AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan Çanakkale'ye yapılan yatırımlardan bahsederek, "O köprü Çanakkale’nin kaderidir. Turizmi demek, sanayisi demektir. Çünkü tarımın da en güzeli, en iddialısı Çanakkale’de var. Meyvenin sebzenin en güzeli bu bölgelerde var. Peynirin zeytinyağının en güzeli bu bölgede var. Ama onun dışında tarihin en anlamlı sahneleri burada yaşandı. Assos’ta, Troya’da, şehitliğimizde hepsi bizim için bir nimet. Bunun dışında ormanıyla, sanayisiyle bambaşka bir şehirden bahsediyoruz. Birçok şehrin bir başlığı var. Birçok şehrin başka bir başlığı yok. Ya ormanı var, ya sahili var. Alın ormanı, alın sahili başka bir başlık yok. Ama Çanakkale’de orman ayrı, tarım ayrı, turizm ayrı, sahil ayrı, her şeyi var. O yüzden biz köprüye sadece klasik olarak bakmıyoruz. Türkiye’nin en büyük köprüsü olmasından öte dünyanın en uzun köprüsü. Toplam dört bin metre yapılan bir yapıdan bahsediyoruz. Rüzgar sorunumuzdan ötürü mühendislerimizin yoğun çalışmaları sonucunda 3 geliş 3 gidiş ayrı oldu. Ortası boş, farklı bir mimariye sahip. İstanbul’da tek tabya var biliyorsunuz. Onun dışında birçoğunuz Çanakkale beldede yaşıyorsunuz. Troia hemen şurası. Troia 2018 yılı olsun diye başbakanımızla bakanlarımızla görüştük. Bir araya geldik işi yoluna koyduk. İnşallah Troia 2018 yılı ilan edilecek. Sonra Assos için başlıyoruz, sonra termal turizm ile çalışmalarımız var. Çanakkale gıda osbsi var biliyorsunuz, çok önemsiyoruz. Türkiye’nin tek gıda osbsi olacak. Ezine, Bayramiç, Ayvacık havzasını toparlayan bizim meyvemizi, zeytinimizi, bağımızın daha kıymetli olduğu, her türlü imkanının sağlandığı harika bir mekan haline gelecek. Antalya’dan, İzmir’den çıkan kim varsa oradan durmadan geçemeyecek" dedi.
"90 yılda 65 hükümet kuruldu"
Referandum hakkında bilgi veren Bülent Turan'ın geniş bilgiler içeren konuşması ise şu şekilde oldu:
"Şuan biz 90 yıllık bir siyasi tarihimiz var. Şu an AK Parti hükümetindeyiz ve Ak Parti hükümeti 65’inci Cumhuriyet Hükümeti. 90 yıllık siyasi tarihimizde,65 hükümet kurmuşuz. Çok kaba bir hesap yaparsak, bir buçuk yılda bir hükümet kurulmuş. Önümde liste var. Bu listeye baktığımızda bu 90 yıllık tarihteki 65 hükümetin 35 tanesi bir yılın altında. Biz bu 90 yılda 65 hükümetin devam ettiği mantıkta mı devam edeceğiz yoksa Almanya, İngiltere, Fransa, Amerika gibi 5 yılda bir başkanlık değişiminin olduğu, istikrarlı demokratik rejimlerin esaslı olan bir hükümet mi olacağız?
Bir yıllığına bir bakkal açsanız, esnafın kredisinin alındığı yer neresi, noter nerede, bir yıl biter zaten. Belediye başkanı olsanız, o bir yıl içerisinde hangi vaadinizi yerine getirebilirsiniz? Ama Türkiye’de bir buçuk yıl süren hükümetlerden bahsediyoruz. Eğer şu son 15 yılda köprü, hastane, okul yapılıyorsa bu sistemin kendisinden değil Ak Parti’nin kendi içindeki uyumunda, ilişkisinden kaynaklı. Şuan cumhurbaşkanımız ve başbakanımız çok iyi bir örnek sergilediler ama Recep Tayyip Erdoğan bugün var yarın yok. Ak Parti bugün var yarın yok. Hatırlayın eski yıllarda, Demirel kendi kurduğu partisini Çiller’e devretti. Demirel ve Çiller birlikte başlamışken, büyük kavgalar ettiler ve bu ülkeye bedel ödettiler. Rahmetli Özal kendi kurduğu partisini Mesut Yılmaz’a verdi. Mesut Yılmaz’la da kavgası oldu. Demek ki sorun Demirel de Özal da değil.
Ak Parti’nin 15 yıllık geçmişini bir kenara bırakarak, sistemin her döneminde kavga var gerginlik var, bedel var. Daha önceleri bu bedeli biz, beraber ödedik. Anayasanın fırlatıp, bir gecede üç kat borçlandığımızda esnafımız kredisini ödemesinde sorun yaşadı, dükkanı kapandı. Faiz, enflasyon fırladı. Biz diyoruz ki öyle bir şey yapalım ki, istikrarın en güzeli olsun. Halk sevmiyorsa bir daha seçmesin, sevdiyse bir daha seçsin. İki tane beş yıl bir üçüncüsü yok.
Tek adam diyorlar ya, tek adam olmak isteyen insan kendini iki dönemle sınırlar mı? Tek adam olmak isteyen insan kendine soruşturmaya açar mı, bu imkanı verir mi? Derdimiz 65 hükümetin patinaj yapmasını, bizi zayıflatmasını istememek. Mesele Ak Parti meselesi değil. Ak parti meselesi olsa, şuan bize karışan yok tabiri caizse. En akıllı adam ana muhalefet. Görüyorsunuz ki, adamı izleyenin oyu değişiyor. Adamı izledikçe hayır aşağı çekiliyor. Hiç konuşmasa inanın daha çok oyu olacak. Ama her konuşması yalan ve iftira olunca millet artık gülmeye başladı. 18 yaşı, 600 vekili, tek adamlığı, fes yetkisi, hepsinin yalan olduğu ortaya çıktı zaten. Esas şu; bu ülkede beş yılda bir seçim olsun güçlü bir lider olsun. Tayyip Erdoğan’ dan sonrada güçlü bir lider olsun, 15 Temmuz’u beraber yaşadık, zayıf bir hükümet olsaydı o gün halk sahip çıkmasaydı darbe engellenebilir miydi?
Bu sistemin esası millete dayanmak, yüzde 50’den fazla oy alması lazım. Bu oyu almak için ne yapmak lazım, Ağrı’ya, Muş’a, Çanakkale’ye gideceksin. Daha yüzde 49’uz. Demek ki daha çok çalışacağız. Biz evet diyenler yüzde 50 alabileceğimize güveniyoruz. Halkla yürürsen, bu oyu alırsın. Ama sen halkla yürümek değil de sırtını kasete dayarsan, sırtını yabancı güçlerin oylarına dayarsan hayır dersin. Halkı seven halkla yürüyen diyenler evet der, bir gecede genel başkan olanlar hayır derler.
Almanya, Hollanda, Avrupa hayır diyor, hayır diyecek tabi. Onlar için en güzel Türkiye, 90’lı yıllarda kalan, içine kapanık, kendi arasında terör kavgası olan, yatırımları duran bir ülke. Onların bunu istemesinden daha normal bir şey yok.
Biz daha güçlü ve istikrarlı olmak için evet diyoruz."
Kaynak: Haber Merkezi