Son dönemlerde karşımıza çıkan nevzuhur bilim adamı kılıklı bazı şahsiyetlerin beyanlarını dinleyince bilimde ne kadar geriye gittiğimizi görerek çok üzülüyoruz...
Son dönemlerde karşımıza çıkan nevzuhur bilim adamı kılıklı bazı şahsiyetlerin beyanlarını dinleyince bilimde ne kadar geriye gittiğimizi görerek çok üzülüyoruz...
Ademcik söylüyor:
"Enver Paşa'ya bir de kahraman diyorlar! Bunun neresi kahraman? Bunu, kahraman ilan eden bazı bilim insanları da var. Onlar, bu işten vaz geçsin! Enver Paşa, Osmanlı'ya yıkan adamdır, demiş."
Tarih bilimi Londra ve Moskova bakış tarzıyla inşa edilmiştir. Londra tarzında, sansürlenen bir tarih vardır. Moskova tarzındaki tarihte ise tarih, sömüren ve sömürülen topluluklar tarihidir. Biz de, Ankara bakış tarzı bir tarih oluşsun istiyoruz. Tüm verileri toplayalım ve daha sonra tezimizi ortaya koyalım, deriz...
Şimdi, Enver Paşa, kimmiş ve neler yapmış inceleyelim...
Enver Paşa, Türk'tür.
Harp Akademisini birincilikle bitirmiş parlak bir Kurmay subaydır. Korkusuzdur. Kendisi gibi akademiye birincilikle bitirmiş olan İsmet Bey, Kazım Bey ve Ali İhsan Bey gibi kurmayları karargahta tutarak milli bir karargah kurmuştur. Osmanlı Ailesine damat olmuştur. Yani, Osmanlı Ailesinin torunlarının babasıdır... Belinde silahı varsa hiçbir şeyden korkmaz. Önceleri İslamcı görüşler içindedir... Türklüğü İslama hizmet eden bir ruh olarak algılar ve Türk varsa İslam huzur bulur görüşündedir... Devletin maddi güçsüzlüğü onu çok yıpratmıştır;ama, o bu olumsuzluğu cesaretle göğüslemeye çalışmıştır.
Balkanlarda, Osmanlıya yıkmak için kurulan komitacılara karşı en gözü kara mücadeleyi Niyazi, Eyüp Sabri, Yakup Cemil, Atıf Kamcıl gibi kahramanlarla birlikte Enver vermiştir... Selanik'te bu mücadelesi için yüzüne karşı yapılan övgülere karşı utangaç bir çocuk gibidir ve biz sadece Türk insanının ve devletin namusunu kurtardık, der.
İtalyan Savaşı'nda devletin güçsüzlüğünü görmüş ve bu olumsuzluğu kırmak için Trablusgarp' a gitmiştir. Diğer parlak bir şahsiyet olan Mustafa Kemal Bey de oradadır... Yani, Enver, ülke için en ön safta mücadele verebilen bir kişiliktir. Tarihi süreç;İkinci Meşrutiyet, Hareket Ordusu, Babıali Baskını ve sonra, 1913 yılında, İslamcı Sait Halim Paşa'nın sadaretinde tam hakimiyet sağlayan İttihat Terakki yönetiminde, Enver Paşa, Harbiye Nazırı ve Baş Komutan Vekili olmuştur. Yani, Halifemiz Efendimiz Hazretleri'nin vekili sıfatıyla ordularımızın sevk ve idaresini gerçekleştirmiştir...
Sonra, meşum Birinci Dünya Savaşı ve dokuz cephede süren mücadelemiz.
Çanakkale Zaferi...
Biz, Çanakkale 'de başarılı olduysak onun arkasında İstanbul olduğu içindir. İstanbul, Enver demektir. Bir yıl, iki ay, Altı gün süren mutaharalı dönemde Enver, on bir sefer Çanakkale' ye gelmiş ve ordunun ne isteği varsa hepsini yerine getirmiştir. Yani, Çanakkale Zaferi'nde kahraman Mehmetçiktir. Mehmetçik'in sevk ve ihtiyaçlarını karşılayan da Enver'dir. Biz, diğer cephelerde başarılı olamadıysak o cepheleri arkasında şeklen var olsa da fiilen bir İstanbul'un olmaması yatmaktadır...
******
Enver, Talat ve Cemal...
Daha sonra işler durulduğunda, hesap vermek için ülkeye döneceklerini ve yargılama da dahil her şeyi kabul edeceklerini söylemişlerdir...
Enver, hem Bakü Kurultayı'nda hem de daha sonraki süreçte bir Türk Birliği kurulmasını ve Türk Milletinin talihsizliğinin böylece kırılmasını hedeflemiştir...
Enver Paşa, Cegan Tepesi'nde de bir ihanet sonucu elinde silahıyla Türkistan'da şehit olmuştur.Daha sonra naaşı İstanbul' a getirilmiştir...
Enver Paşa'nın , gözü kara mücadelesi yeni bir heyecan oluşturmuş ve Rusya'nın işgal ettiği topraklarda yaşayan Türklerin ruh dünyasında olmayan otonomi veya fırsat olursa bağımsız Türk Devleti kurma heyecanını tetiklemiştir. Bu gün, bağımsız Türk Devletleri varsa bunun altındaki heyecan ve adanmışlığın temelinde Enver Paşa'nın mücadele azmi yatmaktadır...
Enver; Almanca, İngilizce, Fransızca, Rusça ve aralarında Arapça'nın da olduğu beş dili, konuşacak anlayacak kadar da biliyordu.
Bu İttihatçıları kötülemek, küçük düşürmek için kurulan kumpasları ve kampanyaları da anlamakta zorluk çekiyoruz.
A dıngıl!
Yine, İttihatçıların kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nden ve tarihimizin kahramanlarından ne istiyorsunuz? Anlamakta zorlanıyoruz. Siz, zaten Türk değilsiniz! Türk olsanız bu kahramanlara hakaret etmezsiniz. Bu vatanı kurtararak ezan seslerini günümüzde de duymamızı sağladıkları için bu kahramanlar aynı zamanda birer İslam inancının fedaisidirler... Bu müslümanları itibarsızlaştırmak istediğinize göre siz Müslüman da değilsiniz... Ortaşark'ta Türk'ü istemeyenler... ABD, AB, İsrail, Rusya, Çin,Yunan, Ermeni, Araplar ve bölücü unsurlardır. Siz gerçek anlamda Türk ve Müslüman olmadığınız göre, siz hangi ülkenin veya milletin içimizdeki beşinci kol faaliyeti elemanısınız? Söyleyin de ona göre tavrımızı alalım...
Son sözüm: Başta Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Türk Devletini kuran kurucular ile Türk'ün adı yükselsin diye canlarını pusularda,
kurşunlanarak veren Enver, Talat, Cemal, Azmi, Bahattin Şakir, Hasan Tahsin gibi kahramanlarımıza da hakaret etmekten vaz geçin...
Susun da sizi adem sansınlar...
Tüm kahramanlarımıza Allah 'tan rahmet dilerim.
Durakları cennet olsun.
Dua ile...