ÇOMÜ, Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın (ESBAV) düzenlediği, ‘Enler Buluşması’na, Kıbrıs kahramanları konuk oldu.

 

Rum Zulmüne Dur diyen kahramanların, Kıbrıs savaş anılarını dinleyen katılımcılar, duygusal anlar yaşadı.

 

ESBAV Başkanı Tonka, etkinliğin açılış konuşmasında tarihe geçecek bir çıkışa imza attı.

 

Kıbrıs Savaşı’ nın 1974’te olduğunu,   Savışın 50. yılında bir şey yapmak gerektiğini savunan Tonka;

 

"Ben 50 yılda, neden bir şey yapılmadığını gördüm.  50. yılda Çanakkale’de bir avuç insan da olsa bir şeyler yapalım istedim.

Bunu, gazilerimiz Hakkı Gürses ve Erol Günaydın ile sohbetlerimizde anlattım. Biz bir şeyler yapalım. Kıbrıs gazilerini bir araya getirelim, en azından onları konuşturalım.

Çünkü bana milli şuuru veren, Çanakkale savaşlarını gören insanlardan aldığım bilgiler oldu.” dedi.

 

Tonka ayrıca, Kıbrıs Gazilerinin her birinin,  hayattaki güzellikler gibi, ölümün o soğuk nefesini, enselerinde hissettiklerini dikkat çekti.

 

En'ler Buluşmalarına Kıbrıs Gazileri Konuk Oldu

 

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen 'En'ler buluşmalarının bu ayki konuğu, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıldönümü dolayısıyla savaşın kahraman gazileri oldu. Vakfın Başkanı Bünyamin Nami Tonka'nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide, gaziler hatıralarını paylaştı.

 

ÇOMÜ Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Nedime Hanım Konağı Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen söyleşiye, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Çanakkale Şube Başkanı Gazi Erol Günaydın, gaziler Ahmet Çetin, Hakkı Gürses, Mustafa Divan ve İsmail Yakın konuşmacı olarak katıldı. Vakfın Başkanı Bünyamin Nami Tonka, açılış konuşmasında, Çanakkale’nin tarihine ve milli şuurun önemine dikkat çekti.

 

