Köy Tv’de Tarımda Başarı Akademi programına konuk olan, Tarım konusunda bir çok çalışma yürüten alanında başarılı akademsiyenlerden olan  Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tarla Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin; ‘’Atatürk’ün  şu veciz sözü önemlidir. Milli ekonominin temeli ziraattır’’, gerçekten bu bütün dünya ülkeleri içinde böyledir. Tarım bütün sanayi sektörlerinin, aslında çekirdeğini oluşturur.’’dedi.
 
 
Köy Tv’de Tarımda Başarı Akademi programına konuk olan, Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tarla Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin 10 Kasımda ebediyete yolcu ettiğimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 84. Seneyi devriyesi anısına Atatürk ve Tarım başlığında çok önemli değerlendirmeler yaptı.
 
 
Tarla Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin; ‘’Bugün bu memlekette özgür bir şekilde yaşıyorsak, onun sayesindedir. Yaptığı çalışmalar gerçekten ülkenin çok ciddi bir çekirdeğini oluşturmuştur, ve bu da ilelebet devam edecektir. Bu topraklarda daha nice nesiller, varlığını devam ettireceklerdir.Toprağımız bol yağışımız da fena değil, kuraklık yaşıyoruz ama bunlar geçiçidir. Özgür bir şekilde demokratik bir şekilde,gelecektekilere daha iyi bir vatan bırakacağımıza inanıyorum.’’dedi.
 
 
‘’Tarımsal,üretim yapacak genç nüfus nerdeyse yoktu’’
 
Baytekin; ‘’Yemende Kafkaslarda Trabusta, Balkanlarda 1. dünya savaşında, Çanakkale savaşında, Kurtuluş savaşında, yüzbinlerce gencini yitiren bu topraklarda, Cumhuriyetin kurulması ile birlikte, çocuklarımzıdan ve yaşlılarımızdan oluşan, bir nüfusa sahipti, tarımsal,üretim yapacak genç nüfus nerdeyse yoktu. Kalan nüfusta yaklaşık 12-13 milyıon  civarındaydı. Buün sadece öğrenim gören genç sayımız 20 milyon’un üzerinde, Ülkemiz 85 milyona ulaştı, Dolayısı ile o dönemde yapılan çalışmalar bugüne doğru, yöneldiğinde bu topraklar, daha vermli daha üretken gıda güvenliği ile ilgiliçok ciddi çalışmalar yapıldı. Şimdi ilk İ,zmir iktidat kongresi toplandığında, Atatürk’ün  şu veciz sözü önemlidir. ‘’Milli ekonominin temeli ziraattır’’, gerçekten bu bütün dünya ülkeleri içinde böyledir. Bütün sanayi sektörlerinin, aslında çekirdeğini oluşturur. Yine sanayi toplantısında değirmen ve taşının dönüşü vardır. Ondan otomosyana bir geçiş başlar. Şimdi 1. İktisat kongrsinden sonra, ülkenin  değişik yerlerinde devlet üretme çiftlikleri oluşmuş, temel amaç yeni bitki çeşitlerininçeşitlendirilmesi, tohumların üretilmesi  fidanların üretilmesi ve yakın çevrede üretim yapan çiftçilerimzie gösterilmesi, tanıtılması onlarında  bu çeşitlerle daha verimli daha çeşitli üretim oluşmasını sağlamak, o dönemde o ülkeler bunu layıkıyla gerçekleşitirmesidir.’’dedi.
 
‘’Sanayi hedefleri hep tarımadayalı sanyiile başlıyor’’
 
‘’Yine 1933 yılında yüksek zirarr enstitüsü kurulmuş,  o dönemelerde osmanlı döneminden gelen ziraat mektebi var, ırada herm tarım hem veterinerlik, eğitimi veriliyor. Biliyorsunuz Mehmet Akit Ersoy istiklal marşımızın yazarıda Halkalı Ziraat mektebi mezunudur. Vetertinerdirkendisi alanında çok kıymetli çalışmalar yapmıştır. Yine o döenmde kurulan Hıfzısha çalışmalar yapmıştır.Ama özellikle tarıma  dayalı sanyi tesislerinde baktığımız zaman, cidid çalışmalar var. Şeker fabrikası özellikle Türkiye’nin ilk şeker fanrikasının kurulması, ile ilgili hikayeyi herkes bilir. Kurulması talimatını verir Attaürk, ama Maliye bakanı şeker ithalatından aldığımız vergilerle memurların maaşlarını ödüyoruz. O da cevaben der ki o da bizim paramız değil mi? Madem bizim paramız şeker fabrikasnı kuralım. Tarıma dayalı sanayinin öncülerindendir. Yine iplik fabrikalarının kurulması bursa ve antep te tekstil ile ilgili dokuma fabrikalarının kurulması, istanbulda yine tesktil ile ilgili önemli yatırımlar hep devlet desteği ile gerçekleşmiş, bugün türkiyebuldunduğu coğrafyada tekstil devi ise, ogün ki yatırmlar ve çekirdekler ile o aşamaya gelinmiştir. Yoksa baktığınız  zaman dünya genelinde, sanayi hedefleri hep tarımadayalı sanyi ile başlıyor. Otomotiv sanayi, silah sanayi diğer endüstri dalalrına baktığımız zaman, hep tarıma dayalı sanayi ile başlayan o alanlarda da başarılı olduğunu görüryouz.Önce tarıma dayalı sanayi ürüleri yapılıyor ordan elde edilen katma değer ile, yeni sanaayi işlemleri başlıyor’’şeklinde konuştu.
 
