Çanakkale Dardanelspor, M.Kemalpaşaspor, Keşanspor, Geliboluspor, Yalovaspor gibi takımlarda çalışan Mustafa Meteertem, son olarak yine Dardanelspor’a gelerek teknik direktörlüğe başladı. 3.lig ve 2. Lig şampiyonlukları gibi başarılara imza atan Meteertem, Dardanelspor’u Raşit Çetiner ile Süper Lig’e çıkarmıştı. Çanakkale TÜFAD Başkanlığı da yapan Meteertem ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Çanakkale taraftarı yıllardır sizi İmparator diye tanıyor. Yine de bilmeyenler için kendinizi tanıtır mısınız?
İmparator lakabı seyircinin teveccühü. Ben kendimi hiç öyle görmüyorum. Ben her zaman için Dardanelspor’daki teknik adamlık yaşantımda kendimi bahçıvan olarak görüyorum. Oyuncularımı da bahçede ekilmiş tohumlar olarak gördüm. Ve bir amele gibi, bahçıvan gibi çalışmayı yeğledim. Yani imparatorluk, krallık taraftarımızın teveccühü. Bana yakıştırılan çok güzel bir kelime ancak ben Dardanelspor’un askeriyim, daha doğrusu bahçıvanıyım. Çanakkale çocuğuyum. 13 yaşımdan beri futbolun içindeyim. Gerek yerel, gerek ulusal futbolun içindeyim. Dardanelspor bizim ailemiz. Takımımızın malzemecisi kalmasa biz gelir, o formayı kaldırır yıkarız. Görevimiz tabii ki takımın teknik patronluğu, hizmet etmek durumundayım. Tekrar ihtiyaç duyuldu ve çağırıldım. Söz konusu Dardanelspor olunca hiç bir şey önemli değil. Çağırıldık ve geldik. Şimdi de görevimizin başındayız.
Sezon başında yoktunuz, sonradan geldiniz. Takımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sezon başında yoktuk. Takımımızı değerlendirirken 3 haftadan önceyi pek değerlendirmek istemiyorum. Çalışan arkadaşların mutlaka emekleri olmuştur. Hiç kimse kötü olsun istemez. Sadece benim eleştireceğim nokta; yakın geçmişte Dardanelspor ‘un kültüründen uzaklaştığını, misyonundan uzaklaştığını gördüm. Bu durumu düzeltmek için çalışmaları başlattık. Başkanımız Mehmet Önen Bey de bu eksikliği gördüğü için tekrar o eski yapılanma modeline dönebilmemiz için talimatlar verdi. Çalışmalarını bu düzeye yapıyor. Ben şuan elimdeki kadroyu eksiğiyle, kötüsüyle benim için ideal kadro olarak görmek durumundayım. Çünkü bir başarı yakalayacaksak, o başarıyı bu çocuklarla yakalayacağız. Oyuncuların hepsi benim için değerli. Tabi ki eksileri yok mu? %100 her oyuncunun eksiği vardır. Biz dolu tarafından görmeye çalışarak hedeflediğimiz noktaya gelmeyi planlıyoruz.
Konsantrasyonu sürekli kılmak için ne yapıyorsunuz takım içinde, özel bir çalışmanız var mı?
Futbol sadece 1 buçuk saatlik, sahada beden hareketleri yapılan bir iş değil. Futbol 24 saat performansı pozitif duruma getirmek için yapılan çalışmalar bütünüdür. Bunun içerisinde sosyoloji var, oyuncunun mental anlamdaki kişisel gelişimi var. Baktığımızda 30 tane oyuncunun bulunduğu yerde değişik değişik karakterde oyuncular var. Bazıları duygusal, bazıları içsel, bazıları görsel… Bu oyuncuların bütün hepsine A dediğimizde hepsinin A kelimesini anlaması mümkün değil. Biz ortak akılda, her oyuncumuzun kişisel yapısına göre birebir diyaloglarla, birebir çalışmalarla, daha doğrusu NLP yaparak oyuncularımızı saha dışında da, saha içinden daha fazla hazırlıyoruz. Zihinsel olarak hazır değilseniz bir şeye, kesinlikle başarılı olmanız mümkün değil. Sahada gol vuruşu yapmanız, aşırı bir prim almanız başarılı olmak için çok etken olmaz. Zihinsel olarak hazırsak, futbola odaklanabilirsek zaten sosyal yaşamda da bunları yaşarız ve netice alabiliriz. Birincisi tabii ki mental anlamda odaklanma. Daha sonra sahada yapılan çalışmalar da zihinsel olarak yapılan antrenmanların bir devamı oluyor. Odaklanmaya ve NLP’ye önem veriyorum. Şuan için mental anlamdaki çalışmalarımızla çok yoğun bir şekilde devam ediyoruz.
‘TÜRK FUTBOLU KAZANSIN DİYE BİRÇOK OYUNCU YETİŞMEDEN OYNATILIYOR’
Türk futbolunun gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz, Türk futbolunu dünya futbolu içerisinde nerede konumlandırabiliyorsunuz?
Türk futbolunda teknik kariyerin olmadığını görüyoruz yıllardan beri. Teknik dediğimiz şey; Türk futbolu yerden mi oynanıyor, havadan mı oynanıyor, Türk futbolu kısa oyuncularla mı oynanıyor, uzun oyuncularla mı oynanıyor, Türk futbolu kondisyonun teknik özelliklerini mi çok fazla yansıtıyor yoksa teknik taktik mi daha fazla yansıtıyor, çözebilmiş değilim. Türk futboluna çok büyük yatırımlar yapılıyor ama bu yatırımlar gelişmesine çok fazla katkı sağlayamıyor. Türk futbolunun belirli bir anlayışı sergileyip, belki çok geride kalmış değiliz ama, Avrupa futbolunu yakalaması, bunlarla eş değerde olması belirli kurallar çerçevesinde olur. Bunun için sabır ve azim gereklidir. Olmazsa olmaz 10 tane kuralınız varsa bunu bütün takımlara uygulatmak durumundasınız.
