7 Kasım 1918 tarihinde' Harbiye Nezareti' emrine alınan Mustafa Kemal Paşa ,Adana'yı terk ederek 13 Kasım 1918 tarihinde Haydar Paşa Tren Garı'nda,trenden indiği vakit,aynı gün İstanbul'a gelmiş olan
Bu manzara karşısında çok üzülen Mustafa Kemal Paşa, hiçbir yılgınlık eseri göstermemiş ve" geldikleri gibi giderler" demek suretiyle de onların bir gün memleketten çıkarılacağı hakkındaki güvenini belirtmiştir.
Başka bir kaynak da Mustafa Kemal Paşa' nın 14 Kasım günü İstanbul'a geldiğini belirtmektedir..
Bu gelişten bir kaç gün önce İzzet Paşa Kabinesi istifa etmişti.
Mustafa Kemal Paşa ve milli direnç gösterilmesini isteyenler ,İzzet Paşa'dan çok şey umuyorlardı.
Mustafa Kemal Paşa,yine de karşılaştığı bu fiili durumdan umutsuz değildi.
İşler yoluna girebilirdi.
Artık kendisi de İstanbul'daydı.
Bir çok şeyi yapabilir hatta görev de alabilirdi.
Sadaret Makamı'na gitti.
İzzet Paşa'yla görüştü.
Bu sırada yanında Fethi Bey'de bulunuyordu..
Bu yeni durum karşısında Mustafa Kemal Paşa ülkenin kurtuluşu için yine ,İzzet Paşa'nın kabineyi kurmasını ve kendisinin de bu kabinede olması gerektiğini ifade etti.
Bu durumun gerçekleşmesi için önce Tevfik Paşa Kabinesi'nin güvenoyu almaması gerekiyordu.
Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa ,Meclise gitti.
Milletvekilleriyle görüşerek Tevfik Paşa'nın Kabinesi güven oyu almasın diye görüşmeler yaptı.
Paşa ilk defa politikanın içine bu kadar derinlemesine giriyordu.
Mustafa Kemal, İzzet Paşa' ya çok güveniyor ve onun tekrar kabineyi kurmasını ve kendisinin de kabinede olması gerektiğini düşünüyor ve bu yönde hareket ediyordu.
Böylece İngilizlerle daha rahat mücadele edebileceğini düşündüğünden Yeni kabinede görev almalıydı.
Ancak Mondros Ateşkes Antlaşmasını bu kabine imzalamıştı .
O meşum maddeleri kabul etmişlerdi.
Ayrıca çöküş'e de engel olamamışlardı.
İzzet Paşa'nın memlekete tekrar fayda sağlaması için Mustafa Kemal'in de olduğu bir kabine kurulmalıydı.
İzzet Paşa , çok kıymetli,faziletli ve meziyetleri olan bir askerdi.
Diplomasi meselesinde ön plana çıkarak askeri tedbirlerle değil, iyi niyetle İngilizleri yola getirmek düşüncesindeydi.
Silah zoruyla İngilizleri geriletmenin mümkün olmadığını düşünüyordu.
Mustafa Kemal Paşa' da cepheden geliyordu.
İngilizleri askeri yönden yenmemiz mümkün değil ,o takdirde " Ülkeyi siyasi yoldan siyasi tedbirlerle kurtarmak "esasına dayanan bir görüş içindeydi.
Bu yönde hareket ediyordu.