Günümüzde birçok insanın korkulu rüyası olan bel fıtığının tedavisinde kullanılan ameliyatsız güncel  tedavi yöntemlerini  ortopedi ve travmatoloji uzmanı Prof. Dr. H. Yener Erken‘e sorduk.  Dr. Erken  her hasta için standart bir bel fıtığı tedavisinin olmadığını, uygulanacak tedavinin, hastanın şikayetlerinin şiddetine, süresine,  muayene bulgularına, radyolojik bulgulara, hastanın yaşına, mesleğine, aşırı kilo problemi olup olmadığına ve yaşam biçimine göre düzenlendiğini belirtti.

Prof. Dr. H. Yener Erken bel fıtığı tedavisinin amacı, en güncel ameliyatsız bel fıtığı tedavi yöntemleri, bel fıtığı ameliyatının ne zaman gerekebileceği ve fıtığın tedavi edilmediği takdirde sonuçlarının ne olabileceği konularındaki sorularımızı yanıtladı.

Tedavinin Amacı Nedir?

Bel fıtığı tedavisinin amacı normal yapısını kaybetmiş  fıtıklaşmış disk dediğimiz yapıları  tamamen normal duruma getirmek değil, hastanın bel, kalça, bacak ağrısı şikayetlerini ortadan kaldırmaktır. Yıpranmış bir diski normal hale getirmek veya aşınma sürecini tersine çevirerek eklemi gençleştirmek hâlâ tıbbi olarak mümkün değildir.

Tedavide amaç fıtıklaşmış disk dokusunun ve fıtık nedeniyle bası altında olan sinir köklerinde oluşan tahrişi, ödemi ve varsa hasarı ortadan kaldırmaktır.

Yalnızca bel ağrısı, kalça ve bacak ağrısı ve uyuşukluktan şikayetçi olan hastalarda  sorun bir ağrı yönetimi sorunudur. Bu durumda amaç  sırt, kalça ve bacak ağrılarını hafifleterek yaşam kalitesini arttırmaktır.

Ancak ağrıyla birlikte bacak ve ayak kas gücü de varsa  en önemli öncelik hastanın kaybettiği kas gücünün mümkün olan en kısa sürede geri kazanılmasıdır.

Kas güçsüzlüğü, idrara çıkamama veya dışkılama yapamama gibi diğer önemli semptomlarla birlikte  ortaya çıkarsa, tedavinin amacı hastanın kaybolan kas gücünü, idrar, bağırsak ve cinsel fonksiyon bozukluklarını mümkün olan en kısa sürede normale döndürmektir.

Özellikle son yıllarda tıp teknolojisindeki hızlı ilerlemeler sayesinde bel fıtığının tedavisi daha kolay hale gelmiş ve daha olumlu sonuçlar alınmaktadır.

Ameliyatsız Bel Fıtığı Tedavi Yöntemleri

Son dönemde ilaç tedavileri ve fizik tedaviden fayda görmeyen hastalara ameliyatsız birçok girişimsel işlem de uygulanmaya başlamıştır.

Ameliyatsız bel fıtığı tedavileri Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerde uzun yıllardır güvenle ve büyük başarıyla kullanılmaktadır.

Ancak ameliyatsız bel fıtığı tedavileri de suistimal edilmeye açıktır. Ne yazık ki günümüzde başta sağlık çalışanları olmak üzere pek çok kişi sosyal medyadaki paylaşımlarıyla bel fıtığı tedavisini mucizevi bir şekilde ameliyatsız gerçekleştirdiklerini, hastayı yarım saat  içerisinde iyileştirdiklerini iddia ediyor. Bu yüzeysel Instagram ve Facebook tedavileri sıklıkla kas gevşemesini sağlamak amacıyla kullanılmakta ve kalıcı bir sağlık durumu sağlamamaktadır.

Fıtıklaşan disk eklemine ve baskı altındaki sinir köküne özel yöntemlerle radyolojik kontrol altında ulaşarak, gerçek nedene müdahale eden ameliyatsız tedavi yöntemleri, bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış ve gelişmiş ülkelerde yetkili sağlık otoriteleri tarafından onaylanmıştır.

