Çanakkale'nin kendine has aroması ve rengiyle markalaşan domatesi, lezzetini Kaz Dağları ile Çanakkale Boğazı'ndan esen rüzgarların yanı sıra potasyum oranı yüksek topraklarından alıyor. Temmuz ayında toplanmaya başlayıp, kasım ayı sonuna kadar hasat edilen ve raf ömrü uzun olan Çanakkale domatesi, özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara gibi metropollerde tüketicilerin ilk tercihi oluyor. Yıllık üretim miktarı 700 bin tona yaklaşan Çanakkale domatesi, hem üreticiye hem de mevsimlik işçilere ekmek kapısı olurken, sofralarda ise tüketiciye ayrı bir lezzet sunuyor.
Çanakkale'de her yıl bir kısmı sofralık bir kısmı da salçalık olmak üzere 80 ile 100 bin dönüm arasındaki araziye, domates dikimi yapılıyor. Yılda 500 ile 700 bin ton arasında domates üretiliyor. Çanakkale domatesi denince akla ilk Kumkale Ovası gelse de bugünlerde Çanakkale'nin her köşesinde orta turfanda ürünün hasadı devam ediyor.
Bir yandan sofralık bir yandan da salçalık domatesler, tarlalarda özellikle kadın işçiler tarafından toplanıyor. Erkek işçiler sırtladıkları kovaları tarlaların ortasındaki traktör römorklarına taşıyor. Burada yine kadınlar tarafından domatesler, kasalara inci tanesi gibi diziyor. Köylere gelen toptancılara ait nakliye araçlarına yüklenen domatesler, Türkiye'nin özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara gibi metropol kentlerindeki hallere sevki yapılıyor.
Sera ürünlerden tarla ürünlerine geçildiği yaz mevsiminin başlamasıyla birlikte hem tüketicilerin hem de toptancıların gözü kulağı, Çanakkale'de oluyor. Çanakkale domatesinin ününden faydalanmak isteyen esnaf ise, ürünlerinin üzerine 'Çanakkale domatesi' yazıyor.
Her ürün yılının başında rastlanan bu durum, Çanakkale domatesi yetiştiricilerini üzüyor. Üreticiler, temmuz ayından önce gerçek Çanakkale domatesinin tezgahtaki yerini alamayacağını söylüyor.
LEZZETİ TOPRAĞINDAKİ POTASYUM VE SERT RÜZGAR
Talebin bu kadar fazla olduğu meşhur Çanakkale domatesine lezzeti ise, kentin rüzgarı ve potasyum oranı yüksek toprakları veriyor. Batak Ovası olarak da bilinen Kumkale Ovası'ndaki domates yetiştiricileri, ürünlerinin aromasını, kokusunu ve görüntüsünü Kaz Dağları ile Çanakkale Boğazı'ndan esen rüzgarlara ve potasyum oranı yüksek topraklara borçlu olduklarını belirtiyor.
Ovanın çevresindeki; Kumkale, Tevfikiye, Çıplak ve Halileli köyleri kentte domates üretim merkezinin başında geliyor. Tevfikiye köyünde domates yetiştiren Şahin Ceylan, Kumkale Ovası'ndaki toprak yapısının domates üretimine çok uygun olduğunu belirterek, "Toprağın potasyum oranının çok yüksek olması domatese çok güzel renk veriyor ve içi dolgun oluyor. Bu yüzden Çanakkale domatesi çok lezzetli ve suludur" dedi.
Çıplak köyünde, üreticiler ile toptancılar arasında ürünün pazarlanmasına aracılık eden Gürcan Duran, Çanakkale domatesinin tüketiciler tarafından çok tercih edilmesinin sebebinin lezzet ve raf ömrünün uzunluğu olduğunu söyledi. Kumkale Ovası'ndan tüm Türkiye'ye Temmuz ayı başından Kasım ayı ortasına kadar, mevsimsel koşullara göre bazın aralık ayına kadar domates sevkiyatı yapıldığını anlatan Duran, "Çanakkale domatesi kendine has kokusu, rengi ve lezzetiyle bilinir. İçindeki kristalimsi yapı Çanakkale domatesine hastır. Hiç damar yoktur. Çanakkale domatesi dendiği zaman Kumkale Ovası akla geliyor. Şu anda, günde 200 ton civarında ürün metropol kentleri sevk ediliyor. Son turfanda hasadında yani Ekim-Kasım döneminde günde 500 ton civarı domates çıkıyordur buradan" diye konuştu.
Çıplak köyünde tarım yapan İlhan Ulus ise, tadı, rengi ve kokusuyla Çanakkale domatesinin tüm Türkiye'de aranan bir ürün olduğunu belirtti. Ulus, "Ama ne yazık ki, bazı kişiler bizim bölgemizde domates çıkmadan başka bölgelerde çıkan domatesi Çanakkale domatesi diye satıyorlar. Yani tüketiciyi kandırmış oluyorlar" diye dert yandı.
Üretici İlhan Ulus, Çanakkale domatesini diğerlerinden ayıran özelliğini şöyle anlattı:
"Bizim Çanakkale domatesini ikiye yardığımızda bu domatesin içinde buzlanma, buğulanma görürsünüz. Başka yerlerde yetişen domateste bunu görmek mümkün değildir. Bu bizim domatesimizin en büyük özelliğidir. Bu da bizim topraklarımızdaki potasyum fazlalığından kaynaklanmaktadır. Bu potasyum fazlalılığı Çanakkale domatesinin tadını, lezzetini nefasetini, kokusunu getirir. Buram buram kokan domates tüketici tarafından aranmaktadır. Çanakkale domatesine lezzeti, topraklarımızdaki potasyum fazlalığı ile Kaz Dağları ve Çanakkale Boğazı'ndan esen rüzgarlar vermektedir."
Çanakkale domatesi dendiğinde yuvarlak sofralık domatesin akla geldiğini kaydeden İlhan Ulus, "Bu domatesimiz dillere destan tadı, lezzeti olan bir domatestir. Herkes bu domatesi arar. Ama bu domatesin yanında sanayi tipi salçalık dediğimiz domates de aranır. Tüketici pazardan bu sivri domatesi alıp salçasını yapıyor. Yuvarlak domatesi ise, tüketici salata ve yemeklerde kullanıyor. Ama en büyük değerimiz Çanakkale domatesi olarak yuvarlak domatestir. Çanakkale'de domates 3 dönemde dikilmekte. İlk, orta ve son turfandadır. İlk dönem domatesimiz Nisan ayında dilkilmekte ve Temmuz'un ilk haftasında çıkmaktadır. Artık o bitme noktasına geldi. Şimdi orta turfanda domateslerimiz çıkıyor. Eylül sonu, Ekim başında son turfan dediğimiz domateslerimiz çıkacak. Onlar da Kasım ayına kadar devam edecek. İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa gibi büyük metropollerin gözü Çanakkale domatesinde. Çünkü tüketicinin gözü burada olduğu için onlarda tezgahlarına Çanakkale domatesini götürüp, koyuyorlar. Talep şuanda çok, gelen taleplere cevap vermekte zorlanıyoruz" diye konuştu.
Kaynak: DHA