Böyle bir başlıkla yazı yazmayı hiç sevmem... Duygularımı tam ifade edememe kaygısını taşırım. Dün, yine çok üzüntülü bir haber aldım ve yıkıldım.

Böyle bir başlıkla yazı yazmayı hiç sevmem... Duygularımı tam ifade edememe kaygısını taşırım. Dün, yine çok üzüntülü bir haber aldım ve yıkıldım.

Çanakkale Savaşları Alanı ve Savaş üzerine çalışan emektar halkadan bir yıldız daha kopmuştu...

Yürek yaramız!

Kabullenmekte zorlanıyoruz ama, gerçek şu ki Şahin Aldoğan Arkadaşımız artık aramızda değildi...

Bıkmadan, usanmadan  Mehmetçik'i anlattı... Şehitlerin yattığı coğrafyayı en iyi bilenlerden birisiydi... Kendisinden kim yardım istediyse yardımcı oldu... Karşılaştığımızda hemen bir ayak divanı kurar ve yeni öğrendiğimiz ne varsa anlatırdık.

Hatta, birgün Kanlı Sırt'ta, biz sohbet ederken bizim grupta bulunanlar da etrafımızı çevirdi ve bir saat kadar sohbet ettik... Bizim grup, hiç yüksünmeden bizi dinledi... Herkes çok mutlu olmuştu...

Yine birgün, İstanbul'dan dostları gelmiş ve Abide'de beni gördü... Arkadaşlarına beni tanıttı ve Hocam, ilk yaptığımız anıtlar ve Şehitler Abidesi olayını bize anlatır mısınız dedi. Ben, siz de biliyorsunuz ki çok kısa sürede anlatmak mümkün değil, ama anlatayım, dedim. Bizim grup için yarım saat serbest zaman vermiştim. Bir kıyıya çekildik ve ben, Kanlı Sırt, Cesarettepe, Mahmuzsırt Anıtlarını anlattım. Ayrıca, Afet İnan ve Hüseyin Nihal Atsız'ın ziyaretlerini de anlattım. Yahya Çavuş Anıtı'nın ilk yapılışını, Nuri Yamut Anıtını ve nihayet Abide'nin yapılışını da anlattım. Sonra,  ilk şehitliklerin yapılış hikayesini de anlatım ve ilk şehitliği ziyarete açma tarihimizi de 12 Aralık 1992 Cumartesi Günü yapılan törenle olduğunu söyledim ve Hasan Mutlucan ile İsmail Coşar rahmetlilerinden bahsederek konuşmamı bitirdim.

Arkadaşları çok mutlu oldu... Kendisine sordum Neden anlattırma ihtiyacı hissettiniz dedim.

Bana, Alan Kılavuzlarının bilgi seviyesini göstermek için, demişti. Ben de güldüm, şakalaştık ve ayrıldık...

Çünkü, Yarımada'yı anlatanlar cinsiyeti fark etmez bir müddet sonra şehitler ortak paydasında akrabadan da ileri bir duygudaşlık içinde olurlar.

Ben, bu duyguyu Rahmetli Ali Dayı'da, Kemal Saraç Ağabey' de, Mehmet İhsan Gençcan Ağabey'de, Hüseyin Uluarslan Ağabey'de, Ekrem Boz Ağabey'de, İsmet Aygün Ağabey'de, İsmail Hakkı Kocaeren Ağabey'de, Ramazan Eren Ağabey'de, Ayhan Başoğul Ağabey ve Ali Tekindağ, Mehmet İçer, Özkan Dal, Sabri Serhat Cavıldak, Ümit Çetin, Rafet Demirel, Alaattin Saraç, Halis Tonka, Salim Dağ, Sedat Tengerli   Arkadaşlarımızda da yaşamıştım...

Yine, Çanakkale için büyük kayıp olan Rahmetli Yücel Özkorucu Kardeşimizi nasıl unuturuz!

Bu gün üzüntümüz sonsuz...

Büyük Anafarta Köyü Mezarlığı, şehitlerimizi anlatan ve onlara hizmet eden çok kıymetli bir Arkadaşımızı, Şahin Aldoğan Arkadaşımızı bağrına bastı...

Göz yaşlarımızla... Sözün bittiği yerdeyiz...

Dostumuza Allah 'tan rahmet dilerim... Durağı cennet olsun. Dua ile...