.
Aslında, on beş kilometre eninde, kırk beş kilometre uzunluğunda bir dağ silsilesi...
Kapsadığı alan yaklaşık 21500 hektarlık bir alan... Mücavir alan olarak tabii ki, daha büyük bir alan...
Son dönemde sürekli bir saldırıya maruz kalmakta...
Şimdi de batı tarafında farklı bir maden çalışması var. Bu, Kaz Dağlarını bitirmek için bir tavır olur, derim... Ayrıca Körfez Bölgesi'nden biyolojik arıtma sonrası denize verilen sularla da Mavi Vatan deniz de kirletilmekte...
Bu bölgede, sadece biyolojik arıtma değil, ileri arıtma tesisleri kurarak, deşarjla denize verilen suyun karada kullanılabilecek şekilde, ileri arıtmadan geçmiş olarak kullanılmadı gerekir... Böylece körfez, ağaç faciasının dışında, bir de deniz kirliliği faciası yaşamamış olur, deriz...
Ha! Körfezdeki belediyeletin tamamı da CHP'li...
Görev bu arkadaşlara düşüyor... Biz sadece hatırşatmış olalım, dedik...
Türkiye'de yoğun bir çevre faciası yaşanmakta... Devlet de kadro açısından yetersiz kaldığından kontrolları yapamamakta... Çevreyi kirletenler, hele hele yerel yönetimlerse onlara bir yaptırım da uygulamamakta...
Bunu da anlamış değiliz... Sarıçay'ı çöpçay yapmış olan Çanakkale Belediyesi'ne bir yaptırım uygulanmamakta... Hala yüzlerce kamyon çöp şehrin içinde ve bunlar kaldırılmıyor... Bir de, bu işin faili olan Belediyemiz, Çevreci olarak geçinmekte...
CHP'li çevreci arkadaşlarımızın da bu duruma karşı söyledikleri tek bir sözün bile olmaması düşündürücü... Çevre meselelerinin partiler üstü bir olay olduğunun ayırdına varamayanlar, yarın torunlarına söyleyecek söz bulamazlar...
Arıtma yapmadan, arıtma yaparak denize gönderilen veya Sarıçay 'a akıtılan suların da mutlaka ileri arıtma tesisinden geçerek çok çok temiz su olarak karada kullanılacak şekilde Arıtılmış su olarak kullanılmalı...
Bir büyük tehlike de, Karadeniz kirlendi... Bu kirlilik Marmara' yı da olumsuz etkiliyor... Marmara şu an çok çok kirlendi... Deniz ölmedi ama, komada... Bunun farkında değiliz ama , bize asıl uyarıyı deniz ürünleri çeşiti veya miktarı vermekte...Denizde, birçok balık türünün nesli bitti... Yüzyıl önce neredeyse yüz çeşit balık varken şimdi on kadar balık türü kaldı... Bunlarda oksijensizlikten yok olmaya mahkum... Biz de bu duruma seyirci kalıyoruz... Ankara'da oturarak çevreciliğin yapılamıyacağını öğrenin artık...
Teklifimiz:
1-Kaz Dağları Coğrafi Alan Başkanlığı kurulsun.
Bu Başkanlığın, Flora, Fauna, Maden Çevheri, Hidro Yönetim, Morfoloji Muhafaza, Göç Yolları, Nüfus Sirkülasyonu gibi faaliyetlerde tam yetkisi olsun... En azından gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakmış oluruz...
2- Çanakkale Sahilleri ve Deniz Alanlarını Koruma Başkanlığı kurulsun.
Böylece eldeki laboratuvarlarla her türlü su tahlili yapılarak su kirliliği önlemeli... Deniz ürünleri üretimi için sağlıklı alt yapı çalışmaları yapılmalı... Deniz trafiği kontrol edilmeli... Denizi de yaşayan bir varlık olarak korumalı... Baktıklar için dalış merkezleri kurulmalı... Çaka-1 ve Çaka-2 prototip deniz taşıtları yapılmalı ve geliştirilmeli... Halk, denizle içli dışlı yaşamalı...
3-Korumaya alınacak doğa parkları yeniden belirlenmeli... Buraları turizme açılmalı...
4-Çanakkale 'deki abidevi ağaçlar tespit edilerek, turizm sektörüne kazandırılmalı...
5-Çevre, kurullarından izin alınmadan inşaat yapılmamalı...
Şimdilik bu kadar...
Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu olarak bu işletin yapılmasını talep ediyoruz...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...