.

  
Hemen söylemekte fayda var:
 
Almanya inanılmazı başarmış…
 
Nasıl mı?;
 
Şöyle:
 
Almanya’da yaşayan ve akşam evinde yemek yiyen her aile ferdi; Alman Başbakanı Ancela Merkel’in önünde de aynı yemeğin olduğunu ve nihayet onun da bu kadarını tüketeceğini bilip buna inanarak yarına ait herhangi bir endişeyi taşımıyor.
 
Ekonomik bir güvence var ve herkesin evine giren para belli. O para aile fertlerine yetecek kadar ve takipli…
 
Kazara işten çıkar veya çıkarılırsanız ay sonunda o açık meblağ kadarını işsizlik fonundan devlet hesabınıza para olarak yatırıyor.  
 
Almanya, ulaşımda demir yollarına az önem vermemiş; çok merkezli bir hızlı tren ağı kurmuş ama çok pahalı. Hafta sonu ise alabildiğine ucuz.
 
Hafta arası iş dışında hiçbir şey düşünmüyorlar.
 
Herkes akşam evine çekiliyor.
 
Akşamların en tadına doyulmaz özelliği ise aile ve akraba sohbetleri…
 
Küçük İstanbul dedikleri ve en fazla akşam sekiz-dokuz saatlerine kadar açık olan ve aslında hiç de İstanbul’a benzemeyen Berlin, Krauzberg semti dışında Almanya’da hayat çok durağan….
 
Hafta sonu Türk-Alman fark etmiyor:
 
Herkes tek şey peşinde;
 
GRİL…
 
Bildiğiniz mangal. Kendin pişir kendin ye faslı…!
 
Bu arada:
 
Almanya, dünyanın beşinci büyük enerji tüketicisi konumunda ve bunun devamını ileride nasıl sağlar bilemem. Bir İngiltere, bir Fransa gibi sömürgeci ve sinsice kan emenlerden de sayılmazlar. Ne yapar-neyler onlar ileride yine kendileri düşünsün.
 
Yalnız:
 
Tasası bize mi düştü de diyemem çünkü milyonlarca vatandaşımız Almanya’da yaşıyor. 
 
Bir de;
 
Allah için, Almanların trafik işleri çok muntazam.
 
Ancak bunda da bize benzemeye başlamışlar. Sollama ve hava atma huyumuzu kapmışlar(!)
 
Yenilenebilir enerji, enerji tüketiminde oldukça düşük paya sahip olan Almanya rüzgâr fakiri. Soğuk ve sıvık…
 
Tek iklimli: Yılına göre hep sonbahar veya hep kış! Bir Haziran ayının son haftaları ile Temmuz başında güneş görüyor o da bize nasip oldu.
 
Birdeeee;
 
“BERLİN" ne demekmiş biliyor musunuz...?
 
Sıvık yer..
 
Balçık...!  Ayı yuvası demekmiş...
 
Gerçekten..
 
Bu sebeple Berlin'in sembolü bildiğimiz ayı.
 
Bize göre tuhaf.
 
Onlarda çok normal.
 
Kaplan Hocam niye söylemedin demeyin Berlin'e yolunuz düşer ise.
 
Hafif bir kutup iklimi var. Geceler uzun zaman gündüz vakti gibi...
 
 
 
Canım Türkiye’miz gerçekten de cennet…
 
“Almanya Türkleri” diye bir kavram var çünkü üç nesildir bu ülkeye göçmüş, yerleşmiş, orada doğmuş insanlarımız var.
 
Türkiye'den Almanya'ya nerede ise 4 milyon civarında insanımız göçmüş…
 
Uzun söze ne hâcet?!
 
Sizlere her şeyi fotoğraflar ile belgeledik.
 
Son söz:
 
Almanya, kendileri için alın teri döken insanımıza daha samimi davransın.
 
İkiyüzlü olmasın: Avrupa Birliği meselesinde de…
 
Girelim-girmeyelim o bizi bağlar…
 
O zaman ne deriz?:
 
Danke/Teşekkürler Almanya....!!!!!