Memur-Sen Türkiye genelinde İsrail terörünü lanetlemek için eş zamanlı eylem düzenledi. Çanakkale’de Memur – Sen öncülüğünde düzenlenen ve Çanakkale’de bulunan STK’larında destek verdiği eylemde üzerinde Türk ve Filistin Bayrakları bulunan araçlar ezenler mahallesinden ana caddeleri dolaşarak konvoy yaptı. Konvoyun son noktası, İsrail terörünün protesto edileceği ve basın çakılmasının yapılacağı Cumhuriyet Meydanı Oldu. Cumhuriyet Meydanında İsrail terörünü kınayan sloganlar eşliğinde eş zamanlı yapılan açıklamada Memur-Sen Çanakkale Şube Başkanı Suat Özen “Bizim ve filistin’in mücadelemiz insanlık ve hak mücadelesi” dedi.

MEMUR-SEN’DEN TÜRKİYE GENELİNDE İSRAİL VAHŞETİ PROTESTOSU
Her şey İsrail polisinin Mescid-i Aksa'daki cemaate saldırı düzenlenlemesi ile başlamış, Kudüs'te Müslümanlar için kutsal olan Ramazan ayında, Nisan sonunda başlayan gerilim "Kudüs Günü" yaklaşırken daha da tırmanmış, Protesto gösterileri, İsrail polisinin müdahalesi ve çatışmalarda yüzlerce Filistinli ve 30'a yakın İsrail polisi yaralanmıştı. Geçtiğimiz Cuma Günü Cuma namaz kılmak üzere Mescid-i Aksa'ya giden on binlerce Filistinli, 10 Mayıs'taki "Kudüs Günü"nde bazı İsrailli grupların planladığı yürüyüşte Harem-üş Şerif'e girmemesi için üç günlük bir nöbete başladı. Ertesi gün Sabah namazını Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde yer alan Mescid-i Aksa'da kılan binlerce Filistinli, namazın ardından Mescid-i Aksa'nın avlusunda tekbirler getirerek gösteri düzenledi. Filistinliler, gösterinin sonrasında fanatik Yahudilerin baskın yapmasını önlemek için Mescid-i Aksa'da nöbet tutmaya başladı. Harem-i Şerif'in bazı noktalarına barikatlar kuran Filistinliler, Harem-i Şerif'ten ayrılmayacaklarını dile getirerek sık sık "Canımız kanımız sana feda Aksa" sloganı attı. İsrail, sistematik devlet terörü yine yüzünü gösterdi ve İsrail polisi  Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa' ya Fanatik Yahudilerin baskın yapmasını önlemek için nöbet tutan Filistinlilere yine saldırıldı. Saldırıda Mescid-i Aksa'da bulunan filistinliler ses bombaları ve plastik mermilerin hedefi oldu. Hafta sonu ve ardından Pazartesi sabahı devam eden, İsrail polisinin tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandığı olayların ardından İsrail polisi, 10 Mayıs Pazartesi (bugün) "Kudüs Günü Bayrak Yürüyüşü"nde Mescid-i Aksa'nın bulunduğu, Müslümanların "Harem-üş Şerif" Yahudilerin ise "Tapınak Dağı" adını verdiği bölgeye Yahudilerin girişinin yasaklanmasına karar verdi. Olaylarda Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer El-Kisvani, Harem-i Şerif'in hoparlörlerinden İslam dünyasına yardım çağrısı yaptı. Mescid-i Aksa'yı işgal etmek isteyen İsrail polisi, Filistinlilerin direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kaldı. İsrail polisinin Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'daki Filistinlilere müdahalesi ile başlayan gerginlik savaşa dönüştü. Hamas'ın Kudüs'e gerçekleştirdiği roketli saldırılara hava saldırısıyla yanıt veren İsrail, Gazze'de