Vakfın Başkanı Bünyamin Nami Tonka, açılış konuşmasında Çanakkale Savaşları'ndan ve kendi yaşadığı anılardan bahsederek, "Çanakkale Savaşlarının 75. yılı anma etkinliklerinde görevliydim. Bir gün, Cumhurbaşkanının forsu olan bir araç geldi. Benden başka Cumhurbaşkanını karşılayacak kimse yoktu, hemen koşarak gittim. Benim önümde arabayı durdurdu şoför.Açtılar arabayı. Rahmetli Özal'la beni düşünün böyle. Kendimi tanıttım. “Hoş geldiniz, Sayın Cumhurbaşkanım” dedim ve protokol yerine otutturdum. Tribün bomboştu, kimse yoktu. İlk gelen rahmetli Özal oldu. Oturduktan sonra valiyi aradım ve Cumhurbaşkanının geldiğini, kimsenin olmadığını söyledim. Vali, “Sen Cumhurbaşkanı ile ilgilen, ben bir vali muavini göndereceğim ve biraz sonra biz de intikal edeceğiz” dedi. Rahmetli Özal bir şeye ihtiyacı var mı diye sormak için yanına gittim. Özal, beni parmağıyla çağırdı ve “Evladım, gelecekte Çanakkale şehitleri için çok büyük törenler yapacağız. Bu törenler için bu salondan başka salonunuz var mı?” diye sordu. “Yok” dedim, “bizim de 600 kişilik bir salonumuz var.” “Olmadı” dedi, “Çanakkale’ye 3.000 kişilik, 5.000 kişilik bir salon yapmamız lazım.” O zamanın defterdarı Refik Korkut Bey çok dostumdu. Ona, “Çanakkale’nin en yakın yerlerinde nerelerde arazi varsa bunların hepsini Gençlik ve Spor'a tahsis edin” dedim. “Çünkü şehir büyüyecek, buralara tesis yaparız" dedim. Dediki bana, spordan sorumlu bakanı, gençlik ve spor genel müdürünü bul getir bana, dedi.  Bakanı çağırdık, Cumhurbaşkanı istiyor dedik. Bakan, önünde genel müdür, arkada ben, en önde salona girdik. Ben en başta, yanımda bakan, onun yanında genel müdür, Özal’ın önünde dizildi. Özal, “Çanakkale’ye 3000 kişilik, 5000 kişilik spor salonu yapın” dedi. Bu sefer genel müdür yürüyordu. Birden aklıma geldi, döndüm. “Sayın Cumhurbaşkanım, siz salon yapalım diyorsunuz, ama önce kahramanlarımız için şehitlik yapalım” dedim. Şoka girer gibi oldu. Böyle bir şey beklemiyordu. Parmağıyla sus dedi, eliyle dur dedi. Bana söyleceklerini biraz sonra Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek gelecek dedi. Ona söyle dedi. Bir de deyin ki dedi bunun arkasından “Bu da Cumhurbaşkanı talimatıdır” dedi ve bana açık bir çek verdi. Hemen Cumhurbaşkanının yanından ayrıldım, bakan geç geldi, sonra törenler bitti. Truva otelindeymiş, aldım bakanı, saat 11:30’dan 1’e kadar Çanakkale’de yapılması gerekenleri tek tek anlattım. O da notlarını aldı. Biz ilk şehitlikleri böyle yaptık. 12 Aralık 1992 tarihinde ilk şehitliğimizi yaptık. Daha sonra abidenin önündeki şehitliği, Yahya Çavuş şehitliğini, Akbaş şehitliğini ve Zığındere şehitliği yapıldı. 5 tane. Daha sonra Soğandere, Şahindere, Kesikdere, Çataldere şehitliklerini yapıldı. Şu anda tespitlerime göre, Çanakkale’de yapılması gereken 61 tane şehitlik var. Yaklaşık 12 tanesini yaptık, diğerleri bekliyor. Bunları kim yapacak? Ben mi yapacağım? Kim yapacak? Savaşın 100. yılı geldi. 100. yılında Valinin Özel Kalem Müdürü Mahmut Beydi. Dedim ki Mahmut Bey, bizimkiler yine uyuyor.100. yılda hiçbir şey yapmayabiliriz. Gelin 100. yıl için bir şeyler yapalım. Çanakkale üzerine çalışmaları olan diğer üniversitelerde ki arkadaşlarımın isimlerini verdim. Çağırın gelsinler. Biz bunları valiye anlatalım dedim. Vali beyde uygun gördüğü insanları çağırsınlar bunları da yapsınlar. Polis Evinde toplantı yaptık. Çanakkale üzerine çalışmış diğer üniversiteden arkadaşlarımı çağırdım. Vali beye şunu söyledim. Vali bey bir açılış konuşması yaptı.  Sonra arkadaşlar ne yapacağız dedi. Ben söz aldım. Dedim ki savaşın 50. yılını içinizde göreniniz var mı? Herkes birbirine bakıyor. Kimse yoktu. Zaten bir kısmı daha doğmamıştı. Dedimki savaşın 50. yılında biz sadece seyrettik dedim. Seyrettiğimiz içinde bir halt olmadı dedim. Savaşın 100. yılında seyredecek miyiz? Yokse bir şeyler mi yapacağız dedim. Ben yapılması gereken 80 madde yazdım ve bunu valilik özel kalemin müdürlüğünden de geçirdim. Bu 80 maddenin sadece bir tanesi yapıldı. Diğerleri yapılmadı. Yapılamadı. Çünkü vali işi öğrenmişti.  Şubat başında toplantı yaptık, Nisan’da tayin oldu gitti. Yeni gelen vali, anlatıyorsun adam anlamıyor. Çanakkale’yi bilmiyor, Çanakkale ruhunu bilmiyor. Heyecanını bilmiyor. Bu yüzden savaşın 100. yılını fiyasko olarak geçirdik, gitti" ifadelerini kullandı.

 

