Marmara Denizi Koruma Eylem Planına imza atan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, basın toplantısı düzenleyerek maddeler hakkında konuştu. Müsilaj sorunun çözülmesi için 3 ay içinde büyük adımlar atılacağını ifade eden Başkan Gökhan, ‘’Ayın 8’i itibariyle eylem planının bize düşen kısmını yapmaya başlayacağız’’ dedi.

Yaklaşık 2 aydır Marmara Denizi’nde etkisi gösteren, deniz canlıları için de tehlike oluşturan müsilaj (deniz salyası) için mücadele kapsamında Marmara Denizi’ne kıyısı olan illerin başkanları ve su idareleri bugün Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın ev sahipliğinde Kocaeli’de Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurumu’nda katılımıyla bir araya geldi. Toplantıya Bakan Murat Kurum ve Balıkesir, Bursa, İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ, Çanakkale ve Yalova Belediyelerini başkanları ile valileri, milletvekilleri, TBMM’nin Çevre Komisyonu üyeleri ve ilgili şehirlerin kurum müdürleri katıldı. Toplantıda müsilaj sorunun çözülmesi adına 22 maddelik bir eylem planı sunuldu. 22 maddenin altına başta Bakan Kurum olmak üzere Marmara Belediyeler Birliğine üye olan yetkililer eylem planına imza attı.

‘’ÜÇ TEMEL NOKTA VAR; BİRİNCİSİ KİRLİLİK AMA BU KİRLİLİK BU SENE OLUŞMADI’’
Marmara Denizi Koruma Eylem Planına imza atan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Toplantının ardından, bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda gazetecilerin de sorularını yanıtlayarak eylem planı hakkında bilgi verdi. Gökhan, konuşmasına, ‘’Geçen hafta boyunca Marmara Denizi’ndeki Boğazlardaki müsilaj yani deniz salyası sorununun çözümüne yönelik adımlar atılmakta. Bunun önce Çanakkale’de Onsekiz Mart Üniversite’mizde, Ankara’dan Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nde katıldığı çevrimiçi bir toplantı yapıldı. Orada konular teknik olarak, neden oluşur, gerekçeleri nedir bunlar tartışıldı. Bilim insanları bunların cevaplarını ortaya koydu. Üç temel nokta var; birincisi kirlilik ama bu kirlilik bu sene oluşmadı. Bu kirlilik yıllardır oluşan bir süreç ama bunu tetikleyen unsurların bir ikincisi de denizdeki deniz suyu sıcaklığının özellikle alt suların, Akdeniz’den gelen suların iki buçuk derece yüksek olmuş olması. Dolayısıyla bu bitki popülasyonunu amiyane tabirle çıldırttı diyorlar. Bunları yiyen küçük balıkların da azalması ve denizdeki akıntı aksının, durağanlığın artmış olması gibi bütün bunlar hepsi bu müsilajın çoğalmasını, oluşmasını ve bu derece çevre felaketi haline gelmesine sebep oldu’’ diyerek başladı.

Gökhan, ‘’Cuma günü yine çevrimiçi bir toplantı gerçekleştirildi; Marmara Bölgesindeki Müsilaj Problemi Ve Çözüm Önerileri.  Burada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Marmara Belediyeler Birliği birlikte bir çalıştay düzenlendi ve buraya ilgili mühendislerimiz ve başkan yardımcılarımız katıldı. Cumartesi günü belediyelerin su ve kanalizasyon işlerinde sorumlu başkan yardımcılarının katıldığı bir toplantı yapıldı. İstanbul’da Marmara Belediyeler Birliği’nde yapıldı ve yine bu konular, neler yapılması gerektiği konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. Çanakkale burada kırmızı gözüküyordu yani arıtma yapılmadan denize deşarj edilen il olarak gözüküyordu, ona itirazımızı yaptık ve düzeltildi. Çanakkale kırmızı değil yeşil il çünkü biz hem şehir merkezinde arıtmamızı tamamladık. Hatta UV ışınları ile mikroptan arındırarak veriyoruz doğal ortama. Aynı şekilde Güzelyalı- Dardanos bölgesini de tamamladık, aynı teknikle yapılıyor orada da ve her iki arıtmamız da 24 saat usulüne göre 365 gün denetleniyor. Biz ender belediyelerden bir tanesiyiz. Dün sayın bakan da Çanakkale isminden bahsederek, en iyi durumda olduğumuzu ifade etti. Hatta çöp depone alanında sızıntı suyu var, onu da arıtarak geçen yıl açılışını yaptık. Önceden çöpün üstüne tekrar veriyorduk, şimdi arıtmamızı yaptık ve şu an itibari ile arıtarak doğaya bırakıyoruz. Marmara bölgesi içerisinde Çanakkale en iyi durumda olan il olarak anılmaya layık. Sayın bakan da bu konuyu ifade etti’’ dedi.

