Gökçeada...

Gökçeada...
"Sahillerde Müsilaj var mı?" diye incelemelerde bulunduk...
 Kefeloz- Aydıncık Koyu , Laz Koyu, Yıldız Koyu, Gizli Liman, Kuzu Limanı koyları temiz...
Özellikle Aydıncık Koyu çok çok temiz...
Hülasa, deniz tutkunlarının rahatlıkla denize girebilecekleri yerlerin başında geliyor...
İyi tatiller dilerim...
 
Kavramsız düşünülemez. Kavramları anlatan da kelimelerdir. Kelimelerin sadece "yalın" anlamı yoktur; onların bir "anlam çerçevesi" vardır ki kelimelerin bağlamını oluşturur. Bağlamından koparılarak ezberletilen kelime ve deyimler yanlış veya eksik düşünmeye sebep olur. Birkaçı üzerinde duralım.
Tevekkül, İslâm'ın emridir; ama nasıl? Sebep-sonuç münasebetine tevessül etmeden tevekkül edilemez. Yalın ifadeyle bahçeyi ekmeden, bakımını yapmadan ürün alınamaz. Esas itibarıyla çalışırken ve elinden gelen bütün tedbirleri aldıktan sonra Tanrı'ya güvenmektir.
Sabır da yanlış anlatılmaktadır. Bir kötülük karşısında sürekli sabır tavsiye edilir; "sabredin oturun". Hayır; sabır, direnmektir. Yanlışlığın giderilmesi için çalışmak ve bu hususta direnmektir.
Yanlış veya eksik olarak anlatılan bir terim de isyandır. İsyan deyince  "kamu düzenini bozmaya, yıkmaya kalkışmak" olarak anlatılır. Eksik anlatımdır. "İsyanları oynuyorum" demek fiilî hareketi anlatmaz. Bunun gibi bir haksızlık karşısında "isyan ediyorum" demek de böyledir. Bunların anlamı "haksızlığı kabul etmiyorum, giderilmesi için mücadele edeceğim" şeklindedir.
Ahlâkın evrensel kuralları vardır. Bunların ihlâl edilmesi karşısında isyan etmek, her ahlâk sahibinin görevidir. Dolayısıyla ahlâklı olmak yeterli değil, ahlâksızlık karşısında tavır almak gereklidir. İsyan ahlâkı budur. İsyan ahlâkındaki isyan fiilî bir tutum değil, psikolojik tavır ve sorgulamaya dayalı direnmedir.
Bir mümin için tevhidi zedeleyen, inkâr eden her tutuma karşı isyan hakkı ve görevi vardır. Ancak bu yeterli değildir. Her insan;
Yalana,
Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe,
Harama,
Tanrı adına hüküm verenlere,
Zulme
İsyan etmekle mükelleftir.
Bunlara isyan edilmedikçe kişide ahlâk, dolayısıyla hür irade oluşamaz. Sonuçta ahlâksızlık, ahlâk hâline dönüşür. Toplum da çürür.
Yanlışlığa isyan, temiz ahlâk için şarttır. Temiz ahlâkın olmadığı bir yerde iyi yönetim, yargı, kültür ve san'at hayat hakkı bulamaz.