Çanakkale konumu dolayısı ile binlerce yıl öncesinden yerleşimler başlamış ve her dönem en önemli yerleşim yelerinden biri haline gelmiş. Bunu kentteki antik kentlerden anlıyoruz. Çanakkale’nin birçok bölgesinde bulunan antik kentler dünya tarihine ışık tutuyor. Bunlardan biri de Alexandria Troas Antik Kentti. Burası Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyünün hemen üst kısmında bulunuyor. Bozcaada manzaralı bölgede bulunan antik kent, dönemin en önemli yerleşim bölgelerinden biriymiş. Buradan dünyanın bir çok bölgesine kaya sütunlar ihraç edilmiş. Antik kentin hemen üst kısmında Yahya Çavuş Köyü sınırları içinde sütün ocağı yer alıyor ve bir kısım sütunların da orada halen durduğu görülüyor. Sütunlar buradan çıkartılarak Dalyan köyünün yanında bulunan iç liman ve şimdi pembe göl olarak bilinen alandan Başta Roma’ya olmak üzere birçok bölgeye ihraç edilmiş. 2 bin 400 yıllık liman kenti olan Alexandria Troas Antik Kenti'nde bu yılki kazı çalışmaları, 25-30 kişilik bir ekibin katılımıyla sürüyor. Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Öztepe koordinesindeki kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izniyle ve maddi desteğinin yanı sıra Çanakkale Valiliği, Türk Tarih Kurumu, Ankara Üniversitesi ve İÇDAŞ A.Ş. desteğiyle gerçekleştiriliyor. Bu yılki kazı çalışmalarında kentin 1800 yıllık mimari yapıları gün yüzüne çıkarılıyor.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, “İçerisinde arkeologların, mimarların, koruma uzmanların, restoratörlerin, antropologların ve jeofizikçilerin olduğu bir ekip. Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir program çerçevesinde çalışmalarımıza başladık ve yürütüyoruz. Bu çalışmalara Ankara Üniversitesi'nin yanı sıra Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Ostim Teknik Üniversitesi'nden öğrenciler, uzmanlar ve hocalar katılıyorlar. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin de öğretim üyesi ve öğrenci anlamında ciddi desteği var. Çalışmalarımızı 7-8 üniversiteyle yürütüyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ankara Üniversitesi adına her yıl olduğu gibi çalışmalar yürütülüyor. Bakanlığımızın verdiği izin ve desteğin yanı sıra üniversitemizin, çeşitli üniversitelerin ve özel sektörden ana sponsorumuzun desteğiyle bu çalışmalar yürümekte.
Alanın doğusunda başlangıcından itibaren çalışıyoruz. Alanın doğusu dediğimiz bölgede odeon, podiumlu salon, polygonal yapı gibi önemli yapılar var. Bunlar büyük ölçüde geçtiğimiz yıllarda gün ışığına çıkarılmıştı. Fakat bunların özellikle kuzey ve doğu kesimindeki bölümleri açılmamıştı. Bu yıl çalışmaları kuzey ve doğu bölümlerinde yürütmeye başladık. Doğu bölümünde daha önce çok küçük bir alanda başka bir yapı ya da yapılar kompleksi olabileceğini gördüğümüz alanda devam ediyoruz. Burada yürüttüğümüz çalışmalar M.S. 2'nci yüzyıldan itibaren bu alanda yapılaşmanın olduğunu ve kendi içerisinde değişimler gösterdiğini ortaya koydu. Bu anlamda 1800 yıl öncesinden başlayıp belki 300-400 yıl içerisinde değişimler gösteren yapılar grubunun bir bölümünü gün ışığına çıkarmaya başladık. Arkadaşlarımız çalışıyorlar. Küçük buluntular olarak dönemleri hakkında bilgi verecek büyük ölçüde korozyona uğramış olan sikkelerin yanı sıra yoğun seramik ve üst yapıya ilişkin çatı kiremitleri yer alıyor. Burada çeşitli iskan evrelerini, buluntu gruplarını değerlendirip tespit edebiliyoruz.
O dönemden başlayıp 4 ve sonrasındaki yüzyıllardaki değişimleri mimari katmanlaşmada izleyebiliyoruz. Yani en erken evrenin çekirdeğini buluyorsunuz. Sonrasında mimari katmanlara bunun üzerine yeni dönemler geliyor. Bazı bölgelerde değişimleri duvar örgülerinde görüyorsunuz. Bunları tespit ediyoruz. Bunun yanı sıra bunları destekleyecek küçük buluntular da çıkmaya başladı. Böylece bu alanda belgeleyerek kaldırılması gereken bölümleri kaldıracağız. Ana ilk oluşum evresine ulaştığımız noktalar olacak. Ama bir taraftan da kentin bu yaşanmışlığının dönemsel belgelerini de yerinde koruyacağız. Hedefimiz 'doğu yapısı' olarak adlandırabileceğimiz yapının şu anda otopark olarak kullandığımız alanın altından geçtiğini düşündüğümüz kuzeye güney doğrultulu caddeye kadar varlığını tespit etmek. Bir bölümünü tel örgünün içerisinden kazarak tespit edeceğiz. Bir bölümünde de minimal sondajlar yapıp tekrar bakmamız ve kapatmamız lazım. Jeofizik çalışmaları sonucunda geçtiğimiz yıl burada, otopark alanının bir bölümünde büyük bir yapının duvar izleri olması muhtemel grafikte koyulu açıklı alanlar ortaya çıktı. Bu koyulu açıklı alanlardan da referans alarak çalışmalarımızı yürüteceğiz.” dedi.
EN AZ TANITILAN ANTİK KENT
Çanakkale’de çok sayıda antik kent bulunuyor. Bunların başında en çok tanınan ise Troia Antik Kenti. Adına film yapılması ile beraber dünyada çok daha fazla tanınır oldu. Bir diğer antik kent ise Assos Antik Kenti. Burası da konumu ve önemi ile çok bilinen bir yer. Diğer antik kent isse Apollon Smintheus Kutsal Alanı. Burası da Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar köyünde yer alıyor. Bir diğer antik kent ise Biga ilçesinde yer alan ve sanayi kuruluşu içinde yer alan Parion Antik Kenti, Bu antik kentlerden sonra en az tanınan antik kent Alexandria Troas Antik Kenti. Burada kazı çalışmasında önemli bulgulara ulaşılması durumunda bu antik kentin de tanınırlığı artması bekleniyor.
Atakan Alkış