.


 
Zeki Velidi Togan' dan güzel bir değerlendirme. Sizlerle paylaşmak istedim.
 Lenin'in yakın arkadaşlarından Balabanova isminde bir İtalyalı kadın vardı. 1919-1920 senelerinde Moskova'da birkaç defa görüşmüştük. Sonra Lenin'le arası açıldı. İtalya'ya gitti...
( Zeki Velidi Hoca, bu kadınla tekrar karşılaşır ve aşağıdaki tespitini ve kendisine söyleneni anlatır...) İlginç!
İşte bu kadın bir hikâye anlattı
 Sovyetlerin Ankara Büyükelçisi Suriç, Paris'e naklonulurken yerine Bükreş Sovyet Elçisi( ismi galiba Raskolnikov) Ankara Büyükelçisi olarak tayin olunacak olmuş. Fakat bu zat Moskova'ya davet olunca gitmemiş,hürriyeti seçmiş ve İtalya'ya gelip yerleşmiş. Balabanova ile hep beraberlermiş . Raskolnikov,Suriç Paris'e tayin olunca kendisini gördüğümü ve Türkiye'de bir fikri geçirmek isteyen onu asla Rus olarak ortaya atmayacaksın, onu dost ve tanıdıklarınız vasıtasiyle havaya atacaksın. Sonra o fikirleri Türkler kendi fikirleri imiş gibi benimserler denize attığın yemleri yutan balıklar gibi yutarlar ve sizin havaya attığınız fikirleri kendi fikirleri imiş gibi size söylerler. demiş imiş.(1)
 
Günümüzde Amerika aynı şeyi yapmakta...
Hatta, Amerika'nın kendi imajını düzelttirmek için denize yem atmadan ,doğrudan yerli sazanların ağzına yemi( dolarları) yerleştirdiği çok bilinen bir olaydır...( kişi başı dört yüz bin dolar. Dağıtılan para,on milyon dolar... Sonraki ödemeleri bilmiyorum.)
Bu yemi yiyenlerin bir kısmı şimdi Fetö' den içeride. Ancak, bir kısmı hâlâ İngiltere, Belçika, İsveç, İrlanda sularında dolaşmakta...(Müyesser Yıldız'ı okumak gerek...)
Bunlara, bazı başat kişiler de katılmakta...
Bunlardan hayır gelmeyeceğini bilmemiz gerekir...
Neyse...
Biz ,daha dikkatli olup bu balıkların uzağında duralım...
Bunlar, vatansız balıklardır...
 
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
(1) Zeki Velidi Togan, Türklüğün Mukadderatı Üzerine, Yağmur Yayınevi, 2. Baskı, Sayfa19