Her ameliyat belirli bir risk içermektedir. Daha karmaşık ve tehlikeli bir tedavi yöntemi kullanarak, hastaya zarar vermeden basit ve güvenilir bir şekilde çözülebilecek bir sorunu önemli bir ameliyatla çözmeye çalışmak da yanlıştır.

Özellikle lazer ve radyofrekans enerjilerini kullanan modern tıp teknolojisi, omurga hastalıklarını ameliyatsız olarak tedavi etmek için çok daha güvenli ve etkili yöntemler sunmaktadır.

Hastanın ağrılarında yeterli derecede gerileme yoksa, ilaç tedavisi, yatak istirahati veya fizik tedavi gibi başlangıç tedavilerinin doğru bir şekilde uygulanmasına rağmen ağrı devam ediyorsa ameliyata karar vermeden önce ameliyatsız bel fıtığı tedavileri düşünülmelidir.

İki temel grup ameliyatsız tedavi işlemi vardır;

·         Sinir kökü ve omurilik kılıfı çevresine yapılan ilaç uygulamaları

·         Disk  içine yapılan uygulamalar (Nükleoplasti)

Bu yöntemler hastanın durumuna göre kombine edilebilmektedir.

Sinir Kökü Çevresine İlaç Uygulamaları

Bel fıtığı nedeniyle oluşan ağrı, ağızdan, kalçadan veya damardan verilen ilaçlarla ve fizik tedaviyle giderilemiyorsa, fıtık çevresine ve fıtığın etkilediği sinire ilaç uygulamak rahatlama sağlayabilir. İşlemler yalnızca eğitimli ve deneyimli uzman doktorlar tarafından özel işlem odalarında, radyolojik kontrol altında, floroskopi sistemi kullanılarak yapılmalıdır.

Radyolojik görüntüler sayesinde iğnenin ucunu tam olarak tespit ederek yanlış bölgeye uygulamaktan veya hassas dokulara zarar vermekten kaçınılabilinir. Bel fıtığı için enjeksiyon ilacı vermenin amacı, fıtığın çevre dokularda neden olduğu tahrişi hafifletmek ve etkilenen bölgeyi tam olarak hedefleyerek iyileşmelerini kolaylaştırmaktır. Tipik olarak iki temel yaklaşım kullanılır.

·         Epidural steroid enjeksiyonu: Omurilik kılıfı çevresine kortizon uygulanması işlemidir. Bu yöntemle, sinir iltihabını hafifletmek ve dolayısıyla ağrıyı azaltmak amacıyla gerekli ilaç çok sayıda sinirin köküne iletilir.

 

·         Selektif sinir kök bloğu: Nokta atış tedavisi olarak da bilinen yöntemdir. Sıkışmış ve baskı altında olan tek sinirin etrafına ağrı kesici ve kortizon uygulama işlemidir.

 

Disk içi Uygulamalar (Nükleoplasti)

Disk içine radyofrekans ve lazer uygulamaları

Nukleus pulposus, diskin ortasında bulunan yumuşak çekirdektir. Nükleoplasti dediğimiz yöntem, radyolojik görüntüleme rehberliğinde fıtıklaşmış disk eklemine ince iğnelerin yerleştirilmesiyle eklem içi basıncın etkili bir şekilde azaltılmasıyla gerçekleştirilir. Eklem içindeki basıncı azaltmak, fıtığın boyutunu küçültmek ve sinir kökü üzerindeki baskıyı hafifletmek için eklem çekirdeğinin küçük bir kısmı buharlaştırılır. Buharlaştırma işleminde enerji kaynağı olarak lazer ya da  radyo dalgalarıyla üretilen radyofrekans adı verilen bir yöntem tercih edilebilir.

