CHP’li Bülent Öz'ün yaptığı açıklama şu şekilde:
"Ülkemizin söz sahibi olmak için rekabet etmeye çalışıldığı zeytincilik sanayi alanlarını genişletmek istenmesi adı altında sanayi komisyonunda yer alması akıllara soru işareti getiriyor. Üstelik yasa tasarısı tarım bakanlığı adına yetki almaktadır ama tarım komisyonunda görüşülmeye sevk edilmemiştir. Zeytincilik alanları gibi meraları ve kıyılarında yapılaşmaya açacak ve bunu valilik kararına bağlayacak yasa değişikliğinin de bu pakette olmaması gerekmektedir. Daha önce 6 kez zeytinciliğin ölüm fermanını meclise getiren ve baskılar sebebiyle geri çeken AKP, 7. Kez yasayı aynen meclise getirmiştir. Bu ısrarınızın sebebi nedir? Sanayileşme üretimini arttırmayı hedefliyoruz diye zeytinciliğimizi, kıyılarımızı ve meralarımızı tahribata sürükleyecek kararlar almak istemektedirler. Bu bağlamda CHP Çanakkale Milletvekili Bülent ÖZ, Sanayi Komisyonuna katılarak zeytinciliğin yok olmasına, meraların ve kıyıların yapılaşmaya açılmasına sebep olacak maddelerin geri çekilmesi için söz alarak açıklamalarda bulundu.

ZEYTİNCİLİĞİ YOK EDECEK KARARLAR ALIYORLAR
CHP Çanakkale Milletvekili Bülent ÖZ; Sayın Bakan, dün sizin ifadenizle resme büyük ve bütün bakmak gerekli, Sanayi bakanlığının sadece sanayi büyümesini üretimi arttırmayı düşünerek, fakat çiftçinin taleplerini görmezden gelerek aldığı zeytin alanı belirleme kararı siyah altınımız zeytinciliğimizi yok olmayla karşı karşıya bırakacaktır. Ülkemizdeki çiftçi sayısının her geçen gün azaldığı gerçeğinde politikalarınızı kanunla belirlediğiniz ve sadece sanayici tarafından baktığınız bir gerçekle karşı karşıyayız.
Bakanlığınızın zeytin sanayisi için de projeler üretip, üretimi arttırma teknolojiler geliştirerek, zeytincilik için gerekli ar-ge leri yapmanızı beklerken, zeytinliklerimizi yok olmakla karşı karşıya bırakacak bir kanun değişikliğini hiç ama hiç hoş karşılamıyoruz.
Paketin amacı sanayicilerin ihtiyaçlarına göre hazırlandı diyorsunuz da zeytincilerimizin ihtiyaçlarını dinlediniz mi? bir bakanlığın politikası sadece sanayicinin ihtiyaçlarına göre belirlenebilir mi? Ülkemizde tek sanayileşme sorunu zeytinlik sahalarda mı eksik kaldı? Bir tek kıyı ve mera kanunu esneterek mi sanayicinin önünü açmayı hedefliyorsunuz?
Paketin amacı sanayicinin taleplerine göre üretimi arttırmak olsaydı, zeytin üreticisinin yaşadığı tedirginliği görmezden gelmezdiniz. Bu kanun tasarısı ihtiyaçlar dahilinde hazırlandı diyorsunuz, zeytin ağaçlarının kesilme tehlikesine zemin hazırlamak nasıl bir ihtiyaçtır?
Yasalardaki maddeler, günün şartlarına göre değişebilir ama söz konusu zeytin olunca günün şartlarına göre üretimi ve üreticiyi doğrudan etkileyecek ve sadece başka bir sektörün lehine kapısına dönüştürecek bir değişiklik yapılması doğanın dengesini etkileyecektir.
Değişecek kanunla zeytinleri siz keseceksiniz demiyoruz, siz o niyetle kanunu değiştiriyorsunuz da demiyoruz, ama rant sahipleri bu konunun üstüne gidecek ve zeytin üreticisi vazgeçme noktasına gelecek. Zeytin siyaset üstü bir konudur. İhtimale ve inisiyatife bırakılamaz.
100 milyon zeytin ağacı sayısını iktidarınız döneminde 170 milyona çıkardınız evet zeytin dikme seferberliği başlatmıştınız. 2004 yılında 1 Milyon 600 Bin Ton olan zeytin üretim seviyemiz 2016 yılında ancak 1 Milyon 730 Bin Ton seviyesine gelebilmiştir. %70 artış gösteren ağaç sayısı sadece %10 üretim artışı getirmiştir. Ağaç sayısı arttı ama üretim aynı oranda artmadı. Kısaca zeytin ağacı seferberliğiniz hüsranla sonuçlanmıştır ki şimdi tüm zeytinlikleri tehlikeye atıyorsunuz. Dekar başına ürün artışı için ne yaptınız? Zeytincinin taleplerini hiç dinlediniz mi?

