Bayramiç, Çanakkale’nin tarım ve hayvancılıkta gelişen bir ilçesi olarak bilinse de tarihte çok önemli bir yere sahip. Kazdağları’nın en güzel yerlerini içinde barından Bayramiç, dünyada ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer. Mitolojiye göre Paris, kendisine dünyanın en güzel kızını vaat eden Venüs'ü (Afrodit) en güzel kadın olarak Ayazma’da seçti. Geçtiğimiz günlerde de Bayramiç Belediyesi tarafından güzellik yarışması düzenlendi ve çok sayıda güzel Afrodit’in günümüzdeki güzeli seçilmek için boy gösterdi.
Mehmet Akif Ersoy’un çocukluğunun geçtiği yer olan Bayramiç, Çanakkale’ye 70 km uzakta. Bayramiç ve yöresi İlkçağlarda Truva Krallığının sınırları içinde. Ortaçağ boyunca büyükçe bir Rum Köyü olarak kalmış. Bizanslılara bağlı olduğu dönemde bugünkü Tepe Camii’nin bulunduğu yerde bir Kır Kilisesi bulunmakta. Genellikle hayvancılık yapan göçebe halk, bayramlarda ve dini günlerde burada toplanmakta. Bayramiç 1357 Yılında Türklerin Rumeli’ye geçişleri sırasında Süleyman Paşa tarafından görevlendirilen Ahi Hızır Emir Bey tarafından fethedilmiş ve Emir Bey Bayramiç’e yerleşmiş. O sıralarda esas şehir Menderes Çayı kenarında ve Dut alan denilen yerde. Ahi Hızır Emir Bey Tepe Camii’ni yaptırmış. Bundan sonra, Türk boyları bu Camii etrafına ve bugünkü şehir merkezine yerleşmeye başlamış. Önceleri göçebe halk, bayramlarda ve dini törenler için buraya toplanıp dağıldığından, bayram yeri anlamına “Bayram İçi” veya “Bayram İçin” adı verilmiş. Bu söyleyiş zamanla “Bayramiç” şeklini alarak kasabanın adı olmuş.
Bayramiç’ten sonra, çevredeki ilk yerleşme merkezleri Türklerin Rumeli’ye geçişlerinde öncülük yapan Ahi Hızır Emir Beyin ordusundaki Türkmen,Yahşi ve Saçaklı Beylere ödül olarak verilen Türkmenli,Yahşi eli ve Saçaklı köyleridir. Bayramiç çevresinde Homeros’un İliada destanında bahsedilen Hacıköy Köyünde (Hisarlık), Kurşunlu Köyünde (Skepsis) ve Çaldağ Köyünde (Kebrene)' ye ait bazı şehir kalıntılarına rastlanıldığı gibi Yunanca adı İdallar (Yiğitler) olan ve Muratlar gibi Asya ve İran’da yaşayan eski kabile adlarını taşıyan köylerde var. 1691 Yılında Konya’nın Hadim Kasabasından Mustafa ve Ahmet isimli iki kardeş Bayramiç’e gelerek yerleşmişler, dericilik ve tabaklık yaparak kısa zamanda zengin olmuşlar. O zaman Biga Sancağına bağlı olan Bayramiç’in Müteselliliğini (Vergilerini toplamayı) daha sonra da Kal’a-i Sultaniye (Çanakkale İli) ye bağlı olarak Bayramiç Sancaktarlığını almışlar. Bayramiç, Sancaktar kardeşler zamanında gelişmeye başlamış.1805 Yılında Bucak, 1902 Yılında İlçe Merkezi olmuş. Ayrıca 1882 yılında Belediye Teşkilatı kurulduğu söylenmekte. Bayramiç İlçesi İstiklâl Savaşı sırasında önce Anzavur, daha sonra Yunanlılar tarafından işgal edilmiş. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgaline ilk tepki Seydişehir ile birlikte Bayramiç halkı tarafından gösterilmiş. 22 Eylül 1922 tarihinde Milli Kuvvetlerin ilçeye gelmesi üzerine işgalci Yunan askerleri ilçeyi terk etmişler.
