(Çanakkale üzerine)( son)
(Çanakkale üzerine)( son)
Bir zat Çanakkale üzerine yazmıştı: Çanakkale geçilseydi iyi olurdu,diye.
Bu zatın yazısının son paragrafı...
" Müttefiklerin, Çanakkale' yi geçmeyi çok da mühümsemediği; isteseler kolayca geçebilecekleri halde, burada çakılıp kaldıkları bunu, Osmanlıları burada oyalamak için yaptıkları da söylenmektedir. "Çanakkale Geçilmez" sözünün ciddiyetini ,Çanakkale' nin 3 seneye kalmadan geçilmesiyle herkes anlamıştır. Nitekim büyük savaşların içindeki lokal zaferlerin hiçbir ehemmiyeti yoktur; neticeye bakılır. 90 dakikalık bir maçın ilk 30 dakikası da jeneriklik goller olabilir; ama maçın sonundaki skor mühimdir."
Müttefiklerin ,boğazı geçmeyi pek önemsemedikleri iddiası tam bir palavradır.
Almanların "Berlin ,Bosfor, Bağdat,Bombay "
hedefleri için orta nokta ,Osmanlı'nın elindeydi:
İstanbul ve Bağdat.
Çanakkale Savaşları olurken aynı zamanda hem Basra hem de El Kurna ele geçirilmek üzere İngiliz hücumuna uğramış ve İngilizlerin eline geçmiştir. Kut'ül Amare de Bağdat'ın Çanakkale' sidir. Çanakkale' nin arkasında Koskoca bir İstanbul vardır. Kut'ül Amare'de ise arkadan önce Bağdat vardır ve zafer kazanılmıştır. Daha sonra İngilizlerin çil çil altınları devreye girmiş ve Bağdat Türk ordusunun arkasından çekilmiş ve karşı safa geçmiştir. Sonra geri çekilme başlamıştır. Bu kadar ihanete rağmen 30 Ekim 1918' de Anadolu'nun yağız yiğit delikanlıları Musul'un 60 kilometre güneyindeydiler.
İngilizler, ikmal yollarından uzakta savaşacak sebata sahip değillerdi. Bu haslet sadece Türk Askeri'ne mahsustur.
Türk Askeri inandığı idealler için" Vatan, Bayrak, Din, Namus" canını seve seve verdiğinden başarılı olmuştur.
Aslında; İngilizler istese geçebilirlerdi ,demek tarihi ve savaşın maddi unsurlarını bilmemek demektir.Evet, İngilizler Çanakkale' den geçerdi geçmesine de, tüm donanmasını kaybederdi.
Sonra ,İngiltere Almanların işgaline açık olurdu.
Tüm savaş sırasında İngilizler bu dengeyi hep gözönünde tutmuştur. ABD'nin batıda savaşa girmesi dengeleri İngilizlerin lehine çevirmiştir.
Bunları gözardı eden bir tarih anlayışı, saçmalamaya devam eder... İşte bu zat gibi...
Çanakkale Geçilemez ,sözünü 2. Abdülhamit söylemiştir. Hem Osmanlıcı olacaksınız hem de 2. Abdülhamit'i yalancı çıkarmak için hezeyanlar yumurtlayacaksınız. Bu düşünceye şaşarım.
Gelelim, büyük savaşların içindeki lokal zaferlere...
30 Ekim 1918 tarihinde, Türk Orduları: Medine'de, Kafkaslarda, Batum'da, Katma hattında, tüm Trakya' da ,Anadolu coğrafyasının her tarafını kontrol eden bir güç olarak varlığını sürdürüyordu. Demek ki , Osmanlı hâlâ savaşacak güce sahipti.
Her şeyi elinden alınan Türkler, 1922 yılı 9 Eylül'ünde neler yapabileceğini dosta düşmana göstermiştir.
Çanakkale' yi lokal bir savaş ve sonuçlarını da önemsiz demek için ya "Nadan" olmak gerekir ya da" İngiliz Muhipler Cemiyeti" üyesi,derim.
Bizce; Çanakkale Savaşları'nın Sonuçları:
1- Alnımıza sürülen "Balkan Savaşları "lekesini sildik.
2- Cumhuriyete giden yolda,tüm komutanlarımız stajlarını "yaparak yaşayarak" en mükemmel şekilde Çanakkale' de yapmış. Asıl görevlerini de Kurtuluş Savaşı'nda yapmışlardır.
3- Mustafa Kemal ,bu savaşlarda temayüz etmiş ve tanınmıştır. Bu ,Türkiye'ye giden yolun eşik taşı olmuştur. Millet ve Komutan bütünleşmesi,ahde vefa,görev bilinci,vatan sevgisi gelişmiştir .Türkler, millet olma şuuruna erişmiştir.
4-Tüm hanedanlıklar yıkılmıştır: Çarlık, Sultanlık, İmparatorluk ve Kayzerlik sona ermiştir.
5- Marksist- Leninist bir siyasi yapılanma böylece gelişerek hayat bulmuştur. Devlet yönetim sistemlerinde ilk pratik çalışma olarak tarih sahnesine çıkmıştır. 1990 lı yıllarda da tekrar eskiye dönüş olmuştur.
6- Bence en büyük sonucu: Rusya içinde yaşayan Türkler,sadece "lise açalım,müftü atayalım ve gazete çıkaralım"dan, Şur'alar kurmuş, otonom devletler kurmuş, sonra gerçek devletler kurmuştur. Günümüzde, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan ,Türkmenistan ve Azerbaycan bağımsız devlet olmuşsa bunlar hep Çanakkale' nin geçilmezliği sayesindedir.
Zat, maçın skoru önemli demiş...
Bence, maç 6-0 bitmiştir.
Bu çok önemli bir skordur. 103 yıldır bir destan olarak anlatılmaktadır. Kıyamet kopana kadar da anlatılacaktır...
Bu zata ve tüm İngiliz Muhipler Cemiyeti üyelerine söyleyeceğimiz son söz:
"--- Türk olun!, Türkiye'yi ve Atatürk'ü sevin,onlara ihanet etmeyin ve tarihi Türklerin yazdıklarından okuyun."