Bir dostumuz,2. Abdülhamit hakkında ne düşünüyorsunuz?  Bu Konuyu anlatır mısınız?

Bir dostumuz,2. Abdülhamit hakkında ne düşünüyorsunuz?  Bu Konuyu anlatır mısınız?
Diyor.
İşte cevabım.
      2. Abdülhamit,oto didaktik bir kişidir. Yani kendi kendisini yetiştirmiştir.
       Çok talihsiz bir dönemde hükümdar olmuştur.
      Çevresinde dönemin en iyi yetişmiş elemanları vardır. Mithat paşa,Ahmet Cevdet Paşa,Şemsettin Sami, Gazi Osman Paşa ve diğerleri...
        77-78 Osmanlı - Rus Savaşı yani 93 Harbi bizim tarihimizdeki en meş'um savaşlardan birisidir. Çekememezlik üst seviyededir. Ayak kaydırarak bir yere gelme yolu açılmıştır. 
       Siyaseten hangi ülke baskın ise o ülkenin hoşuna giden bir sadrazam ataması yapılır. İngiliz Kâmil Paşa,Moskof Nedim Paşa gibi. Lakapları zaten mesajı vermekte.
     İngilizler ,Osmanlıyı yıkmaya karar vermiş. Buna Ruslar,  Fransızlar,İtalyanlar ve Balkan azınlıkları ve Rumlar da katılınca Osmanlı'nın ayakta durması zorlaşmıştır.
      İşte Abdülhamit bu dönemde denge politikası ile batıyı birbirine düşürme politikası gütmüştür.
       1897 Türk- Yunan savaşı bizi kendimize getirdi.
       Abdülhamit,İstanbul'un güvenliği için Çanakkale Boğazında,Tabya ve Bataryalar oluşturdu.
     Orduyu ıslah için Alman modelini uyguladı. 
       Alman İmparatoru Wilhem, Osmanlı'yı ziyaret ettiğinde onlarla bazı işbirliklerine gitti. 
      Demiryolları yaptırdı. Posta,telgraf hizmetlerini geliştirdi.
     Okullaşma oranını artırdı.
      Ülkenin değişik yerlerinde, kız öğretmen okulları da dahil ,öğretmen okullarını açtı.
      Bu dönemde ,ülke menfaatleri için ,kendi kontrolünde bir hafiye teşkilatı kurdu. Ülke için tehlikeli olduğuna kanaat getirdiği herkesi kontrol altında tuttu.
     Hem Jön Türk hem de İttihat ve Terakki bu dönemde kurulup gelişti.( Jön Türk hareketi bu dönemde gelişti)
      Aydın ve ülkesini seven bir nesil yetişsin ,diye gayret gösterdi.
        Bu arada ülkede kurulu ,misyoner ve azınlık okullarını kontrol edemedi. Buralarda ülkemiz aleyhine çalışmalar yapıldı.
      Galatasaray Lisesi'nde  okuyan Bulgarlar,geleceğin Bulgar komitacıları oldu.    
     Bunları önleyemedi.
     Gümrükleri kontrol altına alamadı.
      Ancak çok iyi ve vatanperver subaylar ve kurmaylar yetiştirdi.
        Tunus elden çıkınca, Hayrettin Paşa gibi,sadece Müslüman ve bir gram Türkçe bilmeyen kişileri sadrazam yaptı.
         Bu da devletin kurtuluşu için çare değili ,bizzat yaşayarak gördü.
         İlk Meşrutiyeti ilan ettiğinde , Anayasa'ya Resmi Dil Türkçe'dir,ibaresini koydurttu.
        Birçok yenilik yaptırttı.
        Ülkenin tamamının fotoğraflarını çektirerek ülkesinin ne durumda olduğunu gördü.
        20. Asra geldiğimizde artık çok yoruldu. Enerjisi bitmişti.
         Ona biat eden  genç bir nesil çevresinde olsaydı Türkiye böyle olmazdı.
         En çok üzüldüğüm ,hal heyetinde, Türklerin Padişahını tahttan indiren heyette, bir tane bile Türk yoktu.
    Müslüman, Gürcü Arif Hikmet Paşa.
   Müslüman, Arnavut Esat Toptani Paşa(İşkodra müdafii Hasan Rıza Bey'i öldürterek Balkan bozgununu hazırlayan adam),
   Yahudi ,Mason Emmanuel Karasu( sonra İtalya'ya kaçtı. Orada öldü.),
   Ermeni Aram Efendi.
     Bu heyet,Saraya gidip hal tebliğinde ;millet sizi hal etti,dediklerinde :
Abdülhamit,hangi millet, diye tiksinerek ve tahkirle cevap vermiştir.
    Yine, bundan sonra milletimizin bahtı kara dönemi başlamıştır.
      Bence ,bu ademler geldiğinde yan odaya ,birer birer alıp bunları boğdurarak yok etseydi,çok daha farklı bir tarihi yaşamış olurduk.
     Kendisine bağlı bir neslin olmaması en büyük handikapıdır.
       Daha fazla bilgi edinmek için bu dönemle ilgili çok kitap okumamız gerekmektedir.
   Türkçü ,Hüseyin Nihal Atsız'a göre Gök Sultan.
    İslamcı, Necip Fazıl Kısakürek'e göre Ulu Hakan.
    Ateist,ilerici,Ermeni Irkçılarına göre Kızıl Sultan.
      Bana göre de 19. Asrın en büyük Devlet Adamı ve Mareşali 2. Abdülhamit'tir.( her ne kadar 20 .Asır'da da yaşasa)
     Durağı cennet olsun.