Biga ilçesinde bu ay 200 civarında deprem meydana geldi. önceki gün de yine Biga ilçesinde Richter ölçeğine göre 4.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Çevre illerin yanı sıra İstanbul’da da hissedilen depremde sevindiren nokta ise herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi'nin (AFAD) verilerine göre, saat 16.09’da merkez üssü Biga ilçesi olan depremin büyüklüğünün 4.6 olduğu açıklandı. Yerin 7 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem, Çanakkale’nin yanı sıra çevre iller ve İstanbul’da da hissedildi.
Biga ilçesinde sık sık yaşanan depremler ve son 4.6 büyüklüğündeki depremi yorumlayan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Tolga Bekler, depremin Biga Yarımadası'nın sismotektoniği oldukça yoğun bir bölgesinde gerçekleştiğini söyledi. Bekler, "Daha önce tarihsel dönemde büyük bir depremin oluşmadığı, mikro depremlerin kümelendiği bir yerde oldu. Yaklaşık 4 Şubat gününden, 4.6 büyüklüğündeki depreme kadar büyüklüğü 0.8 ile 3.1 arasında değişen çok sayıda depremleri biz gözlemliyorduk. Bu alanda ciddi bir gerilmenin olduğu şüphesi bizde vardı. Bu da yeni bir fayın üretebileceği ya da yeni bir faylanmanın başladığıyla alakalı çalışmalara ışık tutacak nitelikte. 4.6 büyüklüğü özellikle de biz yer bilimciler için orta büyüklükte bir deprem hatta daha da küçük bir deprem. Dolayısıyla yapısal hasar verecek niteliklere sahip değil. Bunun dışında bu deprem ana şokuyla beraber şu anda ciddi anlamda orada bir kırılmayı oluşturdu. Dolayısıyla ne kendi alanında ne de çevresindeki herhangi bir fay ya da faylara etki etmesi söz konusu değil. Dolayısıyla oldukça küçük dar bir alanda meydana gelen deprem kümelenmesinin sonucu olarak deformasyona uğramış bir alanı kapsayan bir depremle karşı karşıyayız" dedi.
NORMAL BİR DEPREM
Biga yarımadasına son günlerde sık sık yaşanan depremleri hatırlatan ÇOMÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden, de son yaşanan 4.6 büyüklüğündeki depremin her yerde olabilecek deprem olarak açıkladı. Prof. Dr. Süha Özden, "Çok dağınık bir alanda bu deprem dağılımları. Dünkü olan deprem de bu dağınıklığın hemen hemen ortasında bir noktaya denk geliyor. Şimdi bu bölgede Türkiye'nin fay haritasından da hepimizin bildiği üzere bir aktif fay yoktur. Hemen güneyinde Çan, Biga fay hattı, kuzeyinde ise Karabiga fay hattı var. Bu bölgede haritalarda yer alan bir fay hattı yoktur. Özellikle şunu belirtmek isterim ki, ülkemiz coğrafyası içerisinde deprem kuşağı içerisinde yaşıyoruz. 5 büyüklüğüne kadar hemen her yerde deprem olabilir. Dolayısıyla bunu geçmişte de hep birlikte yaşadık. Konya'da yaşadık, başka alanlarda yaşadık. Yani aktif tektonik ile ilişkili olmayan alanlarda da bu büyüklüğe yakın depremlerin olduğunu biliyoruz. Bugünden bakınca geçmiş bir aylık süre içerisinde öncü depremlerin olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla dünkü deprem bir ana şok niteliğindeydi ve devamında da 3.8 ve 3.6 büyüklüğünde artçı depremleri yaşadık. Onun dışında da çok yoğun bir 'after şok' dağılımı yoktur. Ben de bu depremin bir münferit deprem olduğunu düşünüyorum, devamının olacağını tahmin etmiyorum ama kesin bir ifade kullanmamak kaydıyla izlemekte fayda var. Bilimsel olarak depremi izleyeceğiz. Önümüzdeki birkaç zaman içerisinde bu bölgedeki aktivitenin nasıl devam ettiğini izleyeceğiz. Başta da söylediğim gibi bir münferit deprem olarak görünüyor.
Ben de yaşadım aynı depremi 15 saniye sürdü. Uzun sürdü. Bir sarsıntı olduğu zaman hepimiz bu anlamda korkuyoruz ama söylediğim gibi bir yaşadığımız coğrafya bu anlamda kolay bir coğrafya değil, aktif faylar var. Dolayısıyla bu aktif fayların arasında kalan bir alan. Bu tür sarsıntılar her zaman her yerde olabilir. Bu anlamda tabi sakin kalmayı başarmak lazım. Bu depremler eninde sonunda sona erecektir" dedi.
Mine Yel