Türkiye'de mülteci barındırmada Çanakkale ilk üçte. Yetkililer mültecilerin her türlü ihtiyaçlarının giderildiğini belirterek, dilencilik yapanlara itibar edilmemesini istedi.
Dünyanın en fazla göçmen kaçakçılığının yapıldığı güzergahlardan birisi Çanakkale'de. Ayvacık İlçesi ile Yunanistan'ın Midilli Adası arasındaki mesafenin az olması nedeniyle insan tacirleri en çok bu güzergahı kullanıyor. Bu yüzden Çanakkale'de göçmen sayısı çok fazla. Çanakkale Göç İdaresi Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre Çanakkale’de yaşayan Suriyeli sayısı artmaya devam ediyor. Buna göre 2016 yılında 3 bin 438 Suriyeli Çanakkale’de yaşarken bu sayı 2017 Haziran ayı itibari ile 3 bin 500 civarına yükseldi. Türkiye genelinde olduğu gibi Çanakkale’de de sayı olarak çoğunlukta olan mültecilerin uyrukları şu şekilde sıralanıyor; Suriye, Afganistan, Pakistan, Irak, İran ve Afrika ülkeleri. İl Göç İdaresi Düzensiz Göç Çalışma Grup Başkanı Serap Özgül Erdem en çok gelen göçün düzensiz göç yani kaçmaya çalışırken yakalanan yabancılar olduğunu söyledi. Genellikle Midilli Adasına kaçmaya çalışırken yakalanıldığını belirten Erdem, “Coğrafi konum gereği çok yakın bir bölgede yer alıyoruz. Avrupa’ya en kolay ulaşılabilecek konumdayız. Ayvacık altı biraz dağınık olduğu için zeytinlik altında saklanma durumları oluyor. Bu yüzden o güzergahı çok tercih ediyorlar. 2015 yılında 85 bin hareketliliğindeydi. 2016’da sayı 26 bin civarlarında gerçekleşti” dedi.
JANDARMA, EMNİYET, SAHİL GÜVENLİK BERABER ÇALIŞIYORUZ
Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik ve Göç İdaresi olarak sıkı bir çalışma ortamı olduğunu belirten Erdem, “Birbirimizden haberdar olmamız lazım. Jandarma yakaladığı zaman bize haber veriyor. Biz araç gönderiyoruz. O sırada işlemler tamamlanana kadar yiyecek ihtiyaçlarını karşılarız. Hava kötü ise aracı önden yollarız, içeride barınmalarını sağlarız, denizden kurtarıldı ise battaniye temin ederiz. Onlar işlemlerini tamamlarlar bize kampa alırız. Yakalanır yakalanmaz biz de ihtiyaçları hızlı temin edemezsek bu sefer kolluk birimleri de sıkıntıya düşer. Kolluk birimleri çok fazla yerde güvenlik noktaları oluşturdu. Gelibolu girişinden GESTAŞ kontrolleri, Ayvacık- Bayramiç yolundan girişler hepsini çok sıkı tutuyor. Güvenlik kontrolleri çok olunca bu sefer caydırıcı bir özellik kazandırdı. Diğer yandan bize gelen yabancıların işlemleri uzun süreli de olsa sınır dışı edilecek yabancıları bırakmadık. Sınır dışı ettik. Ülkeden kaçak gelmiş ve hikayesini de dinlediğimizde ülkesinde kalmasında herhangi bir sakınca görmüyorsa o zaman ülkesine geri göndermemiz lazım. Düzenli olarak Emniyet Müdürlüğü, Jandarma ve Sahil Güvenlik düzenli olarak toplantılar yapıyorlar. Bu toplantılardan sonra daha sıkı bir çalışma ortamı yaratıyorlar. Kaçak göçmenlerin girişini engelliyor. Bizim oradaki görevimiz yakalama olduğu zaman kolluk birimlerinin elini rahatlatmak. Hemen araçları gönderiyoruz. Kaç kişi yakalandığı bilgisini veriyorlar. O işlemleri yaparken biz de onların ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Şu anda Ayvacık’ta merkezimiz var”
