Finlandiya ve İsveç, Nato şemsiyesi altına alınmak isteniyordu. Nato'da kararlar, tüm ülkelerin ortaklaşa aldığı bir uygulama.
Finlandiya ve İsveç, Nato şemsiyesi altına alınmak isteniyordu. Nato'da kararlar, tüm ülkelerin ortaklaşa aldığı bir uygulama.
Lokomotif güç ABD... ABD, kendi çıkarları için her türlü dolabı çevirmekte. Tabii ki İngiltere'yi de unutmuyor.
Fransa ve Almanya ihtiyaç duyuldukça başvurulan güçler.Almanya emir subayı, Fransa ise Nato'nun at uşağı konumunda.
Avustralya, büyüyen Çin gücü için yirmi kadar "Savaş Gemisi ve Denizaltı" yaptıracaktı. Bu ihaleyi Fransa kazandı. Çok büyük bir getirisi olan inşa işiydi.
Büyük Şeytan devreye girdi ve Fransa'nın aldığı ihaleyi iptal ettirerek kendisi aldı... Böylece, Nato'da kimin patron olduğunu da cümle aleme göstermiş oldu.
Bu arada, Rusya güçsüzleştirilmek isteniyordu. Aden Körfezi'nde Yemenlilerin hakimiyet kurması ve deniz ticaret yolunun tehlikeye girmesi ve iklim değişikliğiyle kuzey kutup dairesi içinde bulunan buzulların erimesi insanlık için alternatif bir deniz yolunun ortaya çıkmasını sağladı...
Büyük Okyanus, Bering Boğazı, Kutup Bölgesi ve Artrik Denizi yeni deniz yolu olmaya başladı.
ABD, tüm denizleri kontrol etmektedir. Karadeniz bir istisna ve yeni oluşan Artrik Deniz Yolu için kıyıdaş ülkeler, Kanada, ABD, Rusya, Finlandiya, İsveç ve Norveç görülmektedir.
Burada, ABD, Kanada, Norveç Nato şemsiyesi altındaydı. İsveç ve Finlandiya ise tarafsızlar bloğu içindeydi. ABD, Rusya'yı yalnız bırakmak ve kendi çıkarlarını korumak için İsveç ve Finlandiya 'yı da Nato içine almak istedi... Bunu da deklare etti. Nato' nun içinde Macaristan ve Türkiye bu işe hayır, diyordu.
Türkiye, en yetkili ağızla terörü destekleyen ve İslam düşmanı tavrı içinde olan bu ülkelere üyelik izni vermeyeceğini beyan etti. Biz de İslam düşmanlarına ders vereceğimiz için çok mutlu olduk. Ancak, Rahip Bronson, Alman Casusu Gazeteci, Suudi Gazeteci olaylarında olduğu gibi yine, "topaç hareketi içinde mi olacağız?" diye düşünmeye başladık.
Yine, İsveç Büyükelçiliğimiz önünde Kuran-ı Kerim yakma teşebbüsü oldu. İsveç kılını bile kıpırdatmadı. Ayrıca, Fetö Terör Örgütü mensuplarının bir kısmı da İsveç ve Finlandiya'da konuşlanmıştı. Yine, PKK terörünün kuluçka makinesi İsveç'ti.
Bu iki ülkenin Nato' ya girmesine şahsiyetli bir politika güderek biz de takoz koyacaktık.
Hah! İşte bu tavır, dedik ve iktidarı bu politikasından dolayı da tebrik ettik...
Sonra, ABD'nin fırıldak oyunları başladı. ABD çıkarlarına ters bu söylemlerimizden dolayı önce F-35 projesinden çıkarıldık. F-16 alma girişimimiz de engellendi... Bu arada, ABD'nin teşvikiyle Gazze olayı patlak verdi.
ABD, güç açısından
İsrail'in, elli altı islam ülkesinden büyüktür, sopasını islam ülkelerine gösterdi.
Batı emperyalizmine karşı insanlığın namusunu Güney Afrika kurtarmış oldu...
İslam ülkeleri kavramının da içinin boş olduğunu siyaseten tüm dünyaya ABD, İsrail sopasıyla göstermiş oldu.
Biz, boş küme siyaseti içinde olduğumuz için önce Finlandiya ve sonra da İsveç için Nato'ya üyelik izni verdik...
Cumhuriyetin kurucu iradesi kendisi oyun kurucusuydu. Balkan Paktı, Sadabat Paktı, Türkiye'nin isteğiyle kurulmuştu.
Şimdiyse Türkiye, milli politikalardan uzaklaşarak, ABD mandası konumuna düşmüş oldu.
Beni en çok üzen de Türkiye için bu kadar önemli bir karar günü TBMM'de oylamaya katılan vekil sayısı'nın 346 kişi olmasıdır...
254 vekil oylamaya katılmadı.
Karar, 287 evet oyuyla ve karşı oy olarak 55 hayır oyuyla alındı. Dört oy da çekimser kalmış!
Yazık!
"Biz, ülke meselelerine bu kadar duyarsız olan bir Parlamento'yu nasıl oluşturduk?" diye çokça düşünmeliyiz, derim...
Gördüğüm kadarıyla gelecekte çıkacak ve ülke meseleleri için bir beka sorunu olabilecek tehlikeli günlerde bu meclisin bir irade ortaya koyamaması, kaygısını taşırım.
En önemli gündem maddeleri olan Emeklilerin fukaralığı, Gazze, Doğu Türkistan, Ege Adalarımızın işgali, Tarım'da yokluk, Adaletin adalet dağıtmaması, Bölücü teröre prim verme, Tarikatların kamu idaresini işgali, Çevre Faciaları gibi gibi konularda fikri olmayan parlamenter gruplarıyla çetin problemler çözülemeyecektir.
Türk Halkı için iktidar da muhalefet de liyakatsiz yapılarıyla güven vermemektedir.
Bu durum, önümüzdeki yıllarda çok büyük bir problem olarak karşımıza çıkacaktır, derim .
Çözüm, topyekûn reformlar yapmaktır...
İnşallah yapılır...
İsveç'in Nato üyeliğine izin veren ve bu karara oy verenleri de şiddetle kınarım.
Bu kararla ABD, Artrik denizini, Rusya hariç, tam kontrol altına almış oldu...
Yine, ABD, dünyanın patronu benim, kavramını bize de tasdik ettirmiş oldu...
Türkiye' de var olduğunu zannettiğimiz emperyalizme karşı olduğunu ifade eden kişi ve grupların da olmadığını dolaylı yoldan öğrenmiş olduk...
Yazık!
Gelde, Attila İlhan'ı, Mehmet Emin Resulzade'yi, Sultan Galiyev'i, Turar Roskılov'u ve en önemlisi Paşa'yı da arama!
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
**
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam..