10 Ağustos 1915 Birinci Anafartalar Zaferimiz kutlu olsun...

10 Ağustos 1915 Birinci Anafartalar Zaferimiz kutlu olsun...

 

Çanakkale, Biga, Dereköylü Aslankeri...

1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı sonucu Kafkaslardan, Ruslar tarafından göç ettirilen bir grup Çerkes, Biga yöresine yerleşir... İşte bu Çerkeslerden birisi de, vatan savunmasına çağırılan Aslankeri'dir... Babası, Kafkas Savaşları'nda yaralıları tedavi eden ve Cerrah lakaplı İsmail' dir...

Dereköy'den savaşa katılanlar genelikle 27. Alayla savaşa katılmıştır... 27. Alay, Bomba Sırtı Bölgesi'nde savaşmış ve çok kahramanlıklar göstermiştir... Savaş sonrası Alay Sancağı'na kahramanlık madalyası takılan alaylardan da birisidir... Bu madalya takma törenine   Enver Paşa bizzat katılmıştır...

Kahramanımız Aslankeri, ön cepheye sürekli cephane taşımaktadır... Bu arada, müttefikler hem gemilerden hem de karadan yoğun top atışına başlar... Bizim ön siperdeki askerlerimiz cehennemi top atışı karşısında daha muhkem sipere gitmek için geriye doğru çekilmektedir... Bu sırada, sırtında cephane ile mutad işini yapan  Aslankeri  ön siperlere doğru gitmektedir... Kendi köyünden Çerkes bir Mehmetçik ona seslenir:

----Piyer K(G)ako... ( Düşman geliyor.)

Aslankeri cevap verir:

---- Bu cehennemden kurtulmak mümkün değil! Ha bugün şehit olmuşsun ;ha yarın. Ben ön sipere gidiyorum, der... Bizim birliğin terk ettiği sipere gider... Düşman bizim sipere girmek üzeredir... Tam o sırada, siperde olan ve getirdiği cephaneyi de  yanına istifleyen Aslankeri, cephaneyi ateşler ve düşmanla birlikte siper de dahil herkes havaya uçar... Aslankeri şehit düşer ama, düşman da bu sipere bir daha yaklaşamaz... Ataları Kafkaslarda şehit düşen Aslankeri de Arıburnu'nda şehit düşer... Savaşın bitimine kadar Dereköy'den şehit düşen asker sayısı 63'tür...

Biga Askerlik Şubesi yandığı için bu kahramanlar hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz... Savaş sonrası dönenlerin anlatımıyla el yordamıyla bilgi topluyoruz... Aslında, Üniversitemiz ve Kültür Müdürlüğümüz, Alan Başkanlığıyla işbirliği yaparak bu tespitleri yapmalı ve tarihe kazandırmalıdır... Bizde bu işlere eğilecek ve takip edecek kişi de  yok gibi...

Kurumsal kimliklerde de,

kurum tarihinden habersiz yöneticilerimiz var...

Çanakkale, bu anlamda çok talihsiz bir şehir... Sadece, Üniversitemiz Rektörü Sayın Prof. Dr. Ramazan Cüneyt Erenoğlu Hocamız Çanakkale için, şehitlerimiz için bir şans... Talep olursa Çanakkale için yapılacak çalışmalarda itici güç olabilir... Diğerleri boş küme...

Neyse, biz tespitlerimize devam edelim... Belki birgün bu işlere eğilen idarecilerimiz olur...

Yine, 57. Alay Şehitliği 'nde, alınlıkta tam ortada, Biga Şehitleri listesinde adı yazılı olan Maf oğlu Mahmut da Biga İpkaiye( Bakacak) Köyü' ndendir...

 

Bunları niye yazdım?

Bu kahramanlar için Biga- Çanakkale  yolu üzerine bir tak yapılmalı...

Adı 27. Alay Kapısı olmalı... Evreşe- Gelibolu arasında da  57. Alay Kapısı olmalı...

Yine, Ayvacık- Ezine arasında da 26. Alay Kapısı olmalı...

Buralara da şehit düşen Çanakkaleli kahramanlarımızın adı yazılmalı...

Bunları Çanakkale Savaşları'nın 100. Yılı için de yazmıştım, duyan olmamıştı... Yine duyan olacağını zannetmiyorum...

 

Biz 2200'lerin Türk Çocuklarına sesleniyoruz... Belki onlar yapar...

Tüm şehitlerimizin durağı cennet olsun...

Dua ile...

Not:Şehitimiz Aslankeri'nin kardeşi İslamkeri de bu savaşta şehit düşmüştür...

**

Bu yazdıklarımı çok az kişi bilmektedir.

Bizim Arkadaşımız olan Alan Kılavuzları belge ve bilgiye dayalı bu bilgileri araştırıp bulup, Yarımada'yı ziyarete gelenlere anlatabiliyorlardı. Biz de bu Arkadaşlardan istifade edip bilgilerimizi tazeliyorduk...

Sonra, kanun çıkartma tekniğinden habersiz zatlarca hazırlanan kanun  boşluğundan istifade ederek Alan'ı anlatması engellenen ve bu arada , Alan Kılavuzlarının çalışma sınırlarını on ayda belirleyemeyen bir Kültür ve Turizm Bakanı ve çalışma arkadaşlarını da bu ülke görmüş oldu...

Yazık!

"Şehitlerimizi anlatma konusunda bir ömür harcayan bu arkadaşlarımızı engellemekle elinize ne geçecek?" diye sormak gerek...

Kültür aktarımı, bilgi aktarımı engellenerek, şehitlerimiz unutulsun mu istenmektedir? Tıpkı Aziano Kayalıklarındaki, Korsika'daki, Fransa Bask Bölgesindeki Şehitlerimiz gibi unutulsun mu istiyorsunuz?

Bu tutum yanlış değil mi?

 

Siyaset kurumuna sözümüz, gittiğiniz yol, yol değil...

Yolun neresinden dönerseniz dönün ve Şehitlerimizi mükemmel anlatan bu arkadaşlarla Yarımada'yı tekrar buluşturun, derim.

 

Meseleyi de takip edeceğiz... Zaman her derdin ilacıdır, derler. Bunun, böyle olup olmadığını da görmüş olacağız...

Ayrıca, bu mesele en kısa sürede de  çözüme kavuşmuş olur...

 

Bilgi edinmeniz dileğiyle...

**

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...