Bu sefiller, Victor Hügo'nun değil, bizim sefiller.
Ülkemizde, %20'lik bir kitle yardıma muhtaç haldeydi. Yirmi iki yıllık bir dönem içinde, bu kitlenin sayısı %60'a çıktı... Orta direk dediğimiz kitle %20'lik bir kitle olarak bu yılbaşına geldi... Bu arada, faiz geliri, kira geliri ve üç-beş yerden maaş alan ve işletmesini kurup çarkını döndüren bir kitle daha var. Bunlar, %15'lik bir kitle... Yine, %5'lik bir kitle var ki bunlar da ihale işleri uzmanı, para neredeyse oraya çöken ve zenginleşmesinin kaynağını açıklayamayacak olan bir kitle..
Bunlar, istakoz, simoti, ejder meyvesi ile beslenen, tatil için Körfez ve Maldivleri seven arkadaşlar... Ayrıca, Londra, Paris, Boston, New-york gibi yerlerde malikâneler alan vatandaşlarımız...
Bunlar için ülkemiz, vur patlasın çal oynasın seviyesinde bir ülke... Ayrıca, özel güvenlikli sitelerde oturan. , ailenin tüm fertlerinin lüks araçlara bindiği, halka karışmaktan korkan bir kitle daha oluştu... Bunlar, çok dindarlar, çok elitler ve sermayenin dağılımı için karar veren kişilerdir...
Türk halkının çektiği çilelere kulağını tıkamış, üç maymunu oynayan kişilerdir...
Madencilik adı altında, ülkemizin morfolojisini değiştirip yıkım yapanlar da bunlar...
Çok olumsuz bir tavır karşısında da, sular ve hava kirlenince yaşanmaz olacak ülkemizden de ilk kaçacak olanlar bunlar olacaktır...
Bu günlerin geleceğini, geçen yıl tam da bu günde yazmışım.
Şimdi, yazdıklarımızdan bazı bölümler...
******
Maşallah, diye birçok paylaşım yapmıştım;en son bu kadar yeter, diye başka paylaşım yapmamıştım...
Bu gün, mutad olarak alışveriş yaptığım Fırın'ın önüne gelince bir fiyat yazısını gördüm... Ekmeğin kilosu elli lira olmuş...
Çok da üzüldüm.
Daha geçen gün akaryakıt için yazmıştım. Bundan sonra fazla zam olmaz, diye düşündüm...
Arada, yeni kitaplardan neler gelmiş, diye inceledim ve bazı kitaplar aldım. Kasaya gidince etiketle benden istenen ücreti görünce şaşırdım. Kitap üstü etiket, altmış iki lira. Kasa etiketi yüz altmış iki lira...
Neden böyle, dediğimde de artık etiket değiştirmiyoruz. Kasa ücreti geçerli dediler. Şaşırdım!
Artık, kitap da alıp okuyamayacağız...
Sonra, hemen hemen tüm AVM'lerde her geçen hafta farklı fiyatla karşılaşıyoruz... Hem de yüzde yüz fiyat artışı ile... Daha önce altmış beş liraya aldığım siyah zeytin (400gr) bu gün yüz otuz beş lira olmuş... "Yok artık!" dedirtecek bir fiyat artışı... Kasa görevlisine sorduğumuzda da şirket genel merkezinin bir uygulaması diyorlar... Bir görevli, elinde etiket basma makinesiyle sürekli bir çalışma içinde...
Ha!
Şimdi, iktidar, calışan memur, memur emeklisi ile SSK ve Bağkur emeklisine maaş artışı verecekmiş... Bu da tam bir yıl geçerli olacakmış... Bu durum bence hayal...
******
Ara söz, bu gün yaşadıklarımızı da görüp söylemişiz... Bunun böyle olacağını, emekli masşının asgari ücretten az olamaz kararını 2004'te değiştirdiğinizde, bu günlerin geleceği de belliydi...
Neyse..
Devam edelim...