Artı bir faktör olarak da geri kabul anlaşması olduğunu belirten Erdem bu sözleşme gereği eğer transit ülkeler Türkiye’den kaçtığını tespit ediyorsa o zaman geri gönderilecektir ibaresinin yer aldığının altını çizdi. Bu durumun kaçakların önünü kestiğine dikkat çeken Erdem, “ 'Gitsek de Türkiye’den geldiğimiz tespit edilirse geri gönderileceğiz' diye düşünüyorlar. Bu da caydırıcı bir özellik. Bununla beraber geri gönderilenlerin tekrar Avrupa’ya gitme şansları yok. Bu yüzden onlardan biri olmak istemiyorlar”
Düzensiz göçmenlerden sınır dışı ettiklerinin dışında bir de ülkede kalmalarını uygun gördükleri mültecilerin olduğunu belirten Erdem, bunların Uluslararası Koruma Başvurusu'na aldıkları yabancılar olduğunu söyledi. Mültecilerin 6 aydan sonra herhangi bir işte çalışabilme hakları olduğuna değinen Erdem, “6 ay düzenli olarak bize imza atmaya geliyorlar. 6 aydan sonra da herhangi, bir yere başvuruda bulunabiliyor. İşveren de SGK’ya gidip, verdiğimi kimlik kartı ile sigorta girişini yaptırabiliyor ve çalışmaya başlıyor. Uluslararası Koruma Başvurusu ile kimlik kartı verdiğimiz her yabancı; çalışma, eğitim, sağlık her haktan yararlanabiliyor”dedi.
MÜLTECİLERDE ERKEK SAYISI FAZLA
Cinsiyete göre ise mülteci sayısında erkeklerin daha fazla olduğunu kaydeden Erdem, bu kişilerin profillerinin gerçekten zulme uğramış, ülkesinde sıkıntı yaşamış vb. durumlardan kaçan aileler ve bekar erkeklerden oluştuğunu söyledi. Çocuk denilecek yaşta kendi kendine refakatsiz kaçanların olduğunu kaydeden Erdem, bunun yanı sıra bahsedilen ülkelerde çok ciddi işsizlik sorununun da yaşandığını, bu yüzden genç ve bekar kesimin iş aramak için gelmesi nedeniyle sayının daha fazla olduğunu söyledi.
SURİYELİLERİN SAĞLIK HİZMETİ ÜCRETSİZ
İl Göç İdaresi Müdürü Hüseyin Elgörmüş, Suriyelilerin sağlıklarının ücretsiz olduğunu diğer uyruktan olan mültecilerin ise ücretli olduğunu belirtti. Çalışma izinlerinin Çalışma Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından takip edildiğini belirten Elgörmüş, “Çalışma izinleri ile ilgili çalışmaları biz yürütmüyoruz” dedi. Türkiye geneline bakıldığında Çanakkale’nin mülteci barındırma konusunda ilk 3’te yer aldığını belirten Elgörmüş, “Muğla, Çanakkale ve İzmir mültecilerin yaşadığı ilk üç şehirlerden. Muğla ile başa baş gidiyoruz. Onların yakaladıkları bize geliyor” dedi.
VATANDAŞLAR DİLENCİLERE İTİBAR ETMESİN
Yabancılar ile ilgili her işin çok şeffaf yürütüldüğüne dikkat çeken Elgörmüş, “Bizde 19 tane geri gönderme merkezi, 2 tane de barınma merkezi var. Toplam kapasitemiz 6 bin 500 civarı.
Devlet kamplarda kimseyi muhtaç etmiyor. İçme de barınma da devlet tarafından karşılanıyor. O yüzden dilenenlere, vatandaşların çok fazla itibar etmemesi gerekiyor. Devletin ihmal ettiği bir durum yok. Sağlıkları, eğitimleri ücretsiz. Kızılay yardım yapıyor. Sosyal dayanışma yardımlaşma vakıfları da yardım yapıyor. Tarım sektöründe bugün gidip başlayabilirler. Dilenmelerini gerektiren bir durum yok. Vatandaşların bunları bilip destek vermemeleri gerekiyor” dedi.
Simge Özden