Yerel seçimlere doğru hızla gidilirken siyaset sahnesi yeniden ısındı. Siyasette bomba gibi açıklama yapan kişi ise İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener oldu. Her partinin tek başına seçime girmesini isteyen Akşener’in bu sözleri halen çok konuşuluyor. Bu kararı Milletvekili Ayhan Gider de katıldığı TV programında yorum yaptı. Gider, “Cumhur iittifakı kuran partilerin söylemleri önceden çok belliydi. Vatanını, milletini ve bayrağını seven, yan kendi bedeninin önünde oluşturduğu bir ittifaktı. Dolayısı ile ilgili bu ittifakın gerekçeleri ile ilgili çok tartışma yoktu. Ancak Millet İttifakı için aynı şeyleri söylemek mümkün değildir.  Benzemez partilerin bir araya gelerek oluşturduğu bir ittifaktı Millet İttifakı.  Bunun sonucunda bazı partiler, tek başına girdiklerinde tek bir milletvekili çıkaramayacakları bir seçimden  bir çok milletvekili ile çıktılar.  Buna karlılık, tokatçılık, diyenler de oldu. adına ne derse desinler  hak etmedikleri Milletvekilliklerini aldılar. Yani  kendi seçmeninin dışındaki CHP'nin seçmeninden oy aldılar.  İYİ Parti de ittifak içindeydi ama bu ittifakı ne Tabanına ne de Türkiye'ye hiç bir zaman anlatamadı.  Meral Hanım son konuşmasında da birçok vurgu yapıyor.  Yani konuşmasında Türklük vurgusu, Türkçülük vurgusu, Atatürk vurgusu yapıyor. Seçimden önce o ittifakın bu vurgularla pek ilgisi yoktu.  Dolayısı ile bugün, ortaya çıkan tabloda bu vurguların önemli olduğuna ben inanmıyorum ve samimi bulmuyorum.
Bir kaç ihtimal olabilir. Birincisi partisini öyle bir dağıttı ki kurumal kimliğini kaybetti.  Düşünün bir seçime giriyorlar ve Cumhuriyet Halk Partisinden ödünç Milletvekili alıyorsunuz.  öbür seçime Cumhuriyet Halk Partisinin şemsiyesi altında iriyorsunuz. Size fikren daha yakın olan Belediye Başkan Adayı bile sizin partinizden adaylığı kabul etmiyor, koşa koşa CHP'ye gidiyor ve siz onu desteklemek zorunda kalıyorsunuz.  Bir başka seçime giriyorsunuz ve olmayan Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı üzerinden pazarlık yapıyorsunuz.  Bu da şunu doğuruyor, sizin Parti olarak kurumsal kimliğiniz kayboluyor.  Tabanınızda çözülmeler başlıyor ve genel merkeze olan inancını kaybediyor.  Birincisi Meral hanım bunu tesis etmek için bu yola girmiş olabilir. İkinci ihtimal ise Millet İttifakının ruhuna daha yakın bir ihtimal,  elini güçlendirmek, pazarlık payını arttırmak için masadan kalkabilme ihtimalini,  daha önce de kalkmış olmasının verdiği özgüvenle tekrar söylüyor. yani diyor ki 'Ben daha fazla şey alamazsam bu masada ayrılırım' diyor. Ben Meral Hanımın bu iki yaklaşımı da samimi bulmuyorum.   siyasette böyle şeyler keşke olmasa. Meral hanım ayrı bir şekilde seçime gitmek istiyorsa buyursun gitsin.
