İlk defa bu ismi' Ansiklopedik Marksist Sözlük'te görmüştüm.1970' li yılların başı. İlle de Marksist olunacaksa neden Galiyevist olunmuyor? diye kendi kendime soruyordum.
Ülkücü arkadaşlarıma da eğer solcu olsaydım,Galiyevist olurdum,derdim.
Kendilerine devrimci ,diyen arkadaşlar ise buna taban tabana karşıydı. Lenin'in oluşturduğu devrim ve onun ardılı olan Stalin,kesinlikle "Mazlum Milletler" teorisine karşıydı.
Milli bir duruş gösteren kim varsa ortadan kaldırıyordu.
Daha sonra bu bakış tarzını ağırlıklı olarak Attila İlhan'da okumaya başladım. İşte nihayet bu konuya eğilen birisi vardı. Bu konu üzerine çalışırken Alexandre Benningsen ve Chantal Quelquejay'ın,Sultan Galiyev ve Rusya Müslümanları adlı eserini tesadüfen buldum ,inceledim. Yine, Yamauçi' nin Galiyev kitabını buldum. Onu da değerlendirdim. Galiyev üzerinde Batılılar, Japonlar ve Ruslar çalışmışlar ama bizde bir şey yok diyordum.
Bizde fikri sığlık bu olsa diye düşünürken Cumhuriyet'te Attila İlhan bu konuları yazıyordu. Bende bu yazıları okuyup biriktiriyordum.
Çanakkale On Sekiz Mart Ünivetsitesi ,Fen - Edebiyet Fakültesi'nde çalışırken. Türk Dili ve Edebiyet Bölümünde okuyan tüm öğrencilerime bir "bitirme tezi "gibi görevler verdim. Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Dersleri'nin bir parçası olarak bu çalışmaları yaptırıp ayrıca anlattırıyordum. Asıl hedefim öğrencilerimin hür düşünen bireyler olmasıydı. Konu başlıklarını dağıttığımda, Ozan Yılmaz adlı öğrencime " Molla Nur Vahidov" u vermiştim. Bu çalışmalar için bendeki tüm kaynakları da öğrencilerime veriyordum. Ama büyük şehirlere giderek daha büyük kütüphanelerden de istifade etmelerini istemiştim. Ozan Yılmaz, bu konularla ilgili olarak Halit Kakınç Bey'in üniversitesine giderek Molla Nur Vahidov konusunda yardım istiyor. O da asıl kaynakların Sultan Galiyev için olduğunu söyleyerek konunu Hocan değiştirirse elindeki kaynakları verebileceğini söylüyor. Beni aradıklarında uygun olduğunu söyledim. Böylece ilk elden bir çok kaynağa ulaşmış olduk. Ozan bu kaynakları bir doktora tezi gibi hazırladı. Arkadaşlarına sundu. Tabii ki Türkiye'de kültür para etmediği için bu çalışmayı bir kitap olarak yayımlayamadık.
Şimdi hâlâ böyle çalışmalar yapılıyor mu? Bilmiyorum.
Sultan Galiyev,Mazlum Milletler Teorisini oluşturmuş ve ezilen ,sömürülen milletlerin baş kaldırışını ve devrimini savunmuştur.
Onun bakış tarzına bir kaç örnek;
" ... efendilerin,kendi dillerinde uygar olarak adlandırdıkları; ve birinci kampa mensup halklar; insanlığın kölelikten ,cehaletten ve sefaletten kurtarılması ile görevlendirilmişler. İkinci gruba mensup halklar ise,onların dilinde vahşi,yerli ve bu tür ibarelerle tanımlanmakta olup birincilerin bilimsel görüşlerine göre ,efendi halkların çıkarlarına hizmet etmek için yaratılmışlar.
Batı'da Burjuvazinin yerine konacak bir proleterya, Mazlum milletlere hiç yardım etmeyecektir. Sadece efendi değişecektir.
.....Devrim daima doğu ülkelerinden gelecektir. Çünkü mazlum ülkeler ,sömürge ve yarı sömürge ülkelerdir. Bunun için asıl bu ülkelere el uzatmak gerekir,demektedir.
Türk Kurtuluş Savaşı da bir mazlum baş kaldırışıdır, millidir.
Burjuvazi ,kendi toplumuna yabancılaşmış,proleterya ise gelişmemiş olduğu için tüm ülke mazlumlaşmaktadır. Batı'ya karşı sürekli bir devrimin olması için tüm mazlum milletler güç birliği içinde olmalıdır."
Belkide tüm dünyanın kurtuluşu ve sömürgeler imparatorluklarının yıkılışı bu iş birliğiyle doğacaktır.
Şimdi, biz bu fikri duruşu ,Türkiye'de sol cenahta tartışabiliyor muyuz? Solun bunu tartıştığı bir zemin var mı? Solun şimdiki dünyaya bakışı nedir? Sorusuna ne cevaplar alıyoruz,bileniniz var mı? Ben çevremde görmüyorum.
Siz görüyorsanız bana da bildirin.
Bence Türkiye'nin en büyük problemi fikri olgunluğa erememiş sol düşüncedir.
Ben ,bu düşüncenin karşısında olan birisi olarak
güçlü bir sol düşünceyi arıyorum.
Cumhuriyetimizin 2. Yüz yılına daha olgun bir fikri yapıyla girmeliyiz,diye düşünürüm.
Türk Düşünce Sistemi'nin köklerini sadece Türkiye'de değil,tüm Türk Dünyası'nda aramalıyız.
Son söz,
Sultan Galiyev,1938 yılında Stalin kasabı tarafından idam edilmiştir...
Binlerce "Türk Aydını" gibi.