Gökhan, konuşmasına devam ederek ‘’Çanakkale için konuşursak, şu konuyu sayın bakan huzurunda söyledim; burada ciddi yatırımlar yaptık. İller Bankası’ndan kredi aldık. Çöp depone alanımız ile ilgili yoğun kaynak Avrupa Birliği’nden aldık ve şu an itibariyle hem sıvı atıkta hem katı atıkta iyi durumda sayılabiliriz ama bu şehrin içinden geçen bir derenin de içine 3 tane köyün fosseptiği akıtılıyor ve o da denize gidiyor. Biz tamam yeşiliz de bizim tam da içimizden geçen Sarıçay’da üç tane köyün fosseptiği geçiyor. Barajın içine de barajın etrafındaki köylerin arıtması var güya ama çalışmıyor, çalıştırılamıyor ve maalesef bunlar barajın içine dökülüyor. Buradan da kaynaklı olarak yarın oradan gelen akıtılan bu sene aşırı yağıştan deşarj oldu dereye verildi, o da direkt denize gidiyor ve sadece Çanakkale Merkez için konuşuyoruz. Ayrıca bütün yerleşimler, ilçeler, köylerin arıtılmadan dereye verilen suları denize gidiyor. Sadece Çanakkale’de değil bütün Marmara’da. Burada çok detaylı ve planlı bir çalışma yapılması gerektiğini belirttik’’ şeklinde konuştu.

‘’ŞİMDİ GEREĞİNİ YAPMAK İÇİN MÜCADELE EDİYOR’’
‘’Marmara Belediyeler Birliği çok önemli bir birliktir ve birliğin kuruluş amacı tam da Marmara Denizi ve sorunları ile ilgilidir’’ diyen Gökhan, ‘’Çanakkale Belediyesi, Marmara Belediyeler Birliği’nin kurucu üyesidir. Şimdi gereğini yapmak için mücadele ediyor. Bu uluslararası bir sorun olarak da algılanıyor. Diğer devletler de ilgileniyor çünkü sonuç itibariyle bu bir çevre sorunu. Adriyatik Denizi’nde de bu sorun var. Eğer yeterli tedbir alınmazsa nerelere varacağı, Akdeniz’e sıçrayıp sıçramayacağı, yoğunlaşıp yoğunlaşmayacağı bilinmiyor. Bu yüzden bütün ülkeler bununla ilgilenmek zorunda. Bu yüzden şunu önerdim; burada uluslararası kaynaklardan, fonlardan, hibelerden faydalanmamız lazım. Karadeniz’in bu müsilajla karşı karşıya kalma durumu da var. Orada da hamsi avlanmasında yasaklandı. Bütün bunlar o balıkçı ağları ile dolması, balıkların yeteri kadar ürememesi de bunun nedeni çünkü küçük balıklar bu planktonları yiyor, yani bir ekosistemi bozduk. Küresel ısınma var, kirlilik var ve hepsi bir araya geldikten sonra maalesef bu noktaya geldik. Biz Marmara Denizi’nin en temiz noktasındayız şimdilik. Bu dertten kurtulmak için çaba gösterilecek. Bir taraftan Covid ile uğraşırken bir taraftan da bununla uğraşacağız. Bu haliyle dünya giderek kötüleşiyor mu diye insan sormadan geçemiyor’’ dedi.

‘’BİR GÜN BİLE GECİKMEMEMİZ GEREKEN BİR NOKTADAYIZ’’
Bilgi veren Gökhan, ‘’Aşağı yukarı 5 saate yakın bir toplantı düzenlendi. Burada valiler Belediye Başkanları sayın bakan açılışı yaptı ve bu konuda düşüncemizi aktardık ve bunun sonucunda Marmara denizi koruma eylem planı denilen eylem planı tartışıldı konuşuldu. Bu kararlaştırıla eylem planı oy birliği kabul edildi. Tabi burada büyük şehirler daha önemli İstanbul var efendim Kocaeli var. Burada Ergene nehirleri Susurluk çayları da konuşuldu. Ama onlarla ilgili biraz sonra tek tek sunacağımı kararlar alındı. Tabii Sayın Cumhurbaşkanı hemen konuya müdahil olanlardan biri ki Sayın cumhurbaşkanı belli bir periyodu izler ondan sonra müdahale olurdu. Ama ilk hemen bu müsilaj konusunda hemen müdahil oldu. Bunun yapılması ile talimat verdi. Gerçekten bir gün bile gecikmememiz Gereken bir noktadayız. Ne konuştunuz sonuç olarak ne zaman diliminden bu kirlilikten kurtulacağız. Değerli arkadaşlar bugün başlarsak yarın başlarsak en erken 5 Yıl içinde bu işin çözümüne doğru yol alabiliriz. Çünkü bunlar yatırım istiyor. Ciddi yatırım istiyor’’ dedi.
 
