.
Tabii ki, şimdi robotla üretime geçilme aşamasına gelindiğine göre, insan faktörü sıfıra inmiş oluyor... Biz, o robotu ve onun iş programını bir yazılımla yaparsak insanımızı "faydalı elit" in yardımından koruruz... Yapmazsak yardıma muhtaç veya yaşamasına ihtiyaç duyulmayan bir kitle oluruz... Korona veya Sorona neyse, önce bizim üstümüzden silindir gibi geçer... Ufkumuzu bilgi üzerine yeniden inşa etmeliyiz...
Bu inşada hem iktidar hem de muhalefet hiç yoklar... Böyle ufukları yok... Diyanet, VİP namaz kıldırma eylemiyle ben de bu işte yokum, diyor!
Geriye, ortak akıl yani bilimi önceleyen akıl kalıyor...
Peki!
Bu ortak aklın oluşmasında iktidara ve muhalefete oy verenler nasıl düşünüyor?
----Onlar düşünmüyor!
Sadece, kendi partim zarar görmesin de ne olursa olsun tavrındalar...
Ne yaman çelişki!
Kepez Meydanı'na" baz istasyonu "yapılmasın, diye imza toplayanlar, kendi yandaşları baz istasyonu yaptırınca topyekun alkışlıyorlar...
Biz de bu nasıl olur? Diye şaşkınlıkla izliyoruz...
Körfez' de bir grup çevreci kanalizasyon atıkları körfezi kirletiyor, buna dur diyelim ve ileri atık temizleme sistemi kurulsun talebinde bulununca, bu yörenin yerel iktidarlarına oy verenler hiç ses çıkartmıyor... Çünkü kendi yandaşları çevre yıkımına sebep oluyorsa onlara ses çıkartmıyoruz...
Ha!
Sarıçay'ın içine, belki de yüz tır kamyonu çöp dökülmesine göz yuman yerel yönetimi kınayan kendi partisinden bir insanı gördünüz mü?
Bizim adam(!) yanlış yapıyorsa iktidarı da muhalefeti de bu yanlışa sessiz(!) kalıyor...
Bence Türkiye 'nin en büyük problemi bu!
Biz "kral çıplak" diyecek nesiller istiyoruz...
Korona meselesinde de başarılı olamadık... Süreci iyi idare edemedik...Edemiyoruz! ...
Yapılanlar da yetersiz veya geç yapılıyor...
Bu anlamda" kral çıplak"demekten başka çaremiz de kalmıyor...
"Kral Çıplak..."
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...