Kıbrıs Savaşı 1974’te oldu, 2024, 50. yılda bir şey yapmak lazım olduğunu belirten Tonka, "Neden ben 50. yılda bir şey yapılmadığını gördüm.  50. yılda Çanakkale’de bir avuç insan da olsa bir şeyler yapalım istedim. Bunu Hakkı Gürsev ve Erol Günaydın ile sohbetlerimizde anlattım. Biz bir şeyler yapalım. Kıbrıs gazilerini bir araya getirelim, en azından onları konuşturalım. Çünkü bana milli şuuru veren, Çanakkale savaşlarını gören insanlardan aldığım bilgilerdi. Kıbrıs Gazisi arkadaşlarımızın hayattaki güzelliklerin her birini, onlar yaşadılar, heyecanlarını onlar yaşadılar. Ölümün o soğuk terlerini enselerinde onlar hissetiler. Bunları en iyi yaşayanlar onlar. O zaman bu arkadaşlarımızı tarihe bir not düşmek için biz çağıralım, biz yapalım dedim. Bu organizasyonu Hakkı Gürsev ve Erol başkan ile birlikte düzenledik. 50 yıl geldi. Ağustos’ta 50. yılın 2. ayı olacak. Herhangi bir şey yapıldığını duyuyor musunuz? Herhangi bir heyecan, bunu yapalım, gazilerimizi onurlandıralım, bununla ilgili bir şeyler yapalım diyen var mı? Ne yazık ki bunları göremiyoruz. Bugün burada toplanma sebebimiz, kahramanlarımıza sahip çıkmaktır. Kahramanlarımızı anmaktır. Onların hatıralarını yad etmektir.Onun için burada toplanmış olduk" dedi.

 

Daha sonra konuşan Türkiye Muharip Gaziler Derneği Çanakkale Şube Başkanı-Gazi Erol Günaydın, "Önceden Kore Gazilerimiz vardı burada. Çanakkale gazilerimiz vardı. Onlar bu şekilde bir dernek kuralamamıştı. Kıbrıs gazileri olunca bir dernek kurma ihtiyacı oldu ve kuruldu. Şimdi de yönetimde arkadaşlarla biz varız. Herkes yönetimde. Şurada az kişiyiz ama biz Çanakkale'de az kişi değiliz. Çanakkale'nin içerisinde de 120 kişi mevcut var. Burada işte ancak bu kadar toplanabiliyoruz. Bu işlerde hassas olmamız lazım. Bütün çocuklarımıza bunları çok daha iyi anlatmamız ve bu Türklük ruhunu aşılamamız lazım. Ama ne yapamıyoruz? Bir türlü bu işi daha ileri seviyeye getiremedik. Bu arkadaşlarımla birlikte bir kaç senedir okulları dolaşıyoruz. Okullarda gaziliğin önemini ve vatanperverliği aşılamak için öğrencilere bazı şeyleri aşılamak için bazı şeyleri anlatıyoruz. Bunlara devam edeceğiz. Çanakkale’ye bir üniversite kuruldu. Hüseyin Akif Terzi rahmetli, burayı bıraktım. Buarada istediğiniz gibi üniversite yapın. Çanakkale’nin kültürünü geliştirin demiş adam ama bizler o işi başlaramadık. Niye yapamadık onu da bilemiyoruz. Demek ki iyi yöneticiler bulamıyoruz. Bulamadığımız içinde böyle oluyor. Bizim kaybedecek bir şeyimiz yok. Bende sözümü hiçbir zaman esirgemem. Sözümünde arkasındayımdır. Bir kaç ay önce bütün yöneticilerimize Çanakkale'ye iyi bakın. Çanakkale dünyasa sayılı bir tane şehirdir. İkincisi yok. Lütfen buraya iyi bakın. Şehrimiz çok iyi olsun diye söyledim. Onun için suçlu olduk. Şimdi valimiz elimi bile sıkmaktan imtina ediyor. Acaba bize bir şey mi söyleyecek diye" dedi.

 

 

Kıbrıs gazilerinin hepsinin birer kahraman olduğunu söyleyen Başkan Günaydın, "Çünkü savaşta herkes ne olduğunu bilmez. Yemek yapan kişi de kahramandır, su getiren kişide kahramandır, en önde göğüs göğüse savaşan kişi de kahramandır. Bunları tabi bazı kişilere anlatmakta zorlanıyoruz. Çanakkale'nin çok önemli bir şehir olduğunu bütün herkese öğreteceğiz. Gazilerimize de gerekli değerin verilmesini sağlayacağız. Bundan yılmayacağız" diye konuştu.

 

Ardından, gaziler Ahmet Çetin, Hakkı Gürses, Mustafa Divan ve İsmail Yakın, Kıbrıs Barış Harekatı'nda yaşadıkları anılarını paylaştılar.

Söyleşi sonunda, programa katılan gazilere günün anısına hediyeler takdim edildi. Toplu fotoğraf çekimiyle sona eren etkinlik, katılımcılar için unutulmaz bir anı olarak hafızalarda yer etti. 'En'ler buluşmalarının bu özel oturumu, kahraman gazilerin hatıralarını yaşatarak, tarihe önemli bir not düştü.

 

Sedat Uz

Foto:BHA