Son zamanlarda o kadar çok cinayet vakalarına, yaşam gasplarına, hak gasplarına şahit olduk ki, insanımızın ciddi bir ıslaha ihtiyacı olduğunu görüyoruz ne yazık ki. Hak ve hukuk ihlallerinde, ihlal edenin eğitimli veya eğitimsiz oluşu arasında bir farkın olmadığını, eğitimli bireylerin daha şeytanca hak ve hukuk ihlallerinde bulunabildiğini de görülüyor maalesef.
Okumuşunun da, hacısının da, hocasının da, öğretenin de, hakimin de, savcısının da, bakanının da, milletvekilinin de, devletin ve milletin her kademesinde bulunan bireylerin hak ve hukuk ihlallerinde bulunması, meclisteki vekillerin dünya kadar davası olması insan ıslahının öncelikli konular arasına alınması gerektiğini bağırıyor artık. Hak ve hukuk ihlallerinde, kanun çok caydırıcı olmamaktadır. İnsanımızı adam etmekten başka çare yoktur. Toplumun bütün kesimleri bunun için seferber olmalı, yanlışlar ve yanlışları icra edenler düzeltilmeye çalışılmalıdır.
Siyasi iktidar diyanete çok ciddi yatırımlar yapıyor. Bu yatırımlar cemaati camiden uzaklaştırmaktan başka işe yaramıyor. Milyon dolarlık arabalara binmenin hakkını nasıl öderler belli değil. Diyanet insanın eteğiyle, bacağıyla ilgili fetva vereceğine, insani değerleri nasıl yükseltebileceğini araştırsa, toplumun insani değerlerini yükseltmenin yollarını arasa cennetlik olur. Sahtekarlıkta sınır tanımayan insanlar azalır en azından.
Kutsal kitabımız Kur'ân'ı Kerimde 34 ayette insanın ıslahından bahsedilmektedir. Gerçi kitabın tamamı insanı ve toplumu ıslah etmeye çalışır. Bununla birlikte 34 ayetin özel olarak Allah'ın ve elçilerinin insanları ıslah etmesi söz konusu edilmiştir. Bunlardan bazıları gerçekten çok önemlidir.
Allah'ın insanı, amellerini ve işlerini ıslah etmesi; yeryüzünü yaşamaya elverişli yaratması, kitap ve peygamberler göndererek insanları sulh ve sükûna, îman ve itaate, kötülükleri ve zulmü terk etmeye çağırması yeryüzünü ıslah etmesidir.
Peygamberlerin kavimlerini ıslahı; onları şirk, küfür, nifak, isyan, kötülük ve zulümden kurtarmaya çalışmaları, onlara doğru yolu göstermeleri, iman ve salih amellere davet etmeleridir.
İnsanların kendi hallerini ıslah etmeleri; inanç, amel, ahlâk, söz, fiil ve davranışlarını İslâm'a uygun hâle getirmeleri, başkalarını ıslah etmeleri ise kavgalı olan karı kocayı, savaşan iki grubu ve dargınları barıştırıp, aralarındaki sorunu çözmeleri, kavga ve nizaları sona erdirmeleri, yetimleri güzelce yetiştirmeleri ve mallarını koruyup geliştirmeleri ve vasiyette hata edenlerin hatalarını düzeltmeleridir.
Islah kavramı; insanları, aileleri, toplumu, kurumları, işleri, ahlâkî davranışları ve çevreyi iyi, güzel, yararlı hale getirmeyi, sulh, barış, huzur ve sükûnu sağlamayı ifade eder.
Diyanete yapılan yatırımlar cumhuriyet düşmanlarını çoğaltmaktan başka işe yaramıyor. Memlekette insan hak ve hukukunun hiçe sayıldığı vukuatlar sürekli artıyor. Bunun hesabı ise hiç sorulmuyor.
İslam dünyası da insanını yetiştiremiyor. Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, gasp, savaş, insan hak ve hukukunu hiçe sayan eylemler diz boyu. İnsanını yetiştiremeyen ülkeler ne yazık ki Gazze’deki vahşette bile bir araya gelemiyorlar. Her yönüyle geriye gitmeye devam ediyorlar.