6 ay 10 gündür yollarda olduklarını söyleyen ADD Genel Başkanı Dr. Bozkurt, ” 23 Nisan’da umuyor ve bekliyorum ki bütün şubelerimiz, coşkulu bir katılım ile Türkiye’ye zaferin 100. Yılından, Cumhuriyetin 100. yılına ve yeni bir seçime giderken Atatürkçü Düşünce Derneği nasıl bir Türkiye olması gerektiğini bir manifesto ile ilan edecek. Şubelerimiz, Cumhuriyet Gazetesi’nde bu manifestoya yer vererek ilan edecekler” dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Dr. Mustafa Hüsnü Bozkurt , Çanakkale Belediyesi Sosyal Tesisi’nde ‘Atatürk ve Çanakkale’ konulu seminere konuşmacı olarak katıldı
Yapılan etkinliğe; ADD Genel Başkanı Mustafa Hüsnü Bozkurt, Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Necmi Akyalçın, Genel Sayman Basri Gürsoy, Genel Başkan Yardımcısı Altınok Öz, Genel Merkez üyeleri, Ayvacık Belediye Başkanı Mesut Bayram, diğer dernek başkanları ve üyeleri, vatandaşlar katıldı.
“ÇANAKKALE; HALKIMIZIN ULUS, MUSTAFA KEMAL’İN KAHRAMAN, MEHMETÇİĞİN ŞEHİT OLDUĞU İLDİR”
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı sonrası mikrofonu alan, ADD Çanakkale Şube Başkanı Mehmet Emin Şevik yaptığı açılış konuşmasında, “Atatürkçü Düşünce Derneği’nde yıllarca Çanakkale Şube Başkanlığı görevini yürüten, son Genel Merkez seçimlerinde ise Genel Sekreter Yardımcılığı görevine seçilen Necmi Akyalçın’ın derneğimize katkısı çok büyüktür. Kendisine katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Çanakkale; halkımızın ulus, Mustafa Kemal’in kahraman, Mehmetçiğin şehit olduğu ildir. Bugün, özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti varsa, bunu Mustafa Kemal Atatürk’e, Mehmetçiğe ve şehitlerimize borçluyuz. Bugün Türkiye, tarihinde hiç olmadığı kadar emperyalist vesayet altındadır. İmzalanan ‘yap-işlet-devret’ sözleşmeleri ile ulus-devlet tasfiye süreci ile karşı karşıyadır. Dünyada Mustafa Kemal Atatürk’ün heykelinin yer aldığı 26 ülke var. Bu ülkeler arasında Atatürk’ün heykeline saldırıda bulunulan tek ülke ne yazık ki Türkiye’dir. Ancak umutsuzluğa gerek yok. Türk ulusu büyüktür, canı pahasına da olsa Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacak güçtedir” ifadelerini kullandı.
“BİR AMAÇ İÇİN YOLLARDAYIZ”
Konferans öncesi, Çanakkale’nin kişisel olarak önemini anlatan Genel Başkan Bozkurt, ADD’nin gelecek planlarını da aktardı. Bozkurt, ülkeyi şehir şehir gezdiklerini ve 23 Nisan’da tüm şubelerin,’ yeni bir seçime giderken nasıl bir Türkiye olması gerektiği’ hakkında manifesto yayımlayacaklarını söyledi.
6 ay 10 gündür yollarda olduklarını söyleyen ADD Genel Başkanı Mustafa Hüsnü Bozkurt, ”Malatya’dan Giresun’a, Samsun’dan Bandırma’ya, Menemen’den Muğla’ya, Hatay’dan Sivas’a dün Burhaniye’ şimdi Çanakkale… Yarın Tekirdağ, İstanbul, Ankara… 23 Nisan’da umuyor ve bekliyorum ki bütün şubelerimiz, coşkulu bir katılım ile Türkiye’ye zaferin 100. Yılından, Cumhuriyetin 100. yılına ve yeni bir seçime giderken Atatürkçü Düşünce Derneği nasıl bir Türkiye olması gerektiğini bir manifesto ile ilan edecek. Şubelerimiz, Cumhuriyet Gazetesi’nde bu manifestoya yer vererek ilan edecekler. İşte bu amaç ile yollardayız. Burada okuduğum dönemde, öğretmenlerim tarafından bana Çanakkale’nin önemini anlatıldı. Çocukluğumun geçtiği Eceabat’ta, her yaz susam tarlalarının hasadının yapılması, mutlaka ve mutlaka çocukluğumun en canlı anılarındandır. Toprak kazılırken bir bomba patlar ve bu patlama neticesinde zarar görülürdü. Metrekareye yüzlerce merminin düştüğü toprağın üzerindeyiz. Buralarda yürürken gezerken hakikaten bastığımız yere dikkat etmeliyiz. Çanakkale’den karşıya baktığımızda, ‘Dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir’ ifadesi laf olsun diye söylenmemiş ve oraya yazılmamıştır. Hakikaten bir devrin battığı ve bir ulusa güneşin doğduğu kenttir. Çok değerli bir yer” şeklinde konuştu” dedi.