sivilleri hedef aldı. İsrail'in yaptığı saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 9'u çocuk olmak üzere 24'e, yaralı sayısı ise 103'e yükseldi. Gelişmelerin ardından Memur-Sen İsrail'in Mescid-i Aksa ve Doğu Kudüs'te Filistinlilere yönelik saldırılarına tepki gösterdi. Sokağa çıkma yasakları ile ilgili Gerekli izinlerin alınması ile birlikte Memur Sen Türkiye genelinde eş zamanlı olarak saat 22.00’de İsraili protesto etmek için eylem düzenlendi. Memur Sen’in öncülüğünde STK’ ların katılımı ile Çanakkale’de de 60 metrelik yolda toplanan Memur- Sen üyeleri ve STK üyeleri Türk bayrakları ve Filistin bayraklarının bulunduğu araçları ile Kınalı Kuzular Caminin önünden Esenler altmış metrelik yoldan u dönüşü yaparak, Abdi İpekçi caddesinden şehitler camii önünden Boğaz Komutanlığı kavşağından Balıkesir Caddesi ne oradan Sosyal Konutlar Caddesi takiben Truva köprüsüne dönüş, Truva caddesi’ ni takiben Tansaş kavşağından Atatürk caddesine giriş yaparak hastane kavşağından Boğaz Komutanlığının oradaki ışıklardan Kordona güzergahını izleyerek Cumhuriyet Meydanına geldiler.

İSRAİL TERÖRÜ LANETLENDİ
Cumhuriyet Meydanında araçlarından inen Memur Sen ve STK üyeleri Cumhuriyet Meydanında toplandılar. Memur - Sen Çanakkale Şube Başkanı Suat Özenç,  Cumhuriyet Meydanında, Memur- Sen’in 81 ilde eş zamanlı olarak yapılan basın açıklamasını  okudu. Özenç “Mescidi aksa özgürleşmeden insanlık özgürleşemez” başlığı altında yaptığı  basın açıklamasında “Bağırdı birden Asker bir kadın, Yine mi sen? Yine mi sen? Öldürmemiş miydim seni? Yanıtladım ki Öldürdün beni, Yalnız unuttum Senin gibi ölmeyi! Filistinli Şair Mahmut Derviş, yarım asır önce böyle haykırdı düşmana, “Kudüş’ te” şiiriyle. Bir ulus, bir ümmet böyle böyle ölmeyi unuttu. Filistin, saldırı altında. Kudüs, kirli postallar altında eziliyor. Mesicidi aksa, gettolaşmış ruhların, terörist canilerin tasallutu altında. Ve bir halk direnmeye devam ediyor, iki yüzlü dünyaya inat, başını kuma gömen idraksizlere inat. Bir halk, bir ümmet ölüme aldırış etmeden, korkak düşmanın üzerine yürüyor, atsız pusatsız. Utan dünya. Utan insanlık.” ifadelerine yer verdi.

TERORİST İSRAİL KANLI STRATEJİSİNİ SÜRDÜRÜYOR
Özenç, açıklamasının devamında “Biz bugün burada hatırlatma yapmak için, o, teröre karşı direnen ve her neresinden bakarsanız bakın insan olmanın onurunu kurtarmak için, imanın izzetini korumak adına çoluk çocuk demeden, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla canını ortaya koyan yiğitlerin mücadelesine omuz vermek, insan olmanın asgari şartını yerine getirmek için toplandık. Evet. İnsan olmanın asgari şartı bugün bu meydanda toplanmaktır. Coviti, stratejik bir aparata dönüştüren, insanlığın bu zayıf anında hayasızca ilk kıblemiz Mescidi aksaya saldıran terörist İsrail’in yaptıklarını telin etmek, asgari bir durum arz etmektedir. Fakat biz şunu da biliyoruz. Ziyanda olan bu asırda, başta ABD olmak üzere sistemin egemenleri ve maalesef onların kurguladığı sistemin oluşturduğu kirli düzeni görmezden