Çanakkale Seramik Müzesinde düzenlenen Seramik Buluşmalarının konuğu seramik sanatçısı Onur Öztürk oldu. Onur Öztürk; “Hacettepe üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü lisans mezunu, Anadolu medeniyetleri müzesinde Hitit eserleri üzerine araştırmalar yapmış, daha sonra Çan Seramik Fabrikası tasarım atölyesinde uzun yıllar çalıştıktan sonra Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Çan Meslek Yüksekokulu seramik bölümüne öğretim görevlisi olarak atanıp buradan emekli olmuş şu anda Çan’da kendisine ait İdil Seramik atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.”
Çanakkale Belediyesi Seramik Müzesinde atölye tanıtımı ve seramik atölyelerinin sorunları konulu söyleşi Müzenin Oktay Ekinci toplantı salonunda gerçekleştirildi.
Öztürk konuşmasında; “Kentimizde üretim yapan atölyelerin ve üretim süreçlerinin bilgileri ve görselleri belirlenmeli, toplanmalı. Gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olan ancak atölyesi olmayan kişilerle etkileşime geçilmeli, bu bilgiler sosyal medya aracılığıyla, örneğin hem katılımcıların hem de üretimlerle ilgilenen diğer kişilerin katılıp paylaşımda bulunabildiği bir sosyal medya grubu gibi, paylaşılmalı. Belirlenen atölyelere ve kişilere ziyaretler düzenlenip ihtiyaçları ve sıkıntıları dinlenilmeli, birbirleriyle iletişime geçmeleri sağlanmalı” dedi.
Seramik üretim süreci hakkında değerlendirmelerde bulunan Öztürk; “Kentimizin isminde “çanak” kelimesi bulunuyor ancak kentimizde çanak kili bulunmuyor. Üretimlerimizde Menemen, Kınık, Karacasu, Avanos killeri kullanıyoruz. Kilin kendisine ödediğimiz ücretten ziyade nakliyesine ücret ödüyoruz. Çanakkale kilinin kent yerleşimi altında kaldığını bildiğimize göre en azından Eceabat veya Akköy kili kullanmak bu noktada daha anlamlı olabilir. Ayrıca geleneksel Çanakkale seramiklerinde kullanılan renkleri ve sırları tecrübeli ustalardan öğrenip yaşatmalıyız. Çanakkale yeşili dediğimiz sırı, sülyensiz (kurşunsuz) hazırlayıp standart hale getirmeliyiz” dedi.
Öztürk konuşmasında şunları söyledi; “Aynı masrafla üretilen iki üründen tasarımı daha iyi olanın diğerine göre daha yüksek bir ücrete değer görüleceği var olan bir gerçek. Bu konuda üniversitemize iş düşüyor, hocalarımız öğrencilerine proje ödevi olarak yerel atölyelerde uygulanıp üretime geçirilebilecek ödevler vermeli. Öğrenciler bu atölyelerde projelerini üretime sokup kendi tasarladıkları ürünlerini bu atölyelere bırakmalı. Geleneksel Çanakkale Seramikleri haricinde Assos, Troia, Bozcaada ve Şehitlikler tasarımlara konu olmak için potansiyeli oldukça fazla olan seçenekler. Bu tasarımlarda müşteri isteklerinin gözetilmesi daha uygun olur. Bir anı seramiği, yani fiyatı düşük tutulup müşterinin rahatça birkaç tane alabileceği şekilde tasarlanan ürünler; bir de bilinçli müşterilerin alacağı kültürel hediyelik eşyalar olmalı. Seramik üreticilerinin buluşup etkileşimde bulunabileceği ve atölyesi olmayanların kullanabileceği bir mekan olarak tasarlanabilir. Bu mekan fırın, çömlekçi çarkları, çalışma ortamı, cafe ve kütüphane gibi çeşitli şeyleri içinde barındıran bir mekan olmalı. Atölyesi olmayanlar burada çalışıp çalışmalarını belirli bir ücret karşılığında pişirebilmeli. Bu atölyede, seramik üzerine yeterli bilgisi ve becerisi olan sanatçı ve ustaların vakit geçirmeleri mümkün olsun ki öğrenciler veya üretime, seramiğe, sanata meraklı olanlar bilgisi olan kişilerle etkileşimde bulunup deneyimler kazanabilsinler. Bu atölyede farklı zamanlarda farklı branşlardan sanatçı ve ustalar davet edilerek çalıştaylar ve eğitimler düzenlenmeli. Ek olarak bu atölyenin bahçesinde bir de odunlu fırın bulunmalı, her zaman yakılmasa bile. Atölyelerin genelde mekan kiraları nedeniyle kentimizin dış mahallelerinde olduğunu görüyoruz. Bu nedenle ortak bir satış noktası oluşturmamız gerekir. Örneğin ayda
10-15 adet özgün seramik form yaratan bir kişi kent merkezinde bir satış mağazası tutamaz. Biz şunu yapabiliriz: kültür bakanlığının yaptığı “DÖSİM” satış ve çalışma sistemini örnek alabiliriz. “ORTAK SATIŞ NOKTASI” nı kurmak kişilere göre olmasa gerek. Kentimizdeki özel şirketler, devlet kurumları veya belediyemizden destek alabiliriz. Bir seçici kurul oluşturulup kurulca belirlenen miktarda az bir komisyonla satışa sunabiliriz. Ve bir katalog oluşturarak büyük bir kitleye ulaşabiliriz. Bu ürünlere, üreticinin adı, tekniği, ürünün hikayesini ve tanıtımını belirten küçük etiketler koyarsak daha da anlamlı olur."
Kaynak: Haber Merkezi