YANLIŞ TARIM POLİTİKALARINIZA BİR YENİSİNİ KANUN TASARISIYLA EKLİYORSUNUZ.
Buradan şunu ifade etmek istiyorum ki, zaten artan 70 milyon ağaç sayısı iktidarınız yanlış tarım politikalarıyla dikilmiş ve çiftçimize yük olmuştur. Şimdi siz zeytin saha tanımını değiştirerek, cezai yaptırımları neredeyse ortadan kaldırarak mağdur olan zeytincimize bir darbe daha vuruyor ve bırak bu zeytinciliği diyorsunuz.
Her şeye şüphe ile bakmıyoruz elbette ama Zeytinden kazancı para etmeyen çiftimiz rant sektörünün kurbanı olarak toprağını satmak zorunda kalacak, evet zeytin ağacını siz kesmeyeceksiniz ama kesilen her zeytin dalının vebali sadece sizin değil hepimizin üstünde olacak.

ZEYTİNCİLİK KÜLTÜREL MİRASIMIZDIR, YOK OLMASI FELAKETTİR.
Dünya zeytin ağacı korunmalı diye taraf oluyorken, çıkaracağınız bir kanunla bu sektörü tehlikeye atıyorsanız, kültür mirasımızı kaybetmekle karşı karşıya olacağız. Oluşabilecek yasal boşluklar sanayileşmenin önünü açarken, zeytinciliği bitirme noktasına getirecek.
Gelişmiş ülkeler ile rekabette en büyük farkımız zeytinimizdir, marka değeri olan ve emin adımlarla dünya 2.liğine ilerlediğimiz sektöre bu yasa ile darbe vuracak ve rekabet edemez hale geleceğiz.
Her derdin devası zeytini ve zeytin yağını en az tüketebilen ülkelerden biriyiz. Derdimiz üretimi arttırıp tüketimi de arttırmak olması gerekiyor. Ama esnetilen zeytin yasası ile bu artık bir hayal olmaktan ileri gidemeyecek.
Zeytin sahası, orman sınırı dışında kalan ve bir dekar alanda en az 15 kültür çeşidi veya yabani zeytin bitkisinin bulunduğu alan olarak tanımlaması zeytinciliğin yok oluşunun fermanıdır. Çünkü dekarda 15 ya da daha fazla zeytin ağacı yoksa zeytinlik saha olarak kabul edilmeyecek.
Her şey bilimsel diyorsunuz? Lütfen 15 sayısına hangi bilimsel sonuçla vardınız? Kaç dekar alan bu tanım altında kalarak yok olacak biliyor musunuz?
Değişecek kanunla zeytincilik ihlallerine caydırıcı önlemler oluşturmayacaktır. Aksine zeytincilerimizin mağduriyetini arttıracaktır. Çünkü cezai yaptırımlar düşürülmüştür.
Zeytinliklere 1 km mesafede koyun ve keçi ağıl yapımı yasak dışına alınmış, uymayanlara verilecek hapis veya adli para cezası hükmünü kaldırmıştır. Bunun yerine zeytinliklerde hayvan otlatılmasının önüne geçmek için caydırıcı önlem görülen, bizce sembolik 5bin tl idari para cezası verilecektir.
Zeytinlikte otlayan hayvanın oluşturacağı tahribat bedeli parayla ölçülebilir mi? Mevcut kanun maddesini kaldırarak zeytin alanlarının tahribatını önüne geçilemeyecektir. Aksine talanın önünü açacaktır. Bu tasarı ile zeytin alanlarının, kıyıların, meraların, yanında her türlü fabrika ve tesis kurulmasına imkan oluşturacaktır.
Sadece kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz ve işletilemez hükmünün korunması fakat toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez hükmünü kaldırması, zeytin saha tanımı ile yok olmaya mahkum edilen zeytinciliği bitirme seviyesine getirecektir. Kurul, alternatif alan yoksa kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarda yatırım yapılabilmesine olanak verecektir. Zeytincilik kurul tanımı ile siyasilerin tanımına açılıyor.