gelenler, terörist İsrail’in kanlı stratejisinin küresel ölçekte desteklenmesine sebep olmaktadır. Kirli medya düzeniyle, artık her neresinden bakarsanız bakın adaleti değil güçlünün kanlı düzenini perdelemekten başka işlevi olmayan uluslararası hukukuyla bu sistem, bu düzen kanı ve terörü desteklemektedir. Onun için terörist İsrail bu kadar fütursuz, bu kadar hayasız davranmaktadır. Onun için İsrail, kan ve vahşetle şekillendirdiği işgal stratejisini devam ettirmektedir. Tam da bu yüzden, herkes sussa da, Filistin’de, Kudüs’te bizim canımız ciğerimiz dediğimiz kardeşlerimize karşı sürdürülen terör politikalarına karşı haykırmaya, bu kirli düzenin üzerini örtmeye çalıştığı hakikati yılmadan usanmadan hatırlatmaya ve gerçekleri yüzlülerin yüzlerine çarpmaya devam edeceğiz. Nasıl ki orada kardeşlerimiz direniyor. Biz de burada direnmeye devam edeceğiz bu kör düzene karşı. Yılmayacağız! Usanmayacağız! Orada, insanlığın haremine yapılan saldıra karşı direnen yiğitlerin sesi olacağız, sözü olacağız, bu küresel kirli stratejiye karşı biz de burada direneceğiz.” dedi.

BİZİM MÜCADELEMİZ İNSANLIK VE HAK MÜCADELESİ
Özeç Filistin’in ve kendilerinin mücadelesinin insanlık ve hak mücadelesi olduğunun da altını çizerek açıklamasında “İsrail bir yalan üzerine kurulmuştur. Siyonist rejimin oluşturduğu bu yalan düzeni elbette yenilecek, bunu imanımız kadar biliyoruz. Kimileri, gücün oluşturduğu anaforda bunu göremeyebilir, pusabilir. Fakat biz zulmün abad olmayacağına iman etmişiz. Filistin de, teknolojiye sırtını dayamış küresel ebrehenin fillerine karşı taşla sapanla direnen ebabillerin galip geleceğini göreceğiz hep birlikte. Ne var ki, terörist İsrail’in oluşturduğu kanlı politikalara karşı kulaklarını tıkayıp, başını kuma gömenlerin büyük bir hüsrana uğrayacaklarını da hatırlatmak isteriz. Biz biliyoruz ki; İsrail, asırlara sari getto kültürüyle o bölgede hep düşman üreterek var olmaktadır. Evet, İsrail, korkularının esiridir. Ve İsrail, holokost endüstrisinden beslenen lobilerin esiri olduğu için şiddeti politikalarının merkezine koymuştur. Kimileri bu söylediklerimizi hamaset diyebilir. Fakat biz imanımızla buradayız, yüreğimizle buradayız ve tarih şuurumuzla buradayız. Tam da bu sebepten diyoruz ki, korku ve şiddet üzerine inşa edilmiş hiçbir sistem ayakta kalamaz. Korku ve şiddetin üreteceği tek şey vardır o da terör. İsrail’in bu bölgeye yerleşme sürecine bir bakın, temelinde terör göreceksiniz. İsrail’in sözde kurucusu ve sözde ilk cumhurbaşkanı Ben Gurion ve ondan sonra görev alan birçok yöneticisi, terör ve tedhiş hareketlerinin içinde bulunmuş kişilerdir. Yani İsrail’in temelinde terör vardır, kan vardır, kin vardır ve ırkçılık üzerine bina edilmiş Siyonist rejimin oluşturduğu ipe sapa gelmez kör bir inanç vardır. Siyonistlerin ilk saldırılarını hatırlamadan, İşgal edilen ilk şehir Hayfayı hatırlamadan, İki yüzlü emperyalistlerin çatışmalar, bölgeler teorisini bilmeden, Mescid-i Aksaya yapılan saldırıları anlayamayız. Vaat edilmiş topraklar bu kanlı sistemin motivasyon