Çanakkale Valiliği, DSİ Genel Müdürlüğü, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Teknopark, Çanakkale Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ÇASİAD) ve çeşitli kurum ile kuruluşlar tarafından organize edilen “Zirve 17: Çanakkale Su Zirvesi” Kolin Otel’de yapılan sunumlar ve konuşmalar ile gerçekleştirildi. Zirvenin hedefi olarak Atikhisar Baraj Göleti’nin miktar, kalite ve ekolojik açıdan korunması, su tasarrufu modellerinin geliştirilmesi, atıksu geri kazanımının teşviki ve afet yönetimi gibi kritik konuların bilimsel çalışmalara dayandırılarak ele alınması, kısa, orta ve uzun vade su yönetim projeksiyonlarının oluşturulması olarak bildirildi.
Çanakkale’de su havzalarında şirketlerin Su Zirvesi’ne sponsor olması kent kamuoyunda bir süredir tepkiyle karşılanıyordu. Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek de sponsorlardan dolayı zirveye katılmayacağını belirterek; “Son birkaç gündür öğrendik ki içinde farklı sponsorlar da var. Ben Çanakkale Belediye Başkanı olarak katılıp normalde bir konuşma yapacaktım. Ancak bu zirveye katılmayacağımı bildirdim" dedi ve Çanakkale Belediyesi tarafından Su Zirvesi’ne katılım gösterilmedi.
Hem içerde hem dışarıda protesto
Dün saat 10:00’da protokol konuşmaları ve sunumlar ile başlayan Su Zirvesi’ne protesto gecikmedi. Kolin Otel’in dışında toplanan çevreciler, gerçekleştirdikleri basın açıklaması ile zirveyi protesto etti. İçeride ise Kazdağları Ekoloji Platformu Derneği Başkanı Süheyla Doğan, yapılan sunum ve konuşmaların ardından söz istemek için kürsüye çıktı. Ancak Doğan’a konuşma yapması için müsaade edilmedi. Bunun üzerine Doğan, emniyet birimleri tarafından yaka paça salondan çıkarıldı. Salondan çıkarılmasının ardından kapı önünde basın mensuplarına açıklama yapan Süheyla Doğan, Su Zirvesi’ne altın ve metalik madenci firmaların sponsor olmasını eleştirdi. Doğan yaptığı açıklamada; “Tahtalı Barajı’nın dibinde maden açarak ekosisteme zarar veriyor. OREKS’in işlettiği madenlerde iş cinayetleri yaşandı. Bu şirketlerin sponsor olduğu bir su zirvesinde biz ekoloji örgütleri yokuz, çalışma gruplarında yerimiz yok. İçeride bunları söylemeye çalıştım, ama yaka paça dışarı atıldım. Bu paralar kirli. O paralarda halkın gözyaşı var. Halkın suyunu, toprağını zehirleyen bir sistemin parasıyla suyu koruyamazsınız” diye konuştu.
“Zirve’yi maden şirketlerinin kirli parası olmadan gerçekleştiremez miydi?”
Dışarı yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Sularımıza el koyan, kirleten maden şirketlerinin, Su Zirvesi’ne sponsor olmaları kabul edilemez! Şu anda, önünde bulunduğumuz Kolin Otel’de Zirve’17 Çanakkale Su Zirvesi gerçekleştirilmektedir. Çanakkale Valiliği, Çanakkale Belediyesi, ÇOMÜ, DSİ,Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Çanakkale Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, ÇASİAD, ÇanakkaleTeknopark’ındüzenlediği zirve iki gün sürecektir. Kısa süre önce siteye yerleştirilen sponsor listesine TÜPRAG, gibi altın madeni şirketlerinin eklenmesinden sonra, Çanakkale Belediye Başkanı Av. Muharrem Erkek, bugün basına yaptığı açıklama ile tüm ekibi ile birlikte zirveye katılmayacağını açıklamıştır. Çanakkale Belediyesi’nin çekilmesi ve tepki göstermesi sevindiricidir. Su Zirvesi’nde, Çanakkale’nin su varlıklarının korunması için alınması gereken önlemler ve su varlıklarımıza yönelik metalik madenciliği gibi tehditlerin ortaya konulmasını beklerken, ne yazık ki, TÜPRAG gibi altın şirketleri Zirve’ye sponsor yapılmıştır. Programda şirketlere plaket takdim edileceği de yazılıdır. Bu durum oldukça düşündürücü ve endişe vericidir. Suyumuzu korumak, suyumuzla ilgili yol haritası çıkarmak sularımıza el koyan, kirleten maden şirketlerine mi kalmıştır? Bunca kamu kurumu, bu Zirve’yi maden şirketlerinin kirli parası olmadan, kendi kurumsal olanaklarla gerçekleştiremez miydi?”
