Çanakkale' de savaşan Mehmetçik ,savaş bittikten sonra ,Keşan- Şarköy hattında içtima yaptı.


İçlerinden en babaç ve güçlüleri seçildi. Galiçya'ya, Romanya'ya, Kafkaslara,Irak'a, Filistin ve Suriye Cepheleri'ne gönderildi.
Birçok kahramanlığa imza attı.
Çanakkale Askeri'ne bu anlamda hayran olmamak mümkün değil.
Benim çok sevdiğim bir savaş anısı daha.
Bir anı kitabı olan" Faik Sorguç' a "ait" 1. Dünya Savaşında Bir Yedek Subayın Anıları" adlı kitap bu alana ilgi duyan herkes tarafından okunmalıdır.
Çanakkale' de 9. Tümen Alayları'ndan olan 25. Alay,Çanakkale' de savaş bitince Kafkas Cephesine gönderilir.
Ruslar Erzurum- Erzincan hattına kadar gelmiştir. Bizim birlikler sürekli geri çekilmekte ve zaman zaman sıcak temas olmaktadır.
Bu arada Rus Askerleri bir ileri harekât gerçekleştirir. Durum kritik bir hal alır. Mutlaka bir takviye gerekmektedir.
Bu sırada karşıdan bir Alay'a ait askerler gelmektedir. Düşmanda ileri harekâta başlamıştır.
Bizimkiler biraz daha geri çekilir. Onlar ,bekledikleri alay olan 25. Alay'ın askerlerini kendi sağlarına alırlar.
Ruslara yaylım ateşi açılır. Bu yeni gelenler de mükemmel savaşmaktadır. Ruslar geliyor çekilin denmesine rağmen ,bu askerler hiç istifini bozmaz. Düşmanı bekler. Diğer askerlerin yapmadığını yaparlar . İleri atılırlar ve gelen ne kadar Rus Askeri varsa hepsini yok ederler.
Herkesten önce siperlerinden çıkarak düşmanı temizlemişler.
Ne kadar ganimet varsa kendi aralarında paylaşırlar.
Faik Tonguç, biz de ganimetten pay istedik ama bize de bir şey vermediler.
Rus Askerlerinin ,atları,paltoları, silahları neyi varsa kendi aralarında paylaştılar,der.
Ben bir at bile alamadım ,diye hayıflanır.
Sonra, "düşman geliyor" dendiğinde ,düşmandan kaçmayan, iyi eğitimli,disiplinli,kıyafeti düzgün,gürbüz yanaklı, gözü pek bizim de askerlerimiz varmış. Onlarla gurur duyduğunu ifade eder.
İşte Çanakkale Askeri budur.
Kafkas Cephesine ,Çanakkale Askeri gidince dengeler değişir. Onlar ,diğer askerlere örnek olurlar.
Bu askerlerle ne kadar övünsek azdır.
Durakları cennet olsun.
 
TÜRK Milliyetçiliği' ni vatan coğrafyası için tehdit olarak gören zihniyete Mustafa Kemal Atatürk'ten bir cevap.
(Daha sonra bu kişilere ,ağızlarının payını da vereceğim.)
Atatürk'ün Not Defterleri
Defter:18, sayfa:15-16
Düşmanı mağlup eden ordularımızın sevk ve idaresinde fenni ve ilmi düsturlar rehberimiz olmuştur.
Milleti yetiştirmek için, mektepler, üniversiteler tesis eylemek için de aynı mesleği takip edeceğiz. Milletin siyasi ve içtimai hayatında,fikri terbiyesinde her türlü dış etkilere mukavemet edecek Bir metanet ,dayanıklılık verebilmesi için ilmi ve fenni rehber ittihaz edeceğiz...
Doğal olayların dışında hiçbir teşebbüs tasavvur etmek lâzım değildir. Bu fikirlerin muhtaç olduğu faaliyet merkezi mektebtir.
Mekteb genç dimağlarda, insanlığa hürmet-i vatan ve millete muhabbeti,şerif-i istiklâle muhabbeti ve istiklâl tehlikeye düçar olduğu zaman onu kurtarmak için takibi lâzım gelen doğru yolu o gösterir.
Mekteb sayesinde , ilim ve fen sayesinde Türk Milleti, Türk Sanatı, Türk Edebiyatı bütün güzelliği ile kendini gösterecektir. Türk Tarihinin ahlâki bir surette eğitimi mektepte olacaktır. Bu da bütün zihinlerde Türklüğe samimiyeti artıracaktır.