kaynağıdır. Holokost endüstrisinden beslenen lobiler, bu kanlı çarkın başındaki yapılardır. Ve maalesef bu yapılarla işbirliği yapan nevzuhur devletçikler, kabileci kafalar, mücadeleyi içten baltalamaktadır. Ama bu bir mücadeledir: hak ve batılın mücadelesi. evet, bu insanlık ve adalet mücadelesidir. Bugün İsrail ve onu destekleyenlere karşı, onunla işbirliği yapanlara karşı verilecek mücadelenin sonunda insanlık adalete ulaşacaktır. Tarih İsraili devlet olarak, bilim siyonizmi fikir olarak reddetmiştir. Bu açık ve net. Şimdi sıra Müslümanlarda ve dünyanın tüm iyi insanlarında; İsrail’i kanıyla, kiniyle ve kiriyle, zulmü ve terörüyle zihinlerimizde reddetmenin, işgalci olduğu coğrafyadan ve sistemlerden defetmenin vaktidir. Bakınız; bir Filistinli çocuğun gözünden düşen bir damla bugün insanlığın bütünü için Nuh tufanı hükmündedir. Hepimizi kurtaracak nuhun gemisi ise İsraile karşı dirayet, Filistinde, Kudüste ve Mescidi aksada adalet için mücadeledir.” dedi.

MESCİD-İ AKSA BARIŞ DİNİ İSLAMIN VE MÜSLÜMANLARIN MABEDİDİR
Mescid-i Aksa Filistin’indir, Mescid-i Aksa Müslümanların mabedidir diyen Özenç açıklamana şu cümleler ile son verdi. “Bunun yolu da hükmü de bellidir. Adı Filistin, başkenti Kudüs, manevi zemini Mescidi Aksa olan Bağımsız ve Özgür bir devlettir. Siyonizmin bilindik ilizyonlarını aldırış etmeden, kapitalizm ve emperyalizmin sığınağı söylemlerin tazyikine kapılmadan bu kutlu mücadele devam edeceğiz. “Asra yemin olsun ki, insan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.” İlahi hükmünce hareket edip adalet sağlanıncaya, mescidi aksa ve Kudüs özgürleşinceye ve dahi Filistin bağımsızlığına kavuşuncaya kadar mücadele devam edeceğiz. Herkes bilsin ve duysun ki, Mescid-i Aksa barış dini İslamın ve Müslümanların mabedidir. Bununla birlikte, bu kutlu mabed barış ve huzur için bütün insanların haremedir. Herkes bilsin, duysun ve inansın ki; Kudüs Filistindir. Kudüs İslam şehridir. Kudüs, bütün inançların medeniyet birikimidir. Ve herkes şunu görecek ki; Filistin, örgür ve bağımsız yaşayacak. Filistin, Siyonist işgalden, Filistinliler Siyonist vahşetten çok yakında azade olacak.  İnanıyor ve iman ediyoruz, zulüm değil adalet hakim olacak. Kurucumuz Mehmet Akif İnan ağabeyin satırlarında derç edilen kucaklaşma gerçekleşecek, Aksada Siyonist postal izleri temizlenecek, insanlık ve Müslümanlar ve onlara kulak veren devletler hem küresel hem de diplomatik intifada başlatacaklar. Biz buna varız. Biz, Memur sen ailesi olarak, tüm sivil toplum kuruluşlarına ve adalet arayışı içinde olan her kesime bu mücadelede yerini alması için bir çağrıda bulunuyoruz. Kudüste adalet bütün dünyada adalet demektir. Çünkü adaletin düşmanı Siyonizm ve onun beslendiği emperyalizmdir. Mescidi aksa özgürleşmeden dünyada özgürlükten bahsedemeyiz. Çünkü özgürlüğün en büyük düşmanı siyonizmin yeşerdiği bu kirli düzendir.”  Cumhuriyet Meydanındaki İsrail terörü protestosunun ardından protesto eylemine katılanlar Kızılay mobil kan merkezinde kan verdiler.

Bünyamin Nami Tonka