COĞRAFİ YAPISI
Bayramiç İlçesi, Güneyde Balıkesir İli, Edremit İlçesi ve Ayvacık İlçesi, Doğuda Çan İlçesi ve Yenice İlçesi, Batıda Ezine İlçesi ve Kuzeyde Çanakkale İli ile çevril. Yüzölçümü: İlçenin yüzölçümü 1275 Km2’dir. Rakım 76 metre. Bu yüzölçümünün arazi dağılışı ise şu şekilde. Arazi Yapısı: Doğal Coğrafya: Bayramiç İlçesi Çanakkale İli’nin güneyinde, Marmara Bölgesinin güney batısında yer almakta. Bayramiç genellikle dağ ve tepelerle kaplıdır. İlçenin en yüksek dağı olan Kazdağı Güney doğuda yer alıp, doğuda Kazdağı’nın uzantısı olan Katran Dağları,batıda Dede Dağı ve Çaldağ ile kuzeyde Aladağ serisinden Kayalı Dağ vardır. 1767 Metre yüksekliği ile Kazdağı Çanakkale İli’nde birinci sırayı teşkil etmektedir. Bunu sırayla batıda Dede Dağı (765) M. ve Çaldağ (540)m ile Kuzeyde Aladağ serisinden Kayalı Dağ (877) m. takip etmektedir. Kazdağı’ndan çıkan akarsuların beslediği Menderes Çayı’nın geniş taban vadisi içinde Oluşturduğu Bayramiç-Ezine ovası geniş ve kalın birikinti tabakası (Alüvyon) ile örtülü olup, her türlü tarıma elverişlidir.
Eski zaman arazisi olarak Kazdağı’nı gösterebiliriz. Killi, Kalkerli, Kireçli ve Demirli kırmızı topraklar bulunmaktadır. Kazdağı yöreleri Kristal, Kist, Granit ve her türlü Başkalaşmış kütlelerle kaplıdır. II. Zaman yereyleri mermerleşmiş kalkerlerden Kum, Taş, Kil ve Kistlerden oluşur. Bu yüzden buralardan Kireç Taşı çıkarılır. Çinko, Demir ve Mermer gibi II. Zaman madenleri de var.
İlçenin en önemli Akarsuyu; Kazdağı’ nın Ayazma denilen yerinden çıkan Evciler Deresi ile Çırpılar ve Karaköy Köylerinden gelen derelerin birleşmesi ile meydana gelen Menderes Çayıdır. Akarsu, Kasabanın içinden geçerek Bayramiç-Ezine ovasından akar, Ezine’de Akçin Çayı ile birleşir ve Karanlık Limanda denize dökülür. Uzunluğu 110 Km. dır. İlçe arazisinin sulanmasında bu çaydan geniş ölçüde yararlanılır. Menderes Çayı üzerine 1986 yılında yapımına başlanılan Bayramiç Barajı inşaatı tamamlanmış olup, Sulama Kanalları çalışmaları halen devam etmektedir. Bitki Örtüsü İlçenin doğal bitki örtüsü olan ormanlar toprakların % 63,16 sını oluşturur. Bu orana kültür dışı arazilerde girmektedir. Gerçek ormanlık alanlar % 56,20 oranındadır. Ormanlarda karışık cins ağaç toplulukları bulunur. İlçemiz ormanlarında yayvan ve iğne yapraklı bitkiler olan; Kızılçam, Karaçam, Meşe, Yabani Erik, Ahlat, Kestane, Kayın, Çınar, Ihlamur gibi ağaçlar bu topluluğun belirgin bitkileridir. Yetiştirilen bitki türlerinden ise; Elma, Zeytin, Armut, Badem, Şeftali çoğunlukta olanlardır. İklim Coğrafi bakımından ilçe iklimi Marmara İklim bölgesine girer. Yazları sıcak ve kurak, kışları yağışlı ve Akdeniz İklimine göre soğuk geçer. Yıllık toplam yağış 472 mm. dır. En fazla yağış 103,4 mm. ile Aralık ayında, en düşük yağış 0,7 mm. ile Şubat ayındadır. Genellikle Temmuz, Ağustos ve Eylül Ayları yağışsız geçmektedir.
ANTİK KENTLER
Skepsis
Bayramiç’in 10 km doğusundaki Kurşunlu Köyü’nün batı yamacı Skepsis harabelerinin bulunduğu alandır. Kentin mimari yapıları tamamen tahrip olmuştur.
Kebrene
Kebrene Bayramiç’in 14 km. güneyinde, Çaldağ olarak anılan tepenin üzerindedir. İda’ya en yakın kentlerden biridir. Kuruluşu M.Ö.7. yüzyılın ortalarına kadar gitmektedir.
