Geçtiğimiz yaz aylarında özellikle Marmara denizini etkisine almış olan çevre felâketi Müsilajın etkileri azalmasına rağmen balıkçıları hala zor durumda bırakıyor. Müsilajın işlerini çok etkilediğinden yakınan balıkhane esnafı, vatandaşların uzmanları dinlemek istememesinden yakındı. Balıklarda bir sorun olsa kendilerinin yemeyeceğini belirten esnaf, insanları balık yemeye davet etti.
 
Bir Eylül’de başlayan av sezonuyla birlikte bu yılın balık fiyatları normal seviyelerde olurken, bu durumun sebebi balık bolluğunun veya kıtlığının yaşanmaması olarak gösteriliyor. Av yasağının kalkmasından önce 70-80 liraya çıkan sardalya balığının fiyatı 30 TL, tekir balığının fiyatı 40, levrek balığının fiyatı ise 60 TL. En çok tüketilen balıklardan olan Hamsi ve istavrit balığının kilosu 30 TL oldu. Palamut balığının fiyatı ise 25 TL olurken bu balığın 1 ay sonra zamlanacağı düşünülüyor.


Konula ilgili ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, bir süre önce açıklama yapmıştı. Prof. Dr. Ayaz, müsilajın balıklarda zehir etkisi yaratmasının mümkün olmadığını belirtti. Müsilajın denizlerdeki azot ve fosfor kirliliğinden dolayı ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Ayaz, ‘Müsilaj, fitoplanktonların yüksek derecede artmış olması sonucu girdiği stresten dolayı, kendini korumak için ölmeden önce salgıladığı bir sıvı. Müsilajın şeker bazlı bir sıvı olduğunu söyleyebiliriz. Şekerin balıklara zehir etkisi olması mümkün değil. Bunları parçalamak için bakteri çökecek ama bunun zehir etkisi olması mümkün değil. Balıklarda herhangi bir risk olmasından bahsetmek söz konusu değil. İnsanlarımız güvenle balık tüketebilirler. Dünya’nın en değerli besini balıktır. Son zamanlarda yaşadığımız illet hastalığı atmamızda, vücudumuzun ihtiyacı olan en değerli besin balıktır. İnsanları speküle ederek ‘balıkları yerseniz hastalık bulaştırır’ gibi sözler doğru değildir.” Sözleriyle insanlara balık yeme çağrısında bulunmuştu.
 
Muzaffer Cirtel