Adalete neredeyse güven kalmadı. Oysa adalet insanın taşama teminatıdır.

 Adında adalet olan parti kişisel siyasi gelecekler için adaletten uzaklaştırıldı. Mahkeme kararları kamu vicdanını sızlatmaya devam ediyor. Yapılan anketlerde de sokaktaki insanın %70’den fazlası adalete güvenmediğini beyan ediyor.

Adaletle ilgili çok fazla bilgi vardır. Adalet mülkün temelidir diye başlar çoğu kitaplar. Yine Hz. Ali’ye devletin dini nedir diye sormuşlar, adalettir, adaleti olmayan devlet dinsizdir diye cevap vermiş.

İktidar sahipleri adaleti oyuncağa çevirdiler ne yazık ki. Kibir hastalığının baskısı, fikir sahibi olmayanların çoğalması, terör örgütlerine verilen tavizler, devleti teslim etmeler maalesef adaleti de oyuncak etti. Halkın vicdanına uymayan kararlar adalete olan güveni yerle bir etti. Millet adliye önlerinde kendi başına ceza kesiyor, adam vuruyor. Suçüstü yakalananların ondan fazla sabıkası çıkıyor.

Çok uzağa gitmeye gerek yok. Türkün varoluş destanı olan Ergenekon bir terörle mücadele operasyonuna isim oldu. Devleti yönetenler, bunun için özel yetkili savcı görevlendirdiler. Ergenekon adını verdikleri terörle mücadele operasyonunda, vatansever subaylar, çakma belgelerle Silivri’de cezaevine tıkılırken, fetö terör örgütü ile iç içe geçmiş devletin bakanları, mahkemeye müdahale olmaz derken, iktidar partisinin genel başkanı Ergenekon’un Savcısıyım diyerek, fetocu olan özel yetkili savcıya destek verdi.

Ergenekon ve Balyoz adını verdikleri davalarla, üç yüz elliden fazla subay çakma iddialarla hapse atıldı. Gururuna yediremeyen bazı subaylar intihar etti. Kimisi yüzlerce yıl hapis cezası istemiyle yargılandı. İktidar sahipleri timsah gözyaşları döktü. Siyasi emelleri için ayaklarına dolanacakları susturmuşlardı.

Sonuç ne oldu. Fetö terör örgütüne yardım ve yataklık yapanlar, vatansever subayları ordudan atılmasını seyredenler yanılmış oldu ve davalar düştü. İktidar sahiplerinin atadığı özel yetkili savcı da terörist çıktı ve yurt dışına kaçtı. Adaleti yok eden bütün bu olayların baş aktörü kimdi? Şimdi yeni anayasa lazım diyenler değil mi?

İnsanların adaleti menfaatine göre değişiyorsa, yalan, dolan, hırsızlık almış başını gitmişse, devletin malını, caminin halısını bile çalan insanlar çoğalmışsa, yakalanan sapığın otuz tane sabıkası çıkıyorsa o ülkede adalete güven kalmaz.

İş, ehlinin elinde güzeldir. Adalet ne yazık ki ehil olmayanların elinde oyuncağa çevriliyor. Nasıl düzelir sorusunun cevabı artık bilinmiyor.

Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlar uygulanmazsa bu memlekette adaletten söz etmek imkansızdır.

Avrupa Birliği İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin kararlarını bozuyorsa, adalet kurumlarında sorun vardır. İktidar sahiplerinin tetikçiliğini yapan mahkeme memurları adaleti hâkim kılamazlar.

Zafer Partisi genel başkanı Prof.Dr. Ümit Özdağ, cumhurbaşkanına hakaretten gözaltına alındı ama başka bir gerekçeden tutuklandı. Bir ay sonra itiraz edilebilecek. Gerekçe gösterilen mesaj veya mesajlar geçen sene atılmış ve halkı hiçbir şekilde kin ve düşmanlığa tahrik yok. Aynı gün rahmetli Doç.Dr. Sinan Ateş’in katillerinin azmettiricileriyle ilgili davada mahkemenin takipsizlik kararı var. Bolu’daki otel faciasında kontrolü yapan sorumlular hakkında tık yok.

Devletin dini adalettir diyor Hz. Ali. Haktan hukuktan fersah fersah kaçan devletin diyanetine de güven kalmadı artık.