Lazer ve radyofrekans nükleoplasti etki mekanizması: Bir kısmı yıpranmış olan disk dokusunun bir kısmı ısı enerjisi yardımıyla buharlaştırılır. Bu işlem sonucunda disk içinde oluşan hacim azalması, basınçta da önemli bir azalmaya neden olur. Bu sayede fıtığın sinirler üzerindeki baskısı da azalır ve ağrı ortadan kalkar. Ek olarak, eklemin içinde yaratılan ısı sayesinde biyolojik ve kimyasal mekanizmalarda da tedavi edici etkiler oluşur.

Disk içine ozon uygulamaları:

Diğer bir yöntem de  “ozon mikrodiskektomi” diğer isimleri ile “diskolizis” ya da “ozon nükleolizis” uygulamasıdır. Ozon gazının fıtık dokusu içersine verilerek fıtığın büzüştürülmesi, sinirlere yaptığı baskının kaldırılması ve ağrının yok edilmesi işlemidir. Bel ve boyun fıtıklarında diğer uygulanan yöntemlere göre bazı avantajlara sahiptir. Doğal bir tedavi olduğu için vucuda zarar vermez, yan etkileri hemen hemen yoktur. İşlem sırasında diskin içindeki dokular mumyalaşır, kurur, disk su tutamaz yani şişemez. Dolayısı ile ağrıya neden olan maddeleri de salgılayamaz.

Disk içi uygulamalar nasıl gerçekleştirilir?

Disk içi uygulamalar, steril koşullardda lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve sadece birkaç dakika sürer. Prosedür esnasında, kalçadan yapılan bir iğne enjeksiyonu gibi çok ince iğneler kullanılarak hedef noktaya kesmeden ulaşılır. Ayrıca, özel ve gelişmiş röntgen cihazları kullanarak prosedürün her aşamasında radyolojik görüntüler elde etmek son derece önemlidir. Farklı açılardan alınan görüntüler sayesinde hedeflenen noktaya milimetrik olarak ulaşıldığından emin olunur.

Enerji kaynağı olarak lazer kullanılacaksa yarım milimetreden daha ince bir fiber optik lazer kateteri disk içine yerleştirilen iğnenin içinden geçirilerek disk içinde çalışmak istediğimiz noktaya getirilir. Lazer enerjisi disk içine kontrollü bir şekilde uygulanır. Lazer enerjisinin etki alanı, kullanılan lazerin türüne bağlı olarak birkaç milimetreye kadar uzanır. Bu işlem sırasında diskin bir kısmı buharlaşarak gaz halinde dışarı çıkar.

Enerji kaynağı olarak radyo frekansı kullanılıyorsa birkaç milimetre kalınlığında özel bir elektrot iğnenin içinden geçirilerek disk içindeki hedef noktaya gönderilir. Radyo frekans enerjisi için kullandığımız elektrotların pozitif ve negatif olmak üzere iki ayrı kutbu vardır. Enerji, aralarında yalnızca birkaç milimetrelik mesafe bulunan bu iki ayrı kutup arasında yoğunlaşır ve enerjinin vücudun diğer bölgelerine dağılma tehlikesi yoktur.

Ozon uygulmasında da benzer bir şekiilde fıtıklaşmış disklerin içine görüntüleme cihazları eşliğinde çok ince bir iğne ile girilerek ozon gazı verilmekte beraberinde baskı altındaki sinir aşırı şişmiş ise sinir köküne de ozon + steroid karışımı bir kokteylin enjekte edilmektedir.

Nükleoplasti işlemleri yeterli teknolojik altyapıya sahip steril ortamlarda, deneyimli doktorlar tarafından uygulanmalıdır.

Nükleoplasti işlemiyle ilişkili herhangi bir risk var mı?

Bel fıtığının ameliyatsız tedavisinde sinir hasarı, enfeksiyon ve kanama gibi riskler oldukça düşüktür.

Başarı oranı nedir?

Doğru seçilmiş hastalarda başarı oranı %70 ila %90 arasındadır.

İşlem sonrasında hastanede kalmak gerekli midir?

