Kendi sözlerinizi yiyebilseydiniz, ruhunuz beslenir miydi yoksa zehirlenir miydi?
Mucizelerle dolu bir çarşamba günü niyetle bugün sözün gücü kelimelerin gücü diyelim mi ?
Sevgili gönül dostlarım konuştuğumuz kelimeler ölçülemez bir güç taşır.
Rüzgara savrulan tohum gibiler: kimi filizlenir, kimi kurur ama hepsi iz bırakır.
Başkalarına ve kendimize söylediklerimiz, etrafımıza yayılan bir titreşim ağı oluşturur.
Şimdi bir an için hayal edin: ağzınızdan çıkan her kelime ruhunuzun gıdası olarak doğrudan size dönmek zorunda kalsaydı, nasıl hissederdiniz? Rahatlık mı olurdu yoksa taşıması ağır bir yük mü?
Çoğunlukla yansımadan, öfkeden, yargıdan ya da duyulmak için düşünmeden konuşuruz. Ağır sözler, gereksiz eleştiriler, farkında olmadan döktüğümüz küçük dozda olumsuzluklar. Karşılığında, sadece birinin gününü değil, kendi yolumuzu da aydınlatabilecek sevgi, cesaret ve minnet sözcüklerini dile getirdiğimiz anlar da vardır.
Soru şu: yaptığımız etki farkında mıyız?
Söylenen her söz içimizde yaşadığın şeylerin bir yansımasıdır. İçimizde sevgi saygı anlayış varsa sözlerimiz tatlı meyveler gibi ruhu besleyen besinler açısından zengindir.
Öte yandan kalp kırgınlık, kıskançlık, kırgınlık doluysa, içimizden çıkanın tadı acı olur, hem başkalarını hem kendimizi zehirler.
Kelimeleri yemek olarak hayal etme egzersizi bizi daha dikkatli olmaya davet eder.
Konuşmadan önce kendine sor: Bu beni besler mi yoksa yok eder mi?
Adil mi, gerekli mi, nazik mi?
Bu soruları cevaplamak sadece etkileşimlerinizi değil, aynı zamanda kendiniz hakkındaki hislerinizi de değiştirebilir.
Söylediklerinle nezaket eken biri ol. Çünkü sonunda dünyaya sunduğun şey sana geri döner.
Bir gün sözlerinizi "yiyecek" olursanız, ruhunuzu ve çevrenizdeki ruhları besleyebilen huzurun ve sevginin bayramı olsun,
Şimdi sorum şu ;
Kendi sözlerinizi yiyebilseydiniz, ruhunuz beslenir miydi yoksa zehirlenir miydi?"
Sevgi ve minnetle
Mutlu çarşambalar
Sizi seviyorum ..
Sizi seviyorum …
Sizi seviyorum ….