SANAYİ YATIRIMI YAPIN AMA ZEYTİNİMİZE DOKUNMAYIN
Yasadaki Düzenleme, kıyılarda yeni yapılaşmanın önünü açmaktadır. Yasa tasarısında geçen “alternatif bulunamaması halinde” ibaresi ve “Bakanlar Kurulunca alınacak kamu yararı kararı doğrultusunda” ibaresi, bu tasarının zeytinlikleri de yapılaşmaya açacak olan hükmüyle aynı istisnai hükümleri taşımakta, taşıdığı kanunun başlıkları olan Zeytinciliği ve Kıyıyı değil yapılaşmayı öne çıkaran bir anlayışı takip etmektedir. Kıyıları ve zeytinlikleri yapılaşmaya karşı korumalıyız, kanunlara sürekli istisnai hükümler eklemek suretiyle Kıyı Kanunu, endüstri bölgeleri ya da sağlık tesisleri kurmak amacıyla kanunlar esnetilmemelidir. Üretim Reformuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan bu maddeler, yapılaşmayı ana gündemi haline getirmiştir. Yine bu düzenleme, kıyılarda çevre, kent planı ve kamu yararına tümüyle aykırı iş ve işlemlerin yapılmasına yol açacaktır. Dolgu alanlarında yapılacak işlemler, kamu mülkiyetinde olsa da, sağlık tesisleri ya da endüstri bölgesi kurulması suretiyle, çevrenin, jeolojik yapının, kent mimarisinde telafisi önlenemez zararlara zemin hazırlayabilecek niteliktedir.

EĞER BU TASARIYI GERİ ÇEKMEZSENİZ ÖNÜMÜZDEKİ 10 YILDA YOK OLMUŞ BİR ZEYTİNCİLİK İLE KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ.
Yeni sanayi alanlarını oluşturmayı hedeflediğiniz gerçeğinde zeytinciliği yok etmeyin. Çiftçimiz toprağını terk etmek zorunda kalmasın. Dedi.
Sabaha karşı 02:30 ‘a kadar süren komisyonda çalışmalarda hazır bulunan CHP’li Bülent ÖZ, yasa tasarı maddelerini ve sonuçlarını değerlendirdi;

ZEYTİNLİKLERİMİZİN YOK OLMA TEHLİKESİ DEVAM EDİYOR.
Yasa tasarısının 2. Ve 3. maddeleri, zeytinlik saha tanımını ortadan kaldırıyor ve zeytinlik alanlarımızın korunmasında yasal boşluklar oluşturarak zeytinliklerimizin talan olmasına zemin hazırlıyordu. Zeytin saha tanımı yok olmasıyla ülkemizdeki zeytinliklerimizin %80 yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakacaktı. Bu iki kanun tasarısı verdiğimiz komisyondaki verdiğimiz mücadele ve önergeler ile geri çekilmiştir.
Fakat yasa tasarısının 4. maddesi gerekçeli itirazlarımıza rağmen geri çekilmemiş ve zeytinliklerimizin yok olma tehlikesi devam etmektedir. Çünkü zeytinlik sahaları alternatif alan bulunamaması ve kurulun uygun görmesi durumunda yapılaşmaya açılabilecek. Gerekçelerimizi göz ardı eden iktidar komisyondan tasarı maddesini geçirmiş ve meclise yasalaşması için göndermiştir. Komisyondaki mücadelemiz genel kurul görüşmelerinde devam edecek ve zeytinliklerimizi yok olmaya mahkum edilmesine müsaade etmeyeceğiz.

KAMUOYUNDA OLUŞTURDUKLARI UZLAŞILDI ALGISI GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR.
Yasa tasarısının 4. Maddesi, 2 ve 3. maddelerini kapsayıcı kararlar almalarına olanak sağlamaktadır. Asıl 4. Madde tasarıdan geri çekilmesiyle zeytincimiz rahat bir nefes alabilecekti fakat şimdi valilikte oluşacak kurulun kararlarına göre zeytinliklerde, sanayi yapılaşmasına müsaade edilecek ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılacak.
Geç saatlere kadar süren komisyon görüşmelerinde, zeytinlik alanlarımızda ki yapılaşma tehlikesine benzer bir kanun tasarısı olan 26. Madde ile kıyılarımızı ve meralarımızı yapılaşmaya açacak şekilde kanuna istisnai hükümler ekleyerek esnekleştirilmekteydi. Zeytinlik alanlarında olduğu gibi kıyılarımızda ve meralarımızda yapılaşmanın önüne geçmek için mücadelemiz sonuç verdi ve önergemiz ile tasarı maddesi geri çekildi."