Kahramanmaraş merkezli meydana gelen deprem felaketlerinden sonra 11 ilde yaşanan büyük felaketten sonra tüm illerde gözler zemin ve yapılara çevrildi. Deprem kuşağında bulunan Çanakkale’de de hem binaların durumu hem de zemin yapısı ile ilgili cevaplanması gereken birçok soru var.
Bölgede yıllardır fay hatları üzerinde çalışan Prof. Dr. Perinçek, il geneline yönelik alüvyon zemin (çürük zemin, gevşek zemin) uyarısında bulundu.
Alüvyon zeminin depremin yıkıcı etkisini arttıracağını ifade eden Prof. Dr. Perinçek; “Alüvyon zeminde su tablası yüzeye yakındır; deprem olduğunda zemin sıvılaşması olur bina toprağa gömülür yada parçalanmadan yan yatar. Çanakkale kentimizin %70-75 i Kepez ilçemizin ise sadece % 20-25 i alüvyon üzerindedir. Çanakkale merkez ve ilçelerinde alüvyon zemin üzerinde ve faylara yakın alanlarda yapılaşmayı hemen durduralım. Merkez ve ilçelerimizde sağlam zemin alanlarında yapılaşmaya gidelim. Çanakkale zemini depremin en fazla etkilediği Hatay kentimiz gibi alüvyon zemin üzerine kurulmuştur. Çanakkale Hatay’a göre daha fazla riskli bir zemin üzerinde bulunmaktadır.
Kahramanmaraş, Hatay felaketinde peş peşe iki yıkıcı deprem 7.7 ve 7.6 yaşadığımızı, ardından üçüncü büyük 6.4’lük deprem oldu. Marmara'da 1766 yılı içinde yaşanan iki deprem var. 1999 yılında yine birbirini tetikleyen iki deprem oldu. Kentimizi ve kendimizi en büyük deprem senaryosuna göre hazırlamalıyız. Yıkıldıktan sonra yapmanın maddi ve manevi maliyeti çok büyüktür. Yıkılmadan önce gereken maddi yatırımı yaparsak, huzur içinde evlerimizde yaşayabiliriz. Varsayalım beklenen büyük deprem 25 yıl sonra olacak; inanın şimdi başlarsak ancak- en iyi ihtimalle 15 sene sonra Japonların seviyesine ulaşabiliriz. Bu iş ciddi, depremin şakası yok. Geldiğinde sevdiklerimizi kaybetmemek için canla başla hep birlikte göreve koşmalıyız” dedi.

Arzu Baladur