Tedavi sonrasında hastanede kalmaya gerek yoktur. Birkaç dakika süren bir işlemin ardından yarım saat kadar gözlem altında kalan hasta evine gidebilir.Bu tedavilerden sonra sadece korse ile kısa sürede normal hayata dönmek mümkündür. Birçok hasta ameliyatın ertesi günü yatakta yatmaya gerek kalmadan normal iş hayatına dönebilmektedir.

 

Tüm bel fıtıklarında ameliyatsız tedavi uygun mudur?

Ameliyatsız tedavi her bel fıtığı hastası için uygun bir tedavi yöntemi olmayabilir. Bu tedavilerin uygulanabileceği ve hangi hastaların bu tedavilerden daha fazla fayda görebileceği konusunda belirli bilimsel kriterler bulunmaktadır.

Halk arasında patlamış-rüptür fıtığı olarak adlandırılan gevşek parçalı fıtıklar ve çok büyük fıtıklar bu işleme uygun değildir. Bacak ve ayak kaslarında kuvvet kaybına neden olan fıtıklar için bu işlem uygun değildir. Bu hastaların tedavisi ameliyatla yapılmalıdır. apalı ameliyat olarak bilinen endoskopik cerrahi teknikleri tercih edilmelidir.

 

Bel fıtığı ameliyatı ne zaman yapılmalıdır?

Yukarıda sayılan tedavilere rağmen ağrı ve diğer şikayetler en az altı hafta devam ediyorsa veya kas gücünde kayıp varsa bel fıtığı ameliyatı gerekir.

Günümüzde kapalı (endoskopik) bel fıtığı ameliyatında modern teknolojinin sunduğu tüm avantajlardan faydalanılarak operasyonun hastaya en az zarar verecek şekilde 1 cm lik kesiden gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır.

 

Bel fıtığı tedavi edilmezse ne olur?

Tüm hastaların korktuğu ve sürekli kendilerine sorduğu soru, bel bölgesinde veya omurganın diğer bölgelerinde gelişen fıtığın tedavi edilmediği takdirde sonuçlarının ne olacağıdır.

Hastanın sorunu sadece ağrı veya uyuşukluk ise bu şikayetler nadiren kendiliğinden geçer, tedavi edilmediği sürece genellikle devam eder. Kronik ve sürekli ağrılarla birlikte hastanın günlük yaşamı olumsuz etkilenir. Ağrı nedeniyle uyuyamayan, çalışamayan ve herhangi bir aktiviteden ayrılamayan hastanın yaşam kalitesi bozulmaktadır.

Bacak ve ayak kaslarında ağrı ve uyuşukluğun eşlik ettiği kuvvet kaybı varsa, cerrahi tedavi ile sinir kökü üzerindeki baskının vakit geçirilmeden ortadan kaldırılması gerekir. Kas gücünü kaybetmiş bir hastanın "İlaç verelim, fizik tedavi yapalım, biraz daha bekleyip görelim" diye düşünerek cerrahi tedavisini geciktirmek hata olur. Bu durumdaki bir hastanın cerrahi tedavisi ne kadar erken yapılırsa operasyon o kadar faydalı olur.

Doğru ve zamanında tedavi edilmeyen küçük bir hasta grubu ciddi, kalıcı veya telafisi zor sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Kauda ekuina sendromu dediğimiz bu durumda şu belirtiler görülebilir:

·         İdrar ve dışkılama sorunları: İdrar ve dışkılama yapamama sorunu, mesane ve bağırsakların alt kısmında sfinkter dediğimiz kaslara giden sinir köklerinin fıtıklaşmasına ve idrarını tutamamalarına neden olabilir. işlevleri yerine getirir.

·         Duyu kaybı: anüs ve cinsel organ çevresinde duyu kaybı, dışkıyı hissedememek.

·         Kaslarda zayıflık: Her iki bacakta da güç kaybı.

Bu nedenle Kauda ekuina sendromu gelişen hastalar zaman kaybetmeden acil olarak ameliyat edilmelidir.

Haber Merkezi