‘’TAMAMEN TEMİZLENMESİNE YÖNELİK ÇALIŞMALAR BAŞLATILACAK’’
Eylem planının maddelerini paylaşan Gökhan, ‘’Birinci Maddemiz; Marmara bölgesinde kirliliğin azaltılması ve izleme çalışmalarının sürdürülmesi amacıyla koordinasyon kurulu oluşturacaktır. Marmara belediyeler birliği bünyesinde ise bilim ve teknik kurulu oluşturulacaktır. 2 ‘’Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı üç ay içerisinde hazırlanarak çalışmalar bu plan çerçevesinde yürütülecek. Bir kere stratejik plan hazırlanacak üç ay içeresinde 6 ay 1 yıl değil hayır 3 ay içerisinde bu yapılacak.3- Marmara Denizi’nin tamamını koruma alanı olarak belirleme çalışmaları başlatılacak, 2021 yılı sonuna kadar tamamlanacak. Marmara koruma alanı millî park gibi koruma alanı olacak her türlü olumsuzluktan korunması planlanacaktır. 2021 sonunda 11bin 35o km2 lik yüzey alanına sahip Marmara denizi koruma altına alınmış olacak. 4- Acil müdahale kapsamında 8 Haziran 2021 tarihinden itibaren, 7/24 esasıyla, Marmara Denizi’ndeki müsilajın bilimsel temelli yöntemlerle tamamen temizlenmesine yönelik çalışmalar başlatılacak. 8 Haziran hemen’’ diye konuştu.

Gökhan, ‘’5- Bölgede bulunan mevcut atık su arıtma tesislerinin tamamı ileri biyolojik arıtma tesisine dönüştürülecek. Yani artık Marmara Denizine kıyısı olan bütün artıma tesisleri bizimki gibi ileri biyolojik arıtma haline gelecek. 6-Marmara Denizi’ne deşarj yapan atık su arıtma tesislerinin deşarj standartları 3 ay içerisinde güncellenerek hayata geçirilecek. Biz bunu zamanında yaptık. Bize yönelik değil ama bizim civarımızda varsa bu hale gelecek. Hatta sayın bakan dedi icap ederlerse milli emlakten yerler verilecek hiçbir bahane yok dedi. 7- Arıtılmış atık suların mümkün olan her yerde yeniden kullanımı artırılacak, desteklenecek. Temiz üretim teknikleri uygulanacak. Evet bu konuyu daha önce bizde düşünmüşüz hatta ben bunu geçenlerde bahsettim yanılmıyorsam hatta mecliste söyledim yanılmıyorsam biz arıtıyoruz hatta mikroptan da arıyoruz, ne yapıyoruz derin deşarj yapıyoruz. Dereye veriyoruz halbuki o suyun sulama suyu olarak kullanılması mümkün hem tasarruf olur hem bu heba olmamış olur. Ne kadar atık sak arıtalım o su kirli su zararsız su ama kirli su, çamurlu su da kirli su ama zararsız su8- Atık su arıtma tesislerini gerektiği gibi işletmeyen OSB'lerin rehabilitasyon ve iyileştirme çalışmalarıyla ileri arıtma teknolojilerine geçişi hızlandırılacak. Bizde tabi söz konusu değil tehlikeli atık yok ama Ezine'de ona gelen bölge var ona zamanı gelince konuşuruz’’ diye ifade etti.