 ‘’Toplumun bütük kesimleri birlikte kalkınıyor’’
 
Tarımın çok önemli doluğunu söyleyen Baytekin; ‘’Tarıma dayalı sanayiye baktığınız zaman özellikle tarımsal üretim, bitkisel üretim, anlamında düşündüğünü zaman güneş hava atmosfer karbondioksit hava ve yağmurdur. Bunlara biz bedel ödemeyiz. Ülkede ne kadar, tarıma elverişli arazi ekilir ise, hem tedarikçi kazanır, hem de o işemi işleyen ve pazarlayan sektörler kazanır.Dolayısı ile tarımın dokunduğu alan çok daha geniştir. Otomobil sektörü, sengin olan araba alır sektörü canlandırır. Ve ya sekötre ham madde tedarik edenler yani çok dar, bir alanda bu gelir paylaşımı vardır. Ama tarımı düşündüğümüz zaman, buğdayından arpasından tutunda, meyvesine sebzesine kadar çok geniş bir alanda adilane bir gelir paylaşımı söz konusudur. Dolayısı ile Atatürk’ ekonominin temeli tarımdır derken ziraatır derken bunu kast ediyor.Toplumun bütük kesimleri birlikte kalkınıyor. Dolayı sile bu öenmli ve anlamlı bir veciz.Gerçekten Cumhuriyetin ilk yıllarında ve ilerleyen yıllardında, Ziraii donanım fabrikaları filan çok büyük işlere imza atmışlardır. Gerçekten traktör, traktör parçaları buldukdukları bölgelerde sivil yatırımcılara örnek olmuş onların önlerini açmışlardır. Aynı tesilerde bulunan Arge tessileri ile yeni, ürün geliştirmye çalışmışlar ve geliştirdikleri ürünleri paydaşları ile birlikte çoğaltmışlardır. Önemli bir adımdır.’’ dedi.
 
 
‘’Atatürk tarıma çok önem vermişti.’’ diye sözlerine devam eden Baytekin;  ‘’Çiftçiyi desteklemiş, sanayi desteklenmiş olduğunu; ‘’ O dönemlerde devletçi  karekterin niteliği de o, yapısıda o öncü olmuştur. Bugünde  buna ihtiyaç var, niye serbest piyasa ekonomisne uymayan, sektörleri balansa etmek ve piyasa koşullarını üretici-tüketici ilişkiisni sağlamak için bakıyorsunuz devlet tarım kredi kooparetiflerini devreye sokuyor. Toprak mahsülleri ofisini devreye sokmaya çalışıyor. Neden çünkü serbest piyasa ekonomisinde, üreticinin zarar etmemeis gerekiyor. Çünkü topraktan elde edilen ürünler ile yeterli gelirsağlamayanlar kendilerini tasfiye eder. Ama gıda üretimi stratejiktir. Yani her ülke öncelikli olarak insanının beslemek zorundadır. Aile işletmesi gibi kendisini sürdürmesi gerekir, eğer bunu sürdüremezise tarlanız boş kalır nitekim, şuanda ekilmeyen arazi mikatarı sürekli, artıyor. Çiftçi borçları sürekli artarken, ekilmeyen arazi miktarı artıyor. Devletin devreye girmesi, çiftçi zararlarını minimalize etmesi ürün bedellerini destekleme kapsamına alması gerekiyor.’’dedi.
 
 
‘’Kaygı ile çiftçiyi yaşatırsanız üretimden soğutursunuz’’
 
Son sözler olarak Baytekin; ‘’Üretmek zaten zor zanaattır. Üretmek zaten, buğday ekiyorsunuz 8 ay boyunda başına bir şey gelecek mi diye kaygu duyuyorsunuz düşünüyorsunuz.Eğer ahılda ineğiniz koyunuz keçiniz varsa onları sürekli canlı ve verimli tutmanız gerekiyor. Yarın fyatlar ne olacaki boçlandık borçları nasıl ödeyeceğiz, bu kaygı ile çiftçiyi yaşatırsanız üretimden soğutursunuz. Üretime olan aidiyet duyguları zayıflar. O nedenle sürekli devletin yanında olması desteklenmesi gerekir. İnsanı doyuruyorsunuz.’’diye tamamladı.
 
 
 İbrahim Akın Kazancı