Yerel seçimler yaklaşırken, Çanakkale Belediye Meclis üyeleri ve İl Genel Meclis üyelerinin profilleri çıkartıldı. Hem belediye hem de il genel meclis üyelerinin Çanakkale’nin ilerlemesine katkı sağlayacak durumda olmadıkları belirtildi. Sadece belediye meclis üyelerinde bir partinin 3 tane inşaat mühendisi, 2 tane harita mühendisi belediye meclis üyesi bulunuyor. Bu durumun da kenti betonlaştırmaya ve inşaat rantına götürecek anlayışın hakim olduğu vurgulandı. Ortaya çıkan rakamlar da hem belediye hem de il genel meclis üyelerinin partiler tarafından dikkatlice belirlenmediği vurgulandı.

Mart 2024 de yapılacak yerel yönetimler seçimlerine beş ay gibi bir zaman var. Söz konusu seçimlerde belediye başkanları, belediye ve il özel idareleri meclisi üyeleri seçilecek; bu nedenle de seçilenler, 21.yüzyılın başında Çanakkale’nin ve Türkiye’nin geleceğini belirlemede çok önemli görevlerle baş başa olacaklar.

Çanakkale’nin birçok alanında yapılan çalışmalara destek vermesi ile bilinen Jeolog Celal Köse, “Yerel Yönetimlerin İyileştirilmesinde STK’ların Rolü” başlığı ile bir inceleme ve araştırma yazısı kaleme aldı.

 

ÇANAKKALE BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ PROFİLİ

Araştırmada, Çanakkale Belediye Meclisi Üyeleri ve İl Genel Meclis Üyeleri’nin profilleri de ortaya konulmuş. Araştırmada belediye meclis üyelerinin il genel meclis üyelerine göre çok daha eğitimli olduğu ortaya çıkıyor. Dikkat çeken bir diğer alan ise belediye meclisindeki kadın oranının il genel meclisindeki oranın çok üzerinde olması

Çanakkale Belediye Meclis üyelerinin profili:

Öğrenim durumu

 İlkokul %3

Ortaokul + Lise %13

 Yüksek Öğrenim %84

Lisans %59,

Yüksek Lisans%25

Cinsiyet Kadın %29

Erkek %71

 

Çanakkale İl Özel İdaresi - İl Genel Meclisi Üyeleri

Öğrenim durumu İlkokul %12

Ortaokul + Lise %44

Yüksek Öğrenim %44

Cinsiyet Kadın %6

Erkek %94

Köse yaptığı araştırmalar sonunda şu değerlendirmelerde bulundu; “Çanakkale Belediyesi Meclis üyelerinin, Çanakkale İl Özel İdaresi İl Genel Meclisi üyelerine göre daha yüksek seviyelerde öğrenimli oldukları görülmektedir. Bu tür kamusal görevlerde olanların öncü rolleri olduğu ve bu nedenle de öğrenim, eğitim seviyelerinin yüksek olması gerektiği beklenir. Toplumlar ancak bu koşulda ilerleme sağlayabilir. Mecliste önlerine gelen konularda karar veren bu üyelerin, oylama yapılan konular hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmaları; bilgi sahibi olmadıkları konularda gerekli araştırmaları yapabilecek deneyime sahip olmaları; olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurabilecek zihinsel yeterlilikte olmaları; toplum çıkarlarını kendi çıkarları üzerinde tutabilecek ahlaki değerlere sahip olmaları hayati önemde parametrelerdir.

 

Her iki meclis üyeleri arasında bir sanatçı üye, bir doktora düzeyinde öğrenimli üye bulunmamaktadır. Meclislerde kadın üye sayısı oranları da çok düşüktür. Yapılan bu çalışma sırasında, ilgili yönetimlerin internet sitelerinde; üyelerin eğitim, öğrenim durumu ve diğer niteliklerini açık ve ayrıntılı olarak gösteren özgeçmişlerine rastlanılamamıştır. Bu nedenlerle, seçmenlerin ve toplumun aday belirleme sürecinde ve sonrasında seçilecek üyelerin yeterli donanımda olup olmadıklarını anlayabilme şansları yoktur.

Söz konusu nedenlerle, meclislerde görüşülen konularda yeterli donanıma sahip olan üyelerin kullanacağı oylar sıradan verilmiş oylardan çok daha değerli olacaktır. Bu da, yöneticilerin sağlıklı kararlar almasında, dolayısı ile vatandaşa en iyi hizmetin götürülmesinde çok önemlidir.

MECLİS PROFİLİ 21. YÜZYILA UYGUN DEĞİLDİR

Son yirmi yıldır ülkemizde hafriyat-beton ekonomisine doğru bir ağırlık merkezi kayması olmaktadır. Bu yönelim 21. Yüzyıl koşulları ile taban tabana zıt yöndedir. Bu günkü üye profil dağılımı ile belediye ve özellikle de özel idare meclislerinin önümüzdeki zamanın zorunluluklarına ayak uydurabilmeleri mümkün değildir. Her iki mecliste de yüksek katma değerler yaratamayan, doğa ve çevreyle uyumsuz hafriyatbeton ekonomisinin gerek duyduğu meslek guruplarına mensup üyeler ağırlıktadır.