‘’DÜZENLEME ÜÇ AY İÇERİSİNDE YAPILACAK’’
Madde 9’dan açıklamaya devam ederek, ‘’ Atık su arıtma tesislerinin yapımı ve işletilmesini çok daha kolay hale getirmek için kamu-özel sektör işbirliği modelleri hayata geçirilecek. İşletemiyoruz belediyeler diyen bahaneler ortadan kaldırmak için kamu özel iş birliği çözümü olacak. Tabi burada şu tehlike var bizde yapılan harcamalara katılmayı pek sevmeyiz. Ama çevrenin kirlettiğimiz temizlenmesinde de hepimizi sorumluyuz. Aslında belediyeler bunu uygulasa hiç bu duruma gelmeyiz. 10-Marmara Denizi’ne gemilerin atık sularının boşaltılmasının önlenmesine yönelik, Marmara Denizi’ne giriş yapan gemilerin atıklarının Boğaz girişlerinde atık alma gemilerine veya atık kabul tesislerine vermelerini sağlayan düzenleme üç ay içerisinde yapılacak’’ şeklinde konuştu.
Gökhan, ‘’11’de Tersanelerde temiz üretim teknikleri yaygınlaştırılacak. Tersanelerde de tabi kirlilik oluyor bu denetim kondu. Artsa bile o atığın denize deşarj olmaması lazım diyor. Peki ne olacak? Aynı bozcaada’da olduğu gibi ya boşaltma gemilerine verecek ya da atık sularını limanlarda boşaltacak. Yani arıtmam var ben Marmara denizine veriyorum. Hayır. Bütün sintine olmasa bile kısmen arıtılmış olsa bile Marmara denizine vermelerini engellemiş olacak ve 3 ay içerisinde. Hep 3 ay diyorum bunu ihmal etmeyin. Çok kısa süreler kondu. 11 tersanelerde temiz üretim teknikleri yaygınlaştırılacak’’ dedi.

’BİZİM HER 2 TESİSİMİZ DE ONLİNE İZLENİYOR’’
‘’12’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından yapılan çalışmalar çerçevesinde; alıcı ortama deşarj yapan atıksu arıtma tesislerinin tamamı 7/24 online izlenecek. Aynı bizim olduğu gibi. Bizim her 2 tesisimiz de online izleniyor. Bütün tesisler online izlenir hale gelecek. Yani bakanlık, ilgili kurum orada çıktı suyunun standartlarını takip edecek. Marmara denizindeki 91 izleme noktası 91’in içinde biz de varız. 150’ye çıkarılacak. Türkiye Çevre Ajansı eliyle, Marmara Denizi ile ilişkili tüm havzalardaki denetimler uzaktan algılama, uydu ve erken uyarı sistemleri, insansız hava araçları ve radar sistemleri kullanılarak artırılacaktır. Bütün teknik olanaklar kullanılacak. Her arıtma tesisi her türlü denetim sistemleriyle denetlenmiş olacak’’ dedi.

‘’Eylem 13. Marmara Denizi kıyılarını kapsayacak şekilde Bölgesel Atık Yönetimi Eylem Planı ve Deniz Çöpleri Eylem Planı üç ay içerisinde hazırlanarak uygulamaya konulacak’’ diyen Gökhan ‘’Tabi denizdeki çöpler de önemli. Onlar da zararlı, onlar da denizi kirletiyor. Dolayısıyla bunları da denetleyeceğiz. Eylem 14. İyi tarım ve organik tarım uygulamaları ile basınçlı ve damlama sulama sistemleri yaygınlaştırılacaktır. Bu çok önemli, hep bunu savunuyorum, bizim barajlarımızın suları sulama suları, denize akıyor. Kullanılmadığı kısmı denize gidiyor. Hem bizim barajın ki denize gidiyor, hem Bayramiç barajının ki hem diğer barajlar. Bunların sulama sistemlerinin damlama sistemle yapılması, özellikle ve basınçlı sulama artı damlama sistemi. Yani şar şar su akıtarak tarlanın içine boşaltarak kafana göre sulamak yok. bu aynı zamanda toprağın tuzlanmasını da engelliyor. Hem aşırı su tüketimini israfı engelliyor. Nitekim bu sene ilk defa çeltik damlama sistemle sulanacak Biga ovasında. Çok önemli, inşallah başarılı olur, verimde bir düşüklük olmaz. Eğer başarılı olursa buradaki ovaya da gelir, her tarafa gelir. En kısa zamanda bence en kısa zaman 3 yıl. Bütün sulamanın mecburen damlama sulama şekline gelmesinde yarar var. Bununla ilgili çiftçilerimize de destek olunmalı. Sulama tesisatlarına kredili ya da hibe şeklinde verilmeli. Bence hibe olması daha iyi. Onun için bu çok önemli. Salma sulamadan 3 yıl içinde bir an önce vazgeçmemizde fayda var’’ dedi.

