Halbuki o su kirli bir su değil. Hatta mikroptan arındırılmış sistemlerimiz de var. Onları da anlatıyoruz ama tabii atık sudan çıktığı için içme suyu olarak kullanamıyoruz. Ama bunları sulama suyu olarak yani park bahçelerinin sulanması, temizlik işlerinde sulanması gibi onlarla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Yani arıtmadan çıkan suyun da dereye karışmadan yine tekrar kullanılmasıyla ilgili çaba gösteriyoruz. Yağmur sularının toplanmasıyla ilgili zaten kararlarımızı alıp apartmanlarda yeni yapılan binalarda çatı sularının bir yerde birikmesi noktasında zaten tedbirlerimizi almıştık. Daha da almaya devam edeceğiz" diye konuştu.
 
UMUDUMUZ YAĞIŞLAR
 
Dağıtılan aparatlar hakkında bilgi veren Başkan Gökhan şu açıklamalarda bulundu; “Burada bir aparat var. Bu çeşmeden akan suların daha az, daha düşük hızla akması için bir aparat. Bunu burada su almaya gelenler, hemşehrilerimize ya da buradan gelen su almasa bile hemşehrilerimize giriş çıkışta birer tane hediye edeceğiz. Aparat şu, gayet basit. Hemen çeşmeye takılabiliyor. Ve burada bu aparatla suyun akış hızını azaltabiliyorsunuz. Ve bu şekilde su tasarrufunu bir nebze de olsa orada sağlamış oluyoruz. Bunun gibi daha birçok konuda halkımızı bilinçlendirme ve bilgilendirme çalışmalarını yapacağız. Çünkü bu arada dört tane kuyumuzu hazır hale getirdik. Dört tane derin kuyumuz hazır. Yarın bir gün bir şey olduğunda o kuyulardan faydalanacağız. Hatta bu Umurbey Barajı'ndan bir Karacaören Özbek, Yapıldak tarafını, sulaması orada barajdan yapılacak. Bunun projesi Devlet Su İşleri tarafından ihalesi yapıldı. Bu projenin yapım ihalesi aşamasında da o barajda Çanakkale girişinde bir hat getirip şu anda kullanmamak üzere yani şu anda bunun kapatıp ama yarın bir ihtiyaç olduğunda Çanakkale'nin suyu açısından Umurbey barajından da destek alma şansımız olacak. Tabii bizim barajımız iki görev yapıyor. Birisi Çanakkale'nin içme suyunu Dardanos ve Güzelyalı'da dahil içme suyunu temin ediyor. Ama aynı zamanda da sulama barajı. Tabii sulama da önemli. Dolayısıyla bu noktada tabii öncelik içme suyunda. Umut ediyorum ki yağışlar yeterli olur. Biraz daha vaktimiz var. Ve en azından çok fazla su istemeyen ürünlerin ekimi suretiyle yine tarıma da bu barajdan su verilebilsin. Çünkü o da bir üretim. O çiftçilerimizin de buna ihtiyacı var. Dolayısıyla hepimiz evimizde, iş yerimizde hayatımızda suyun ne kadar önemli olduğunun farkına varmak zorundayız. Farkındayız tabii ama yani biz her şeye rağmen biraz bu konuda ihmalkar da davranabiliyoruz. Yani arabalarımızı, sokaklarımızı, evlerimizin önünü şakır şakır sularla yıkıyoruz. Bunu yapmamak lazım. Yani yıkayacaksan kovayla yıka ya da yeraltı suyu kullanan iş yerlerine ve yıkanmasında faydalanmasını yarar görüyoruz. Zaten belli bir kısıtlama getirdik yıkama işleri yapan arkadaşlarımıza istemeyerek ama maalesef böyle ama yeraltı suyunu kullanıyorsa bir sıkıntı yok. Dolayısıyla su için çok söylenecek söz var ama tek söz, en önemli söz tasarruf. Dolayısıyla hem tasarrufa çağırıyoruz hemşerilerimizi hem de bu aparatın tanıtımını ve bizden alınabileceğini söylüyoruz.
"Yani deprem bölgesinde en büyük sorunun bir tanesi barınma yani çadır yani konteyner sorunu ama ikinci hijyen. Hijyen nedir? Su. Yani günlerce yıkanamayanlar. Tuvalet ihtiyacını gideremeyenler bu noktada içme suyu açısından sıkıntıları hep söyleniyor. Onun için suyun ne kadar önemli olduğu depremde anlaşıldı. Biz de yine depreme hazırlık açısından da toplanma ve barınma alanlarımızda biraz sonra AFAD Müdürüylede görüşeceğiz. Toplanma ve barınma alanlarımıza su tesisatlarını hazır edeceğiz. Yani bu çok önemli. Ne olur ne olmaz. Hatlarımızı çekeceğiz. Su ihtiyacı, tuvalet ihtiyacı, kanalizasyon bağlantıları gibi altyapılarını hazırlamak zorundayız. Yani hani bir musibet bir nasihatten iyidir atasözüne uygun davranmak zorundayız. Musibet oldu. Bir ikinci musibeti biz yaşamamalıyız diye düşünüyorum"
 
Arzu Baladur