******
Daha önce DASK için dört yüz elli lira ödemiştim. Bu gün sigortacım aradı. Yeni ücretlendirme bin altı yüz elli lira olmuş... Neredeyse yüzde dört yüz oranında bir artış olmuş...
Bir yıl içinde de ekmeğe gelen zam yüzde yüz yirmi oldu...
Maaşlara gelen zam da şimdilik yüzde kırk dokuz ve yüzde otuz yedi... Bu zamlar karşısında, devletin vereceği zamlar çok komik rakamlara gelmekte...
Şimdi, sadece kira geliriyle geçinene yüzde yirmi beş sınır getiriyorsun;ancak, siz güncelleme değeri olarak yüzde elli altı rakamını uyguluyorsunuz. Size para gerek, fahiş zam...
Vatandaşa gelince sınırlı zam... Bu serbest ekonomi uygulaması mı? Yoksa hilkat garibesi bir uygulama mı? Yetkili kimse ona sormak isterim...
Bundan elli yıl önce karaborsa vardı. Ancak, temel ihtiyaç mallarında sabit fiyat vardı. Ekmek, yumurta, simit, gazete hemen hepsinin fiyatı aynıydı.
Şimdi, bunların fiyatları farklı farklı...
Geçen yıl ki tespitimiz.
******
Yetkililerimize bir teklif.
Sabit gelirlileri daha fazla ezdirmemek için, tüm emekli maaşlarını asgari ücret endeksine sabitleyin.
Emekli memur, nereden emekli olursa olsun, çalışan memurun yüzde seksen oranında ücret verin... Başka hesaplamalarla uğraşmayın... Herkes, bu oranlarda hak ettiğini almış olsun...
Bir de, denge ve denetleme sistemini devreye sokun. Üretim ekonomisine geçin...
Bir de işsizlik azalıyor, diye demeç vermeyin, çünkü doğruyu yansıtmıyor...
Nas, ekonomik söyleminiz;KKM faiz uygulamanız iflas etmiştir...
Bunlar, ekonomik hayat için gerçekçi söylemler, değil.
Bir de doları perişan edeceğim, demiştiniz... Dolar, bizi perişan etti. Güne kayıt olsun diye tarih de yazalım, 12-01-2024 günü dolar otuz lira oldu...
Şu dolar üzerine atıp tutan zat hâlâ yanınızda ekonomist olarak bulunuyor mu? Yoksa insan içine çıkacak yüzü mü yok?
Devlet yönetmek ciddi bir iştir... Sıradan insanların yapacağı iş de değildir... Bunu, yaparak yaşayarak öğrenmiş olduk...
******
Doları aşağıya çekmek için ödediğiniz faiz miktarını, yüreğiniz yetiyorsa açıklayın.
Fakirleştirilmiş memur ve emeklinin alması gereken maaşı faiz için zengine vermek de faiz haram, diyen size nasip oldu...
Yapmayın, etmeyin, halkı mağdur etmeyin. Ben, içeriden birisi olarak, bu milletin, Türk Milleti'nin bir ferdi olarak sadece tespit yapıyorum.
Bu yol, yol değil, çıkmaz sokak...
******
Ve, geçen yıldan son sözlerimiz...
*****'
Bir de, ülkemizin dertleri bin olmuş... Delik büyümüş yama tutmuyor...
Yeni ekibiniz de halka güven vermiyor...
Halka, doğru bilgi aktarmıyorlar...
Bunlar yanlış şeyler...
Yapmayın!
Türk Milleti 'ne kıymayın!
Bizi ayakta tutan erdemimizi de kaybetmek üzereyiz...
Bu konuda da çok çok üzüntü içindeyim.
Adalet sistemimiz de çok yıpranıyor, buna izin vermeyin, derim ...
Sonra nerelere yuvarlanacağımız bilinmez... En son Lût Kavmi durumuna düşeriz ve helâk oluruz.
Benden söylemesi...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...