‘’ALTINA İMZAYI ATTIK’’
‘’Eylem 15. Marmara Denizi’yle ilişkili havzalarda, dere yataklarına yapay sulak alanlar ve tampon bölgeler oluşturularak kirliliğin denize ulaşması önlenecektir.  Eylem 16. Zeytin karasuyu bu madde bizim için çok önemli. Zeytin karasuyu ve peynir altı suyu kaynaklı kirliliğin önlenmesi için, atık su azaltımını gerçekleştirecek teknolojik dönüşümler sağlanacak. Şu anda bu bölgede en önemli 2 sorun bunlar. Maalesef zeytin karasuyuna hiçbir çare olmadan derelere gidiyor. Ve çok tehlikeli birşey. 2 peynir altı suyunu da… Şimdi Ezine Organize Sanayi de bunların kesinlikle ileri derecede biyolojik arıtmayla arıtılması şart. Bu sadece bizim değil, sadece Çanakkale için yazılmadı. Balıkesir de aynı şekilde, orada da peynircilik ve zeytincilik var. Balıkesir’i de ilgilendiriyor, Yalova’yı da ilgilendiriyor. Çanakkale’yi de ilgilendiriyor. Hatta İzmit’i ilgilendiriyor diye düşünebiliriz.  Eylem 17. Fosfor ve yüzey aktif madde içeren temizlik malzemelerinin kullanımı aşamalı olarak azaltılacaktır. Organik temizlik ürünleri teşvik edilecek. Evlerde işyerlerimizde kullandığımız temizlik malzemelerinin de organik olanlarını teşvik edilmesi hatta bir süre sonra zorunlu kılınması örnek kamu da bunlar zorunlu kılınabilir. Dolayısıyla bu teşvik edilecek düşüncesi biraz zamana açık ama buradan da düşünülüp başlanmasında fayda var. Biz belediye olarak bununla ilgili bir çalışma yapabiliriz diye düşünüyorum. Eylem 18. Marmara Denizi’mizdeki tüm hayalet ağlar 1 yıl içerisinde temizlenecek. Hayalet ağlar deniz dibinde bir felaket yaratıyor. O kopmuş ağlar aşağılarda bütün hayvan ve diğer bitkileri de dahil zarar veriyor. Tarım ve orman bakanlığı bunları 1 yıl içerisinde temizlemeyi planladı. Onu da deklare etti. Altına imzayı attık’’ diye konuştu.

BALIKÇILARA EKONOMİK DESTEK SAĞLANACAK
Eylem 19. Balıkçılık faaliyetlerinin ekosistem temelli yapılması sağlanacak, koruma alanları geliştirilecek. her istediğin yerde avlanmak yok. Bir koruma alanı belirlenecek ve bu alanlar içerisinde avlanma yapılması sağlanacak. Eylem 20. Müsilaj nedeniyle zarar gören balıkçılara ekonomik destek sağlanacak. Küçük balıkçılara ve normal balıkçılara ekonomik destek sağlanacak. Balıkçılara destek konusu önemsendi ve karar altına alındı. Eylem 21. Deniz kirliliğinin önlenmesi ve vatandaşlarımızın bilinçlendirilmesi amacıyla çalışmalar yapılarak, kamuoyunun bilgilendirecek bir platform oluşturulacak. Yerel yönetimler afişlerle televizyonlarda görsellerde vatandaşın bilgilendirmesini yapacağız. Son madde olan eylem 22’i açıklayan Gökhan, ‘’Soğutma suları ve termal tesislerden oluşan sıcak suların Marmara Denizine etkilerinin azaltılmasına yönelik tedbirler alınacak. Biz de termik santraller var. Ve bunlar sıcak sularını deşarj ediyorlar denize ve diğer termallerde öyle ve sadece o değil başka soğutma suyu kullanana tesisler de var. Oradan soğuttuğunuz su, sıcak olarak denize akıtılıyor o da denizin ısı derecesini etkiliyor. Hatta bunu İÇDAŞ’ta yaşadık. Hatta Akdeniz fokları yok oldu’’ dedi.
Bunun altına da başta sayın bakan ilk imzayı attı. Ondan sonra hepimiz imzaladık. Ayın 8’i itibariyle eylem planının bize düşen kısmını yapmaya başlayacağız’’ diyerek konuşmasını sonlandırdı.Başkan Gökhan, konuşmasının akabinde gazetecilerin sorularını yanıtlamasının ardından basın toplantısı sona erdi.

Damla Şener Okdaş