FETÖ’cüler kendini gizlemek için her yolu deniyor.
Üniversitede de durum aynı. Örgütün, “Gizlenmek için ne gerekiyorsa yapın. İçki için, çapkınlık edin, kumar oynayın, …” talimatlarına uygun hareket ediliyor.
SİYASİ AYAK
Peki ya FETÖ’nin siyasi ayağı.. ÇöMÜ’deki ve resmi kurumlardaki kadrolaşlaşma ne durumda?. Parti yönetiminde bazı çalışmalar var. Ama kimseyi tatmin etmiş değil. “Üstüne gidilirse, dengeler değişir” endişesi pek kabul görmüyor.

SENİN FETÖN, BENİM FETÖM
Bütün kurumlarda üstüne gidilirken AK Parti’de pas geçilmesi soruşturmalara güveni sarsıyor. “FETÖ kötü, benim FETÖ’m idare eder” durumu ortaya çıkıyor. Bu da toplumda kafaları karıştırıyor. FETÖ’nün ve FETÖ’yü korumaya çalışanların ekmeğine yağ sürüyor.
 
ÇANAKKALE’DEKİ FETÖ DOSYASINI ACIYORUZ
ByLock’cular, itirafçılar ve sorgularda adı geçenler, sık yapılan yurt dışı gezileri, kolay yoldan zengin olanlar, çarşıda sıradan bir esnafken, gemi alıp deniz taşımacılığına soyunanlar..
 
 NELER YAŞANMIŞTI
26 Aralık 2015 tarihinde sabah saatlerinde önceden belirlenen 32 adrese operasyon düzenleyen Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri aralarında İşadamı Hikmet Sezen,  Çanakkale İmamı olarak yer alan Abdullah Ülker gibi çok sayıda akademisyen ve işadamı gözaltına alınmıştı. Devam eden soruşturma süreci ve elde edilen bilgiler doğrultusunda aralıklarla düzenlenen operasyonlar dava dosyası için Çanakkale Cumhuriyet Savcılığı 368 sayfalık iddianame hazırlamıştı. 68 sanığın suçlandığı iddianamede sanıkların; 2011 ve 2015 tarihleri arasında çeşitli defalar ve yöntemlerle dolandırıcılık yapma, evrakta sahtecilik, silahlı terör örgütüne üye olmak, devleti bilerek ve isteyerek dolandırma suçu gibi birçok suçtan yargılanmalarını talep etmişti.
 
Fethullah Gülen Cemaati içerisindeki örgütlenmeye yönelik soruşturmada, öğütlenmenin silahlı olup olmadığı ve mali kaynaklarının tespiti amacıyla Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı paralel operasyonunda 5 kişi tutuklandı. 1 Nolu Sanığın ÇOMÜ eski Rektörü Sedat Laçiner olduğu davada 2 nolu sanık ise Fetullah Gülen Cemaatinin Çanakkale imamı olarak adlandırılan Abdullah Ülker dikkat çekti. 68 ismin yer aldığı, 28 kişinin 3 gün gözaltında kaldığı, 9 kişinin tutuklanmak amacıyla mahkemeye sevk edildiği, mahkemece 5 kişinin tutuklandığı paralel yapı operasyonunda, 2 nolu sanık olan, Fetullah Gülen Cemaatinin Çanakkale İmamı olarak nitelendirilen Abdullah Ülker’in izine rastlanamadı. Soruşturma kapmasında firarda gözüken ve arananlar listesine yer alan Abdullah Ülker davanın sonuca ulaşmasında da kilit isim olarak karşımıza çıkıyor.
 