Peki Türk futbolunun kalkınması için ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Türkiye Süper Ligi’nde yabancı sayısını biliyorsunuz. Türk futbolunda genç oyuncuyu A takımında yani profesyonel ligde oynatırsanız Türk futbolu kalkınır. Mehmet Topal’ı oynatmasaydık, Selçuk İnan’ı hatalarıyla oynatmasaydık bugün Galatasaray’da, Milli Takım’da oynuyor, Avrupa’da seyrediliyor olmazdı. Selçuk’un, Mehmet Topal’ın ya da diğer Dardanelspor markasından çıkan oyuncuların gelişim safhasına baktığınızda, bu oyuncular Dardanelspor’da da yetişirken, olmuşlar ama olmadan oynatmışız biz onları takımda. Olmadan oynatınca antrenmandaki hataları değil, müsabakada yaptıkları hatalarıyla anılır oldular. Türk futbolu kazansın diye birçok oyuncu bu şekilde oynamıştır. Ama baktığımızda Türk futbolunda Süper Lig’de genç oyuncu sayısı az, PTT 1. Lig’de de az. Futbolun olmazsa olmazları vardır, başarılı olmak için onları uygulamak lazım. Ben 14 yaşlarında junior takımdaydım. Federasyondaki büyük hocalarımız Çanakkale’ye gelmişlerdi. Futbol akademisi kuralım diye Kirazlı Yatılı Okulu’nu etüt ediyorlardı. Ben şimdi 55 yaşındayım. Geçtiğimiz yıllarda yine aynı kişiler yaşlanmış bir şekilde aynı yere gelip burada futbol akademisi kurabilir miyiz diye soruyorlardı. Hala aynı yerdeyiz yani. Teknolojik olarak her şeye ayak uydurduğumuz için futbolumuz gelişiyor gibi gözükse de, bana göre çok fazla yol kat etmiyoruz futbolun gelişimi için. Futbol kirliliği var, eğitim kirliliği var. Bunu tek düzeye getirip, olmazsa olmazları koyarsak gelişir. Kulüplerin imkanı çok iyi, malzeme imkanı var, statlarımız çok fazla, antrenman sahaları çoğunlukta. Futbolcunun yetişmesi gerekir, futbolcuya yatırım yapmak gerekir, ama kaç tane takım yatırım yapıyor? Bu durumda da kulüpler Türk futboluna ne kadar katkı veriyor veya Futbol Federasyonu kulüplere ne kadar katkı veriyor, bilmiyorum.
‘’ANTRENMAN SAHASI MEZARLIK OLMUŞ, YETENEKLER O MEZARLIKTA GÖMÜLÜP GİDİYOR’’
Türk futbolunun gelişimi için alt yapının önemli olduğunu söylüyorsunuz yani.
Bunların hepsi iç içe. Baktığınız zaman Türk futbolunun çok imkanı var. Ancak özel yapıya sahip olmazsa olmazlar var ve bunların uygulanması gerekir. En azından 20 tane takıma pilot uygulama yapılıp, yetenekli oyuncuları patlatabilirsiniz. Ama baktığınız zaman bir sürü antrenman sahası mezarlık olmuş, yetenekler o mezarlıkta gömülüp gidiyor. Yanlış antrenmandan, yetenek tespitinin yanlış olmasından dolayı heba olup gidiyorlar. Dedim ya, bahçıvanlık meselesi. Tohumu ekiyorsunuz ama o tohumu geliştirmek, yeşertmek, budamak, sulamak gerekiyor. Biz bunları sadece idari bakımdan değil, teknik anlamda da başaramıyoruz. Böyle sorular sorulduğunda herkes anlatıyor ama ben bunun pratiğini yaşamış bir teknik adam olarak bunu daha iyi değerlendirebiliyorum, daha iyi anlatabiliyorum.
Son olarak Çanakkalelilere söylemek istediğiniz bir şey var mı, takımlarına destek olmaları konusunda diyeceğiniz bir şey var mı?
Çanakkale Dardanelspor Çanakkale’nin takımıdır. Tabii ki taraftarın destek vermesi başarıyla ilgili bir konsept olduğu için başarılı olmamız gerekiyor. Destek verilmesi konusunda manen destek vermeleri bizim için yeterli. Maça gelmeleri, destek vermeleri, o havaları tekrar yaşamamız gerekiyor. Ama ben başarı geldiği zaman Çanakkale halkının duyarsız olmadığına inanıyorum ve katkı vereceklerine inanıyorum. Çünkü ben 1. Lig’e çıkan takımda da teknik kadroda 2. adamdım. Şampiyon olup Süper Lig’e çıktığımızda uçakla Çanakkale’ye dönmüştük. Çanakkale halkının, 70-80 yaşındaki kadınların havaalanında bizi karşıladığına şahit oldum. Havaalanından Cumhuriyet Meydanı’na konvoyla 3 saatte gidebildik. PTT 1. Lig’e çıktığımızda Çanakkale Ankara’ya taşınmıştı. Taraftarın manevi desteği başarıyla ilgili. Başarılı olursak taraftarın bizim yanımızda olacağına inanıyorum. Ben de bir Çanakkaleli olarak mesele Dardanelspor ise hiç bir şeyin önemi yok diyorum. Hep beraber görevimizi elimizden geldiğince, en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz.
SİNEM TETİK
Kaynak: Haber Merkezi