Ülkemizde, yaklaşık beş yıldır yüksek enflasyon varlığını sürdürmektedir...
Rahmetli Demirel'e göre enflasyon canavarı, ülkeleri yıkıma götüren ve toplumsal yapıları cürüten bir olgudur...
Enflasyon, mal ve hizmet alımlarında arz'ın talebi karşılamaması sonucu meta'nın değerli olması ve ulaşmak için daha fazla ücret ödenmesine sebep olmaktadır.
Bizde, bilhassa gıda üretiminde yeterince üretim yapamadığımız için hayat pahalılığı oluşmakta ve biz, talebi karşılamak için dışarıdan mal ithal etmek zorunda kalmaktayız.
Bunun için de döviz ihtiyacımız her geçen yıl artmaktadır. Bu yüzden ithalatı karşılayacak ve geçecek bir ihracat rejimi oluşturmalıyız ki enflasyon artmasın...
Bizdeki enflasyon sebepleri şunlardır :
1- Devlet yatırımlarının mal oluş fiyatının iki veya üç misli bedelle yaptırılması...
2- İhtiyaç mallarının yeterince üretilmemesi...
3-Üretilen malın, ülke içinde transferinde, pahalı taşımacılığın yapılması.
4- Bankaların yabancılara satılması ve yabancı sermayenin elde ettiği geliri yurt dışına taşıması.
5-Devletin, yandaş iş adamlarının gelir vergilerini affetmesi...
6-Yandaş vakıfların üretim ve hizmet sektöründe vergi ödemesiz faaliyetlerinin oluşması için yapılan gayriticari kararlar...
7- Plansız, ben yaptım oldu, yönteminin uygulanması... Bilhassa, yolcu garantili yollar, havaalanları ve hasta garantili şehir hastaneleri uygulamaları...
8- Hak aramada, adaletin gerçekleşmemesi...
9- Nepotizmin her yerde hakim olması.
10- Siyasi partilerin ülke yönetimi için bir programlarının olmaması...
11- Halk aleyhine, iktidarca alınan kararların, yargı yolunda da cemaat kültürü içinde takipsizlik veya red kararıyla uygun görülmesi...
12-Türk Halkından intikam alınır gibi düşünülebilecek bazı uygulamaların hayata geçirilmesi gibi faaliyetler...
Daha da yazılabilir...
Mesela, devletin müsrif ve savurganlık olarak algılanabilecek harcamalarını sürdürmesi ve tasarruf yapmaması...
Bazı olumsuz uygulamalar...
Emeklilerin, emekli olduklarında bağlanacak emekli maaş oranlarının yıllar içinde azaltılması...
Mesela ben ilk emekli olduğum zaman beş asgari ücret olacak şekilde maaş alıyordum. Şimdi sadece bir buçuk kat asgari ücret karşılığı maaş alıyor olmam... Yani, iktidarca üç buçuk asgari ücret maaşımın adında "adalet" olan bir iktidarca alınmış olması...
Yine, maaş bağlama oranı açısından da çalıştığım dönemdeki maaşımın %80'nini alıyorken şimdi ise %35'ini almaktayım. O takdirde, biz emekliler, bilinçli bir şekilde fakirleştirilmiş olduk...
Bunu alım gücü olarak değerlendirsek, iş daha da faciayı gitmekte..
Hele, altın hesabına girersek tam facia...
Şimdi, tahrif edilmiş enflasyon oranıyla açlık sınırı altında kalacak bir ücretlendirme düşünülüyor ki bu çekilecek bir çile değildir.
Bence, ülke bir kaos içine sürüklenir. Ben, bunu hiç de görmek istemem...
Peki, ne yapılmalı?
1- Emekli memurlar, çalışan memurun aldığı maaşın %80'ini alsın. Hiçbir hesaba da gerek kalmasın...
2-Asgari ücret, dört kişilik bir ailenin geçimini temin edecek bir seviyede olsun. Bunun tespiti için de karar almak üzere kurulacak bir kurulda, toplumumuzun tüm kesimleri temsil edilmeli ve iktidar kanadı bu kurulda, %25 'lik bir temsil gücüne sahip olmalı...
3- Adalet, gerçek anlamda, adalet dağıtmalı... Hiçbir emekli maaşı asgari ücretten az olmamalı. Sizden önce öyleydi... Bu düzensizliği siz oluşturdunuz...
4- Halktan hiçbir bilgi saklanmamalı, milli güvenlik bilgileri hariç, bütün bilgiler şeffaf olarak aktarılmalı...
5- İktidarlar, daha toplumcu bir politika içinde olmalı...
6- Her alanda reformlar yapılmalı...
7- Ülkede misafir olarak kalanların misafirlikleri bitirilmeli ve başka zamanlarda kendilerini turist olarak beklediğimizi ilgililere duyurmalıyız..
Daha başka şeyler de söylenebilir...
Şimdilik bu kadar...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...