BELEDİYE MECLİSİNDE BİR SİYASİ PARTİDEN 3 İNŞAAT MÜHENDİSİ VAR

Çanakkale Belediye Meclisinde tek bir siyasi partiden üç inşaat mühendisi, iki harita mühendisi, iki diş hekimi, iki sağlıkçı üye bulunmaktadır. Bir partinin bir meslek grubundan bir değil de neden iki üç üyesi olduğu sorgulanmalıdır. Belediye  meclisinde sadece bir partiden üç inşaat mühendisinin 21. Yüzyılın hangi sorununu çözmek için aday gösterildiğinin rasyonel bir açıklaması olamaz. Bu yanlış

tercihlerden birinci derecede sorumlu olanlar aday listelerini hazırlayan siyasi partilerdir. Önümüzdeki yıllarda ülkemizi ve halkımızı yeni zamanın sorunları artarak meşgul edecektir. Yeni dönemin meclislerinde iklim bilimci, çevre bilimci, ekosistem bilimci, bölge plancısı gibi üyeler bulunması öncelikli gerekliliktir.

Çanakkale’de birçok iyi öğrenimli deneyimli insan kaynağı olmasına rağmen yerel meclislerin vasatın altında kaldığını ve gelecek için çok gerekli olan kritik disiplinleri barındırmadığını görüyoruz. Entelektüel düzeyi yüksek üyeler aynı zamanda yerel yönetimler için hazır birer danışmandırlar. Tecrübe kabilinden bakılan orta büyüklükte başka bazı illerde de; yerel yönetim meclis üyelerinin nitelikli eğitim, öğrenim ve deneyim seviyelerinin çok düşük olduğu, geleceğin kritik disiplinlerinden üyelerin bulunmadığı, kadın üye oranının yok denecek kadar az olduğu, endüstriyel temsilin hafriyat-beton ekonomisi etrafında ağırlıklı olduğu görülmüştür.

NE YAPMALI?

Sessiz sedasız sandıklara giderek, geçmiş seçimlerden daha farklı sonuçlar alınacağını beklemek nafile bir beklentidir; bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Fizik biliminde Newton yasasına göre, duran bir cisme dışarıdan bir kuvvet uygulanmadan cisim hareket etmez; kendi rotasında hareket eden bir cisme dışarıdan bir kuvvet uygulanmadan cisim rotasını değiştirmez. Bu fizik yasası sosyal bilimlerde de geçerlidir, dolayısıyla seçimlere de uygulanabilir.

Kadere boyun eğerek geleceğimizi vasat altı yerel karar vericilere teslim etmek istemiyorsak, fiziğin yasasını dikkate almak zorundayız. Oldukları yerde durmakta direnen siyasi partiler bir kuvvet uygulanmadan hareket etmezler, dışarıdan bir kuvvet uygulanmadan iyiye doğru rotalarını değiştirmezler.

Parametreler değiştirilmeden ayni deneyler tekrarlanırsa farklı sonuçlar alabilmek mümkün olamayacağından, kritik konularda yenilikleri takip edebilecek, araştırmalar yapabilecek üyelerin bulunması bir zorunluluktur. Bu durumda, seçmenlerin oy kullanmadan önce iki kere düşünmesi gerekir.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ GEREKLİLİĞİ VE YAPTIRIM GÜCÜ

Yüksek kaliteyi meclislere getirmede, seçimler öncesinde ve sonrasında sivil toplum kuruluşlarına (STK) önemli görevler düşmektedir. STK’ların toplumu aydınlatıp harekete geçirecek özellikleri vardır. Çaresizliğe düşürülen halkın önünü açmada STK’lar etkin yapılardır. STK’lar bu güçlerinin farkına varıp aday listelerini belirleyen siyasi partilere gereken uyarı ve baskıyı yapmalılar, kalitesizlikte ısrar eden siyasileri kamuoyuna ifşa ederek pazarlıksız terk etmelidirler. Halkın ve seçmenlerin gizil gücü STK’ların katalizör etkisiyle harekete geçirilerek sonuç değiştirici olabilir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Günümüzde var olan yapıları ile yerel yönetim meclislerinin yaratıcı ve üretken olabilmeleri yukarıda belirtilen nedenlerle eşyanın tabiatına aykırıdır. Konuyu özetlemek gerekirse, yerel yönetim meclisleri az sayıda kadın üye bulundurmakta, var olan üyelerinin öğrenim eğitim düzeyleri de vasatın çok altındadır. Mesleki çeşitlilik sınırlıdır ve hafriyat-beton ekonomisinin etrafında kümelenmiştir. Bu yapıları ile yerel yönetimler 21. Yüzyılın önde gelen sorunlarını algılayarak çözümler üretebilecek nitelikte değildirler.

Hafriyat-beton ekonomisine göre şekillenen kafalarla 21. Yüzyılın sorunları çözülemez. Aykırı düşünebilen insanlara bu gün ve gelecek zamanda çok ihtiyaç olacaktır. Yerel yönetimler, eksiklerinin olduğu alanlarda ilde yaşayan iyi öğrenimli, deneyimli, üstün nitelikli insan kaynaklarından yararlanabilirler.

STK’lar toplumsal sorumluluklarının ve yaptırım güçlerinin farkına varmalı, seçimlerden önce sahneye çıkıp ağırlıklarını siyasi partilere ve kamuoyuna hissettirmelidirler. Seçime doğru giderken, siyasi partilerin boş vaatlerine kulak asılmamalı, sözlerin karşılığı peşin olmalıdır. Bunun yolu da 21. Yüzyılın sorunlarını algılayıp çözümler üretebilecek insanların aday listelerinin en başına yerleştirilmesidir. Hiçbirimiz istemeyerek oy vermeye mecbur değiliz! Gerektiğinde bağımsız adaylar çıkartılmalı ve desteklenmelidir.”

 

Mehmet Güler