PARA TRAFİĞİ MERCEK ALTINDA
 
2011 ve 2013 yılları arasında ÇAGİAD tarafından öğrenciler için iş dünyasından toplanan burslar, bu bursların ÇOMÜ’nün ESBAV Vakfına aktarılması, aktarılan paraların Fetullah Gülen Cemaatinin öğrencilerine burs olarak verilmesi, fakat bu paraların cemaatin ağabeylerince el konulan banka kartları aracılığı ile yedine geri alınması ile örgüte para kaynağı sağlandığını tespit eden emniyet ve savcılık operasyonu başlattı. Bağış yapan işadamları, ÇAGİAD’ın yöneticileri, Cemaatin Çanakkale ayağındaki isimlerden oluşan 68 kişi soruşturmada incelemeden geçti. Hikmet Sezen, Hüseyin İşsever, Engin Dikmen, Vedat Demirtaş, Muhammet Sabuncu tutuklanarak cezaevine kondu. Tutuklananların tamamının cemaat üyesi olması dikkat çekti. Soruşturmada bazı isimlerin itirafçı olduğu gözlendi. Daha önce cemaatin içinde olduğu ve daha sonra uzaklaştığı gözlenen bu isimlerin örgüt hakkında bilgiler verdiği gözlendi… Gözaltına alınan 28 kişinin tamamının cep telefonlarına el konulması ve kriminal inceleme için adli tıbba gönderilmesi dikkat çekti…
 
 
 
368 SAYFALIK İDDİANAME 2 GÜNDE OKUNMUŞTU

Sanık, mağdur, müşteki ve tanık sayılarının çok fazla olması, adliyedeki duruşma salonlarının yetersiz kalması ve güvenlik nedeniyle yargılamaya, geçen 13 Haziran'da Çanakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda başlanmıştı. Aralarında Çanakkale Girisimci İş Adamları Derneği Baskanı Hikmet Sezen ile çok sayıda işadamının da bulunduğu sanıklar, mağdur ve müştekiler ile tanık olarak dinlenecek kişiler, hafta sonları ve çarşamba günleri görülmeyen duruşmanın 8 gün yapılan ilk oturumlarına katıldı. Davanın 368 sayfalık iddianamesi görevlendirilen iki edebiyat öğretmeni tarafından ilk iki günde okunabildi. İlk duruşmaya, 7'si tutuklu 66 sanık, 28 mağdur, 11 müşteki, tanıklar ve avukatlar ile birlikte toplam 200'e yakın kişi katılmıştı


NE İLE SUÇLANDILAR

Sanıkların dinlendiği duruşma sonunda tutuklu sanıklardan Çanakkale İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nde memur olan H.İ. ile İl Özel İdaresi'nde görevli E.D. tahliye edildi. operasyonlarda gözaltına alınan sanıklar, 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak, silahlı terör örgütüne yardım, kamu kurum, dernek, vakıf gibi kuruluşların aracı kılınarak dolandırıcılık, dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, imar kirliliğine neden olma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama' suçlamalarıyla yargılanıyor.
 
 
OPERASYONDA KİMLER GÖZALTINA ALINDI?
 
Hikmet S, Abdullah Ü, Sedat L. Turgay B, Abdullah N, Cengiz A, Abdullah , Emel , Engin D, Mustafa A, Vedat A, Hüseyin Ö, Hüseyin İ, Osman G, Erten K, Hulisi A, H.Hüseyin M, Murat , Bedrettin A, Aydın F, Hakan E, Süleyman E, Mustafa Ç, Mustafa G, İbrahim N, C.Haydar E, Melikşah Ö ve Abidin Ö.”
 

--Kutu—
BİR İTİRAF
EMEKLİ ASKER ANLATIYOR
 
Çanakkale'de yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan kod adı "Rıza" olan emekli astsubay R.Ü, örgüt içindeki askeri yapılanmayı, nasıl bağlantı kurulup himmet toplandığını anlattı.
 
"Rıza" kod adlı emekli astsubay R.Ü, polisteki ifadesinde, 2004 yılında İstanbul 1. Ordu Hava Alayı Komutanlığı'ndan emekli olduktan sonra Çanakkale'ye yerleştiğini bildirdi.
 
R.Ü, 2010 yılında Fetullahçı cemaatin Çanakkale jandarma astsubaylarının "ağabeyi" olan Niyazi kod isimli örgüt mensubu tarafından kendisine "Rıza" kod isminin verildiğini ve örgütsel yapı içinde tanıştığı herkesin kendisini bu adla bildiğini belirterek, 2006 yılında Eceabat ilçesinin Kilitbahir köyünde kahvaltı salonu açtığını aktardı.
 
İş yerinin eski sahibinin cemaate yakın birisi olduğundan dükkanına genellikle bu yapıya yakın insanların tur şeklinde gelip gittiğini dile getiren R.Ü, böylelikle cemaate yakın insanlarla tanışmaya başladığını anlattı.
 