“Önce sponsorlara bakalım”
“ÇOMÜ’nün konferans salonları varken Kolin gibi boykot listesinde olan bir şirketin oteli mi kullanılmak zorunda idi? Zirve’nin amacı’nın, küresel ısınma, sanayi ve nüfus artışının Çanakkale’yi tehdit ettiği, Çanakkale Köprüsü’nün açılmasından sonra bölgeye olan talebin arttığı belirtilerek, Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı üzerinde baskıların arttığı, bu nedenle Atikhisar Barajı’nın sürdürülebilir kullanımı için bir yol haritası çıkarmak olduğu belirtilmektedir. Oldukça ulvi bir amaçtır. Ancak, düzenleyicilerin ve sponsorların pek çoğunun bugüne kadar onayladıkları/ gerçekleştirdiği projelere bakılırsa, bu Zirve’den Atikhisar Barajı için gerçek bir yol haritası çıkartılmasını beklemek biraz hayaldir. Yine “dostlar alışverişte görsün” olacaktır. Önce sponsorlara bakalım: İvrindi’de, Düdüklü Suyu’nun kaynağında süyanürlü altın madenciliği faaliyeti yürütmektedir. TÜPRAG: Uluslararası Eldoradogold şirketinin yüzde yüz iştiraki olan TÜPRAG, İzmir’in içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı’nın hemen bitişiğinde Efemçukuru Altın Madeni’ni işletmektedir. Ayrıca, Uşak Eşme’de Kışladağ Altın Madeni Projesi ile koca bir dağı yok etmiş, 2006’larda binlerce kişinin zehirlenmesine yol açmıştır. Proje’nin ÇED Olumlu Kararı iç hukukun tüketilmesinden sonra başvurulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından yakın bir zamanda iptal edilmiş, yargılama yeniden başlamıştır. OREKS: Şirket, Yenice’nin Kalkım İlçesi yakınlarında ve ayrıca Armutçuk’da metalik madencilik yapmaktadır. Madende birkaç kez göçükler yaşanmış, işçiler yaşamını kaybetmiştir. Çalışma koşulları nedeniyle, greve giden işçilere baskı uygulanmış ve hakları verilmemiştir. Şirketin proje alanında Gönen Barajı’nı besleyen Han Deresi bulunmaktadır. “
“Valilik tüm bu şirketlere izin vermiştir”
“Kamu Kurumlarına bakalım: Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı: Bugüne kadar, Atikhisar Barajı yakınında Alamosgold’un, Koza’nın Altın Madeni projelerine ÇED Olumlu kararı vermiştir. Cengiz Holding’in Halilağa Bakır (!) Madeni Projesi için Hacıbekirler Göletleri için ÇED’de Muaf kararı vermiştir. Devlet Su İşleri: Alamosgold’a su vermek için Şirkete Kumarlar Göleti’ni yaptırmıştır. Cengiz Holding’e su vermek için HacibekirlerGöletleri’ni şirkete yaptırmak için protokol imzalamıştır. Çan’ın can damarı Kocabaş Çayı’nın suyunu Cengiz’e tahsis etmiş, derivasyon kanalı ile su alınmasına izin vermiştir. Çanakkale Valiliği: Bölgemizin su varlıklarına el koyan, kirleten tüm bu madenci şirketlere İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatı-Gayri Sıhhi Müessese İzni vermiştir.”
“Madene verecek suyumuz yok!”
“Önümüzdeki hafta, 16 Nisan’da, Ankara’da, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’nın koruma alanı içerisinde,Terziler köyüne 1,3 km, Serçiler köyüne 2,6 km Atikhisar Barajı’na ise yalnızca 1,4 km. mesafede Koza Altın İşletmesi tarafından açılmak istenen Altın-Gümüş Madeni Açık Ocak İşletmesi Projesi ile ilgili ikinci İnceleme Değerlendirme Komisyonu Toplantısı yapılacaktır. Projenin Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) kararı verilecektir. DSİ, bu Zirve’de samimi ise, bu projeye olumsuz görüş verir. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı samimi ise, bu projeye ÇED Olumsuz kararı verir ve projeyi iade eder. Çanakkale Valisi samimi ise, kendisinin de suyunu içtiği şehrin yararını ve Çanakkale Halkının taleplerini gözetir ve halkın yanında yer alır. Zirveyi düzenleyen tüm kurumlara buradan sesleniyoruz; Şirketlerin değil halkın ve doğanın yararını gözetin! Ekolojik yıkımların sorumlusu madenci şirketleri yeşil aklamayın! Su varlıklarımızı şirketlere peşkeş çekmeyin. Suyun kullanım önceliği madencilerin değil, halkın ve doğadaki diğer canlılarındır. Kazdağları’nın Üstü Altından Değerlidir! Madene verecek suyumuz yok!”
Atakan Alkış