Taşdelen; ‘’Uluslararası Diyabet Federasyonu'na göre, dünyadaki diyabetli insan sayısının 2019'da 463 milyondan 2045'te 700 milyona çıkması ve vakaların %83,9'unun düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana gelmesi bekleniyor.’’dedi.
 
İnsülin direnci konusunda özel bilgiler veren Diyetisyen Bihter Taşdelen; ‘’Tüm dünyada ciddi bir sorun haline gelen insülin direncinin dünyada ve Türkiye’de görülme oranı oldukça artmıştır. İnsülin direnci, dünyada ve Türkiye’de yaygın görülen bir sorundur. 40-45 yaş arasındaki erkeklerde yüzde 40’lar civarında görülüyor. Kadınlarda ise en sık görüldüğü dönem; 45-50 yaş arasıdır.Ayrıca; Uluslararası Diyabet Federasyonu'na göre, dünyadaki diyabetli insan sayısının 2019'da 463 milyondan 2045'te 700 milyona çıkması ve vakaların %83,9'unun düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana gelmesi bekleniyor.’’dedi.
 
Hastalığın Sonuçlarından bahseden Taşdelen; ‘’Bozulmuş insülin duyarlılığı olarak da bilinen insülin direnci, kaslarınızdaki, yağınızdaki ve karaciğerinizdeki hücrelerin insüline iyi yanıt vermemesi ve kanınızdaki glikozu enerji için kullanamamasıdır. Bunu telafi etmek için pankreasınız daha fazla insülin üretir ve zamanla kan şekeriniz yükselir. Hücreleriniz insülin sinyaline yeterince yanıt vermediğinde, kan dolaşımınızda çok fazla glikoz kalmasına (yüksek kan şekeri) neden olur. Bu durum prediyabete yol açabilir ve bu da tam gelişmiş tip 2 diyabete sebep olabilir.’’diye devam etti.
 
 
İNSÜLİN DİRENCİ KİMLERDE GÖRÜLEBİLİR?
 
 
İnsülin Direncinin Kimlerde görüldüğünü söyleyen Taşdelen; ‘’Karın bölgesi yağlanması fazla olanlarda, Obezitesi olanlarda, bel çevresinin erkekte 102cm, kadında 88cm’yi geçmesi obezite komplikasyonlarının arttığını gösterir!Hareketsiz yaşam tarzı olanlarda,Karbonhidrat ağırlıklı beslenme tarzı olanlarda,Gestasyonel diyabeti olanlarda,Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması hastalığı ve polikistik over sendromu gibi sağlık koşulları olanlarda,Ailede diyabet geçmişi olanlarda,Sigara içenlerde,  Etnik köken sebebiyle,İleri yaş, özellikle 45 yaş sonrasında,Cushing Sendromu ve akromegali gibi hormonal bozuklukları olanlarda,Steroidler, antipsikotikler ve HIV ilaçları gibi ilaçlar kullananlarda,Uyku apnesi gibi uyku sorunları olanlarda insülin direnci görülebilir’’
 
 
 İNSÜLİN DİRENCİNDE BESLENME NASIL OLMALIDIR?
 
 
Beslenme konusunda önerilerde bulunan Bihter Taşdelen; ‘’Öğün atlamayın: Çok uzun saatler aç kalmayın ve 3 ana öğünü atlamayın. Öğün atlamanın daha az kalori ve daha fazla kilo kaybı anlamına geldiğini düşünebilirsiniz. Ancak bu sadece insülin ve kan şekeri seviyelerinizin dengesizleşmesine neden olur. Ara öğün yapın: İnsülin direncinde ara öğün yapılması direncin kırılması konusunda çok fazla destek olmaktadır. Basit karbonhidratları kompleks karbonhidratlar ile değiştirin: Basit karbonhidratlar lif açısından fakirdir. Bu nedenle kan şekerinizin hızlı yükselmesine ve tüketildikten sonra çok daha çabuk acıkmanıza sebep olur.Patates, makarna, pilav, beyaz ekmek gibi kan şekerinizi olumsuz etkileyecek besinlerin yerine kompleks karbonhidratlar dediğimiz; bulgur pilavı, tam buğday/çavdar ekmekleri, kurubaklagiller, sebzeler gibi alternatifleriyle değiştirmeye çalışın.Karbonhidrat içeren besinleri tek başına tüketmemeye özen gösterin, yanına süt/yoğurt/peynir veya badem/fındık/ceviz gibi protein kaynağı olan besinler eklemek kan şekerini kontrol altına almanıza yardımcı olabilir.Sağlıklı Yağlar Tercih Edilmeli: Beslenme tedavisinde hücrelerde hasar oluşturarak insülin direncini tetikleyen trans ve doymuş yağ alımı sınırlandırılmalı,antioksidan etkili tekli doymamış yağlara yer verilmelidir. Bununiçin yemekleri pişirirken tereyağı, kuyruk yağı gibi hayvansalyağlar yerine zeytinyağı tercih edilmeliLifli gıdaları mutlaka diyete koymalısınız: Posalı yiyeceklerin kan şekerini dengelediği birçok araştırmada saptanmıştır.Meyvelerin suyu yerine kendisini tüketmeye özen gösterilmelidir. Meyvelerin suyunu sıkmak, lif oranını düşürür. Aynı zamanda da 1 su bardağı meyve suyu elde etmeniz için en az 2-3 porsiyon meyve kullanmanız gerekir. Taze sıkılmış dahi olsa meyvelerin sularını sıkarak tüketmek kan şekerinizin dalgalanmasına yol açabilir. Bu nedenle en doğru seçim mevsiminde taze meyve tüketimi olacaktır.Haftada en az 2-3 kez kuru baklagil tüketilmelidir.Yoğurt, kefir, pancar gibi probiyotik besinler beslenmeye eklenmelidir.Gün içinde en az 2-2.5 litre su içmeye özen gösterilmelidir.Düzenli egzersiz hayatın bir parçası haline getirilmelidir.  Hareketsiz kalmak insülin direncini artıran diğer bir nedendir.’’dedi.
Arzu Baladur