Merkel adında bir Hanımefendi Türkiye'ye geldi.

Bizim devlet erkanı bu Hanımefendi'yi Ankara'da ağırladı. Yine ayak oyunları yapma ve kadim Alman çıkarları için her şeyi yapacağını gösterdi. Biz de ilk defa kamuoyu önünde dinimizin barış dini olduğunu ve terörle anılmasını kabul etmeyeceğinizi söyledik.
Tabii ki Almanlar kendi çıkarları için her şeyi yaparlar.Onların çıkarları örtüşüyorsa teröristlerle iş birliği de yaparlar.
12 Eylül öncesi Marksist katil teröristler Almanya'ya sığındı. Kabul gördü.
Cemalettin Kaplan ve yandaşları burada faaliyet gösterdi.
Şimdi Fetö'çülerin hem basın hem de askeri ayağı burada.
Yine ,PKK'yı besleyen en büyük kaynak burada ve Almanya yerel yönetimleridir.
Yine bir gazetemizin genel yayın yönetmeni de buraya kaçarak onların vatandaşı oldu.
Yani Türkiye açısından bakıldığında, Türkiye'ye karşı oluşturulan terörün ana rahmi Almanya.
Şimdi bu kadar çukur olan bir ülkenin Başbakanı ile görüştünüz.
Biz bu adamların dedeleri için koca bir İmparatorluğumuzu kaybettik. Bunlara dikkatli bakmak lâzım. Ben ,bu hanımefendiyi gördükçe
Türkiye'nin başına yine hangi fitneyi getireceğini merak ederim.
Terörün hamisi bir ülkeden terörle ortak mücadele isteğinde bulunmak yanlıştır,derim.
Son sözüm!
Biz, yine bize güvenelim.
....
Bir değerlendirme.
Özkul Çobanoğlu' na teşekkürler.
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
"- AYVAZ GÖKDEMİR DİYOR Kİ:
“Münevver, tembel, uyuşuk ve münevver haysiyetinin seviyesi çok düşük... Maruz ve muhatap bulunduğumuz iç ve dış tehlikeleri, en başta münevverimiz anlamak istemiyor veya anlamak iktidarında değil.
1911'de Türkiye, Kuzey Afrika'yı kaybetti. 1912' de Balkanları kaybetti. 1918'de bütünüyle vatanımız işgal edildi. 1922'den beri kurtarabildiğimiz son topraklar üzerindeyiz. Tarihte bir kere olanın bir daha olmayacağına, Türk milletine eski vatanlarını çok görenlerin, son topraklarda da gözü olmadığına dâir bir senedimiz yok. Aksine bin delil var. Dünyanın başka yerlerinde ve kapı bir komşularımızda cereyan eden hâdiselerin, Türkiye'de de tatbik mevkiine konulmaması için ne sebep var? Türkiye İran değil, Afganistan değil, şurası burası değil, denilebilir. Elbette değildir, ama Türkiye için de Türkiye'ye mahsus bir senaryo hazırlamak ve vizyona sokmak imkânsız ve akıl dışı mıdır? Türkiye için neler tasavvur ettiklerini, Türk milletinin başına hangi çorapları örmeye çalıştıklarını, yazıp çizerek, yıkarak, öldürerek, yakarak her an açıkça ilân edenler şaka mı yapıyorlar?"