“ŞU MİLLETİ, ALLAH’IN KELAMI İLE BULUŞTURAN ADAMIN ADI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’TÜ”
Mustafa Kemal Atatürk’ün Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’a kendi cebinden para vererek Kuran’ın Kerim’in Türkçe mealini hazırlattığını hatırlatan Bozkurt, hazırlanan mealin, yüz binden fazla bastırıldığını ve ülkenin dört bir yanına dağıtıldığını söyledi.
Bozkurt, ”Şu mübarek ramazanda ifade ediyorum ki, bütün Türkiye’de duysun ki; şu milleti, Allah’ın kelamı ile buluşturan adamın adı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ün bu meal çalışmasından önce, bu topraklarda 600 yıl hüküm süren Osmanlı’nın Kuran’ın ne dediğinden haberi yok, bilmiyor. Tabii ki bilen biliyor ama halk, millet bilmiyor. O millet tam 600 yüzyıl, ağzından çıkan sözcükler ile alakası olmayan, sessiz harfleri bulunmayan bir alfabeye mahkûm edildi. Okuma-yazma oranı, kadınlarda binde 4, erkeklerde yüzde 7… Bilenlerin de çoğunluğu Gayrimüslim, asker ya da sivil bürokrat… 600 senede nüfusun yüzde 3,5’u okur-yazar yapılabilmiş. 1928’de harf inkılabı 1938’de Atatürk’ü kaybettiğimiz zaman nüfusun yüzde yirmisi; bugün ise yüzde yüzü okur-yazar. Dünyada ağzından çıkan her sözcüğü yazıya dökebilen ender uluslardan biri olma şansı yakaladık. Mustafa Kemal Atatürk, büyük bir kayayı alıp, yıllar içinde yonta yonta dünyanın en olağanüstü heykelini ortaya çıkartmış bir heykeltıraştır. Atatürk’ün her yerde heykeli var ve bu heykellerden en önemlilerini de yabancı heykeltıraşlar yapmıştır. Ama unutulmamalıdır ki Mustafa Kemal kendi heykelini yapmıştır. Atatürk harp okulunda okurken Selanik’e gider. Ömür boyunca sürecek olan arkadaşlarına, ‘bir gün seni harbiye nazırı yapacağım’ diyerek görevlendirmeler yapacağını söyler. Bir gün, Atatürk’ün arkadaşlarından Salih Bozok, ‘ya Kemal sen bunları yapacaksın da bize bu görevleri vermek için sen ne olacaksın?’ der. Mustafa Kemal’de cevap verir: ‘Sizi bu görevlere getirebilmem için ne olmak gerekiyorsa o olacağım.’ Memleketin ne halde olduğunu görüyor. Bunun için daha harbiye sıralarındayken dernekler kuruyor, gazeteler çıkarıyor. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın ardından orduların dağıtılması emrine karşı gelen, o kadar Osmanlı ordusundan bu emre bir tek karşı gelen, Mustafa Kemal… ‘Bu emri uygulamayacağım’ diyor. Bunu kime diyor, padişaha diyor. O sırada yıldırım orduları grup komutanı, ‘bu emri uygulamamak karakterime uymuyor. Ben ordumu teslim etmem’ diyor. Sonra ordusu kapatılıyor” dedi.
“23 NİSAN’DA ANKARA’DAN TÜRKİYE’YE SESLENECEĞİZ”
23 Nisan’da Ankara’dan Türkiye’ye sesleneceklerini söyleyen Bozkurt, ”Kanları ve canları ile bu toprağı vatan yapan Kemalist devrimciler, akıl ve bilimden koptuğu için çöküşünü gördükleri, cepheden cepheye koşarak, kurtarmaya çalıştıkları ancak yıkılışını gözyaşları ile izledikleri Osmanlı Devleti enkazı üzerinde Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken o Cumhuriyetin hamuruna bir maya kattılar. Hamur iyi kabarsın, tutsun, iyi ekmek olsun, maya nitelikli olsun. O mayanın adı, namustur. Kimin namusu? Reşat Çiğiltepe’nin namusu… Kimin namusu? 1931’in yılbaşı akşamında sabahın üçüne kadar Türk Hava Kurumu’nun hesaplarındaki kırk para açığı arayan İsmet İnönü’nün namusu… Kimin namusu? Bütün mal varlığını millete bağışlayan Mustafa Kemal Atatürk namusu. Bizler dünyanın, en namuslu, en haklı Cumhuriyeti’nin yurttaşlarıyız” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Mine Yel