R.Ü, yılını tam olarak hatırlayamadığı bir dönemde iş yerinde olduğunu bir gün yanına "Rüstem" kod isimli kişinin geldiğini, kendisiyle işlerle ilgili görüşmeler yaptığını belirterek, "Yaklaşık 1 yıl kadar bu şekilde işlerle ilgili yanıma gelip gidiyordu. Evime de gidip gelmeye başladı. Bu kişi en son yanıma geldiğinde Fetullahçı yapının cemaati hakkında beni bilgilendirmeye başladı." diye konuştu.
 
Söz konusu kişinin örgüt ilgili bilgilendirmeler yaptığını anlatan R.Ü, şu ifadeleri kullandı:
 
"Kendisi bana 'Orhan' kod isimli jandarma astsubay başçavuş olan arkadaşıyla tanıştıracağını ve bu şahısla görüşmeye devam etmemi söyledi. Ertesi gün Orhan o dönem Esenler Mahallesi'ndeki evime geldi. Eşim ve çocuklarım başka odaya geçerek bizi yalnız bıraktı. Rüstem, Orhan'a ve bana, 'birbiriniz ile irtibatlı olun, manevi destek verin, kitap okuyun, bize inanan insanlardan himmet toplayın, hizmete herkesin katkısı olsun, verdiğiniz kadar sahiplenir ve sevap kazanırsınız' dedi. Haftada veya 15 günde bir benim evimde görüşmemizi söyledi. Yaklaşık 2 saat süren sohbetin ardından ikisi de evimden ayrıldı."
 
"Gizlilik üst seviyede tutuluyordu"
 
R.Ü, Orhan'ın görev yoğunluğuna göre bazen haftada bir, bazen üç haftada bir evine gidip gelmeye başladığını, kendisiyle risaleler üzerine görüşmeler yaptıklarını ve örgütün hareketiyle ilgili konular konuştuklarını söyledi.
 
Yeni adam kazanılması ve bu konularla ilgili başka kimseyle konuşulmasının kesinlikle yasak olduğunu aktaran R.Ü, "Biz askeri yapı olduğumuz için gizlilik üst seviyede tutuluyordu. Her ay maaşın normalde yüzde 10'u himmet olarak örgüte verilirdi. Fakat bu rakam hep tutmazdı. Genelde yüzde 5'i verilirdi. Bu söylediğim benim tabi olduğum astsubaylar için geçerliydi." dedi.
 
R.Ü, esnaflarda bu rakam daha farklı olduğuna işaret ederek, "Onlar yıllık bir beyanda bulunur ve ona göre ödeme yaparlar. Fakat ben bu yapının dışında olduğum için bunların topladığı himmet miktarından tam olarak bilgi sahibi değilim. Orhan, ilk ay dolunca bana maaşının yüzde 5'ini himmet olarak teslim etti. Bu para bende Rüstem gelene kadar bekliyordu. Rüstem geldiğinde benim himmet paramı da üzerine ekleyerek kaç ay olmuşsa toplamdaki parayı kendisine teslim ediyordum." diye konuştu.
 
Rüstem'in her ay düzenli şekilde yanlarına gelmediğini anlatan R.Ü, şunları kaydetti:
 
"3-4 ayda bir gelir benden himmet paralarını alır ve giderdi. Her geldiğinde bana önceden verdiği Fetullah Gülen'in kitaplarından ne kadar okuduğumu, risalelerden ne kadar okuduğumu ve daha ne kadar okumam gerektiğini konuşuyorduk. 2009 yılında Orhan, Konya'ya tayin oldu. Sonrasında kendisiyle her hangi bir görüşmem olmadı. Yine aynı dönemde Rüstem beni cep telefonumdan aradı 'Mikail' kod isimli bir astsubayın beni arayacağını, yeni tayin olduğunu ve yardımcı olmamı, ona ev tutmamı istedi. Rüstem beni kontörlü telefondan aradığı için benim kendisini arama imkanım yoktu. Sonra, Mikail beni cep telefonu ile aradı, yer verdi. Kısa bir süre sonra Mikail ile buluştuk. Ve jandarmanın çevresinde ev aradık. Daha sonra kendisini evime götürdüm, ikramda bulundum. O da himmet parasını bana veriyordu. Bende kendi paramla birlikte, 3-4 ayda bir Rüstem gelince paraları kendisine veriyordum. Yaklaşık 1 yıl kadar Rüstem'den koptuk. Ve kendisiyle hiçbir şekilde irtibatımız olmadı."
 