KAZDAĞLARI
İda Kazdağı
Antik çağlarda “İda Dağı” olarak anılan Kazdağı, sık ormanları ve madenleriyle antik çağ insanının barınma ve ısınma gibi ihtiyaçlarını karşılamıştır. Kazdağı Milli Parkı’na girişler, doğal yaşamın güvenliğini sürdürebilmek için, izne tabidir. Homeros’un İliada destanıyla dünyada adını duyurmuş olan İda, eşsiz bir çeşitliliğe sahip bitki örtüsü, faunası ve kültür varlıkları ile bir dünya mirasıdır. Kebrene, Neandreia, Gargara, Antandros, Skamandros, Skepsis İda Dağı eteklerinde kurulmuş olan antik kentlerdir. Homeros’un destanlarındaki görkemli tasvirlerden çok etkilenen bir çok seyyah İda dağını ziyaret etmiş ve dağa tırmanmıştır. Mitolojiye göre Troia Savaşında hakemlik görevi üstlenen Gök Tanrı Zeus, savaşı İda Dağı’nın doruklarında tapınak ve sunağının da bulunduğu Gargaron zirvesinden izler.
DÜNYA’NIN İLK GÜZELLİK YARIŞMASI
İda Dağı efsaneleri içerisinde en bilineni dünyanın ilk güzellik yarışmasına dair olanıdır. Yunanistan’daki Thetis’in düğün törenine davet edilmeyen kavga tanrıçası Eris’in masaya fırlattığı ve üzerinde “en güzeline” yazan altın elmayı paylaşamayan tanrıçalar Zeus’un hakemliğine başvururlar. Ancak Zeus, onları İda Dağı’ndaki çoban Paris’e yönlendirir. Çoban Paris’e Zeus’un buyruğunu ileten Hermes, altın elmayı ona verir. Bu sırada tanrıçalar Paris’e rüşvet teklif ederler. Athena akıl ve zeka, Hera güç vaat ederken, Afrodit dünyanın en güzel kadınının aşkını vadeder. Paris aşkı seçerek Troia’nın sonunu hazırladığının farkında bile değildir.
TROİA KRALI PRİAMOS’UN OĞLU PARİS
Paris aslında Troia kralı Priamos’un oğludur. Annesi Hekabe ona hamileyken gördüğü bir rüyada, karnından çıkan ateşler Troia’yı yakmaktadır. Kâhinler bunu doğacak çocuğun Troia’nın mahvına neden olacağı şeklinde yorumlarlar. Bunun üzerine doğan çocuk, bir saray görevlisine teslim edilir ve İda Dağı’nda yok edilmesi istenir. Görevli, bebeği, vahşi hayvanların parçalayacağı düşüncesiyle dağa bırakır. Bir çoban tarafından bulunan ve büyütülen Paris ise, aslında bir prens olduğundan habersiz yakışıklı bir delikanlı olur. İda ile ilgili Afrodite-Ankhises ve Ganymedes gibi başka mitolojik efsaneler de vardır. Sarıkız Efsanesinden etkilenen yöre halkı her yıl ağustos ayında Sarıkız’ı ve babasını anmak için Sarıkız Tepe ve Baba Tepeye çıkarlar.
AYAZMA
Bayramiç’e 23 kilometre uzaklıktaki Ayazma Kazdağı eteklerinde bulunan bir doğa harikasıdır. Mesire yeri olarak düzenlenmiş olan Ayazma’da küçük bir şelale her mevsim önündeki gölete su taşır. Her yıl Ağustos ayında mitolojik öykünün anısına Ayazma’da güzellik yarışması düzenlenir.
BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ
Kazdağı, jeolojik yapısı, iklim çeşitliliği ile Önemli Bitki Alanı (ÖBA) olarak belirlenmiştir. Kazdağı’nda yaklaşık 800 takson ve 29’u yalnızca bu dağa özgü olmak üzere ülke çapında endemik ve nadir 77 bitki türü yer almaktadır.
OSMANLI MİRASI, DİNİ MEKÂNLAR
Hadımoğlu Konağı
Bayramiç’teki Hadımoğlu Konağı 17. yüzyıla ait nadir Türk evlerinden biridir. Kültür Bakanlığı tarafından restore edilerek müze haline getirilen Konak, Bayramiç Kaymakamlığı’na tahsis edilmiştir. Giriş ücretlidir.
Tepe Camii (Hacı Bali Camii)
Hacı Bali Camii daha sonra Tepe Camii olarak adlandırılmıştır. 1357-1365 yılları arasında yapıldığı kabul edilen Bayramiç’in ilk camiidir.