Siyasette ne olur? ile hareket edemezsiniz.  gerçeği, dğrusu ve hakkı ne ise bununla hareket edersiniz.  Biz 2002 yılında partimizi kurduğumuzda girdiğimiz ilk seçimde iktidar olduk.  eğer vatandaşa dügün şeyler verilirse, onun içinde olduğunu anlatabiliyorsanız ve buna ikna ederseniz tabi ki galip gelirsiniz.  Ama siz vatandaşın gözünde hep pazarlıklar yapan bir kurum olarak geziyorsanız  tabiki tek başına seçime girdiğinizde de  başarılı olamazsınız. ikinci ihtimal olan pazarlıkla elini güçlendirmek istiyorsa Meral hanım rica ediyoruz bunu da kamouyunu meşgul ederk yapmasın.   Hani onlar Kapalı kapılar ardında oturuyorlar ya Kılıçdaroğlı'da bu işi iyi biliyor ve her türlü protokolü de imzalıyor bunları kendi aralarında yapsınlar. Şu anda Türkiye ve dünya çok ciddi bir dönüşümden geçiyor. Amaçları pazarlığı arttırmaksa bununla insanları meşgul etmesinler" dedi.

KAYBETTİKLERİMİZİ GERİ ALACAĞIZ
Herkesin merak ettiği Ankara ve İstanbul’un tekrar AK Parti’ye geçip geçmeyeceği ile ilgili de değerlendirme yapan Ayhan Gider, şu cümleleri kullandı; “Cumhur İttifakı bir partiye daha fazla belediye başkanı ya da milletvekili vermek için kurulmuş bir parti değil.  Cumhur İttifakı memleket meseleleri için birlikte hareket etme iradesidir.  Biz Cumhur ittifakı olarak daha önce yerel seçimi de yaşadık, genel seçimi de yaşadık.  hiç bir il ve ilçede oturup bir pazarlık yapıldığına şahit olmadık.  doğrular neyse bu yolda kurulmuş bir ittifaktır.  Millet ittifakını son genel seçimde çok net gördük ki  en ufak bir vekillik hesabına varana kadar, Cumhurbaşkanlığı yardımcılarına varana kadar, hatta bakanlıkların isimlendirilmelerine kadar  pazarlıklarla yürütülmeye çalışılan bir ittifak.  Ankara ve İstanbul için ben farklı bir şey söyleyeceğim. İstanbul ve Ankara'yı Millet İttifakı kazanmadı. o günkü konjöktürde biz kaybettik.  Örnek vermek gerekirse, şu anda Türkiye'nin gündemi  deprem ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi deprem için 63,5 milyar TL'lik  bütçe ayırmış. reklama verdikleri bütçeye bakarsak  depreme ayrılan bütçe bir şey ifade etmez. Yani 63,5 Milyat TL  deprem için ayrılmış ken 970 Milyat TL de reklama ayırmışlar.  İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri 4 yıl içerisinde  başladık ve bitirdik diyebilecekleri bir proje yok. Olmayan metro'nun açılışını yapıyorlar.  İmamoğlu devamlı ekndini gündeme getirerek reklam peşinde olduğu için  devamlı hata yapıyor. Mansur Yavaş ise hatalarını gizlemek için kendini devamlı dışarda tutuyor.  İcraat farkı ise ikisi de sıfır icraatla gidiyor.  Bu seçimde ben onların ayrı ayrı seçimlere gideceklerine inanmıyorum.  İYİ Parti ile CHP'nin seçime güçlü girmeleri için ittifak yapmaları yetmiyor. HDP'yi almak zorundalar.  İstanbul ve Ankara ile ilgili AK Partinin her hangi bir problem yaşayacağına inanmıyorum. Çünkü  halkın hizmet anlamında çok büyük şikayetleri var.  İmamoğlu seçildiği günden beri kendini hiç belediye Başkanı olarak hissetmedi. o hep kendini Cumhurbaşkanı adayı olarak hissetti.  bu nedenle İstanbul'a vereceği hiç bir şey yok.   Ben yediğinde, içtiğinde, gezmeinde değilim. Ama kar yağarken ve İstanbullular mağdurken büyükelçi ile görüşmesi ki bunun istanbul'un herhangi bir sorunu ile ilgili yapmıyor.   Dolayısı ile biz bu seçimde İstanbul ve Ankara'yı da farklı bir şekilde alacağız"
 
Turgut Engin