"Her hafta toplantı yapıyorduk"
 
R.Ü, 2012 yılında evinde oturduğu sırada, "Niyazi" kod adlı örgüt mensubunun evine geldiğini, kendisini Rüstem'in yönlendirdiğini, artık kendisiyle birlikte hareket edeceklerini, kendisini jandarmadaki "astsubaylardan sorumlu ağabeyi" dedikleri kişi olduğunu söylediğini ifade etti.
 
Karacı, havacı ve denizci astsubayların ayrı ağabey sorumluları bulunduğunu, ancak kendilerinin bunların kim olduğunu bilmediklerini anlatan R.Ü, "Niyazi ile tanıştıktan sonra beni evine götürdü. Her hafta, olumsuz bir durum olmadığında sürekli bire bir toplantı yapıyorduk. O hafta kimin evinde buluştuysak, bir sonraki hafta buluşacağımız evi de kararlaştırıyorduk. Bazen benim evimde, bazen de Niyazi'nin evinde buluşuyorduk." bilgisini verdi.
 
R.Ü, kendisinin Niyazi'nin evine gittiğinde, ayrı zamanlarda, "Mutluhan", "Ayhan" ve "Mesut" kod isimli şahıslarla tanıştığını belirterek, şöyle devam etti:
 
"Bu süreçte benim daha önce irtibat kurduğum ve uzman çavuş olan 'Ahmet' kod adlı örgüt üyesi ve Mikail ile yaptığım görüşmeleri kendisine anlattım. Niyazi ile tanıştıktan sonra yine kendisi beni 'Fatih' kod adlı başçavuş ve 'Serkan' isimli şahıslarla irtibatlandırdı. Bunlarla sık sık görüşmeler yapıyorduk. Bu şahıslar içinde Serkan himmet parası vermiyor ve bizimle toplantılara katılmıyordu. Ahmet'in maddi durumu iyi olmadığı için 100 lira, diğer arkadaşlar 200 lira himmet parasını her ay veriyorlardı. Ben de bunları düzenli şekilde Niyazi'ye veriyordum."
 
Kendisinin, jandarma astsubaylarının sorumlusu olan Niyazi'nin altında faaliyet gösterdiğini dile getiren R.Ü, şu bilgileri paylaştı:
 
"Ben sadece üst yapıda Niyazi'yi tanıyorum. Onun haricinde üst yapıdan veya ağabey statüsündeki başka birinden bilgim yok. Fetullahçı yapı içerisinde, 17-25 Aralık dönemine kadar askerin içinde CHP'li ve Alevi olanlara karşı çok dikkatli olunması yönünde telkinlerde bulunuluyordu. 17-25 Aralık sonrasında ise kimliklerin gizliliğine daha çok dikkat edilmesi ve AK Parti taraftarıymış gibi davranılması yönünde Niyazi'den aldığım talimatı bana bağlı olan Mikail, Fatih ve Ahmet kod isimli jandarmadaki Fetullahçılara iletiyordum."
 
Özellikle kurban bayramlarında, örgütten olan veya olmayan gözetmeksizin, esnafları dolaşıp para toplandığını belirten R.U, "Ayrıca ramazan aylarında yine aynı şekilde esnaflar dolaşılarak 'burs' adı altında para toplanıyordu. Ancak, 17-25 Aralık olaylarından sonra bu para toplamalar aşırı derecede sekteye uğradı ve kendilerinden olmayanlardan hiçbir şekilde para istemediler. Bizim örgütlenme şeklimiz askeri alan olduğu için bizde eleman kazanma yöntemi yasaklanmıştı. Bizden önce bu görevi yapanlar kazandıkları elemanları bize gönderiyorlardı." dedi.
 
HAFTAYA,
 ÖRGÜT NASIL ÇALIŞIYOR?
İTİRAFLAR, İTİRAFCILAR….
 

 


Kaynak: Haber Merkezi