Karşıyaka Camii (Cami-i Cedit) ve Taş Köprü
Bayramiç’in Mehmet Akif Sokağı’nda Tabaklar Deresi’nin kenarında yer alan cami ve Taşköprü günümüze ulaşan en dikkat çekici yapılardandır.
Çarşı Camii
Çarşı Camii, Bayramiç’in en büyük camisi olup, 1904 tarihinde tamamlanmıştır.
Bayramiç Çeşmeleri
Bayramiç’in her köşesinde karşınıza çıkan renkli süslemeleriyle estetik görünümlü çeşmelerinden Kazdağı’nın buz gibi suları akar. Bunlar Dede Çeşmesi, Tepecik Çeşmesi, Eski Hükümet Alanı Çeşmesi, Garip Çeşme, Cami-i Cedit (Karşıyaka Camii) Çeşmesi, Pıtıreli Köyü Çeşmesi’dir.
Külcüler Kaplıcası
Bayramiç ilçesinin 18 km. doğusunda bulunan kaplıca romatizmal rahatsızlıklar, cilt bozuklukları, nefrit, kadın hastalıkları ve solunum yolu hastalıklarına iyi gelmekte, ilerlemiş yaşlarda sağlığı güçlendirici etkileri bulunmaktadır.
BAYRAMİÇ BELEDİYESİ GÜZELİK YARIŞMASI DÜZENLELDİ
Tarihte ilk güzellik yarışmasının yapıldığı Kazdağları’nda bulunan Bayramiç ilçesinde güzellik yarışması düzenlendi. Bayramiç Belediyesi tarafından bu yıl 27.’si gerçekleştirilen İda Kültür Sanat Festivali çerçevesinde düzenlenen ve ünlü manken Tuğba Özay’ın sunumu ile gerçekleştirilen güzellik yarışmasında binlerce yıllık gelenek yeniden yaşatılırken Mitolojideki Kötülük ve fitne tanrıçası Eris’in güzellik elması bu yıl yarışmada birinci olan İlayda Güvenç’e verildi.
Festival kapsamında gerçekleştirilen en lezzetli yarışmalarından biri yağlı pide ve kısır yarışmaları oldu. Bayramiçli ev hanımlarını yönelik gerçekleştirilen kısır yarışmasında hanımlar hünerlerini sergilediler. Yaptıkları tabaklarla Masterchef’lere taş çıkartan ev hanımlarının lezzetli kısırları jüri üyeleri tarafından değerlendirildi. Yapılan değerlendirmede kısır yarışmasında Şirin Ayaşlıgil birinci, Melda Bora ikinci, Sultan Çakır ise üçüncü oldu. Yağlı Pide yarışmalarında ise Yağlı pide Yarışması'nda Ünzüle Erdoğan birinci, Şadiye Türker ikinci, Şirin Ayaşlıgil ise üçüncü oldu. Dereceye giren ev hanımlarına ödülleri Belediye Başkanı Mert Uygun tarafından takdim edildi. Sadece ev hanımlarda değil, kahvede oyun oynamayı seven erkekler için de tavla yarışması düzenlendi. Kazanana altın ödülünün verildiği Tavla yarışmasında zarlar fincanluğba Özay’ın sunumu ile gerçekleştirilen güzellik yarışması ile de binlerce yıl önce yaşanan ve dünyanın ilk güzellik yarışması olarak kabul edilen efsane yeniden canlandırıldı. Mitolojik hikayeye göre Zeus, Akhilleus’un annesi ve babası Thetis ve Peleus’un evlilik törenleri için bir ziyafet verir fakat fitne ve fesat tanrıçası Eris davet edilemez. Davet edilmeyen Eris, düğüne gider ve fitne çıkarmak için ‘en güzel olan için’ diyerek ortaya bir elma atar. Tanrı Zeus En Güzelin kim olduğu görevini bir ölümlü olan İda dağındaki Paris’e verir. Tanrıçalar Parise güzellik için tekliflerini sunsa da Güzellik tanrıçası Aphrohite Paris’e dünyanın en güzel kadınının aşkını vermeyi teklif etti. Bu kadın Yunan kralı Menelaos’un karısı Spartalı Helen idi. Paris Aphrohite’in zarafeti ve güzelliği karşısında o kadar büyülendi ki, altın elmayı ona verdi. Gücenmiş tanrıçalar hiddetle oradan ayrılırlarken, Paris’in babası Priamos’tan ve bütün Truva halkından intikam alacaklarına ant içtiler.
Atakan Alkış