.
Sosyolojik bir, tanımlar silsilesi gelecek gibi;ancak, öyle değil...
Bu, Arkadaşımız Sayın Harun Yöndem'in hazırlayıp sunduğu TRT Radyo- 1'de her cumartesi günü gece saat 22:00'da yayınlanan programın adı...
Çevre konusunda, Türkiye'de yayınlanan yüzakı programlardan birisi... Zorunlu bir engel olmadıkça programı daima takip ediyorum...
Bu hafta, Rahmetli Hocamız Mehmet Kaplan'ın Yunus Emre üzerine yaptığı bir çalışması ve bu çalışmaya ön söz olarak Rahmetli Orhan Okay Hocamızın yazdığı bir değerlendirmesi anlatıldı...
Mehmet Kaplan Hocamızın, "Şiir Tahlilleri, Nesillerin Ruhu, Büyük Türkiye Rüyası" eserleri hatırlatıldı... Bu eserler, bizim de ruh dünyamızı şekillendiren eserlerdir...
Orhan Okay Hocamız, bazı tespitler yapmış... Yunus Emre, 20.asrın başına kadar halk arasında yaşayan bir mutasavvıftır.. Daha sonra, Yunus Emre Divanı bulununca değeri aydın kitleler tarafından da kabul görmüştür...
Yunus, Hacı Bektaş-ı Veli'ye buğday almaya gittiğinde, kendisine seçenek olarak" Buğday mı? Nefes mi? "diye sorulur... O da, buğdayı seçer... Yolda, farklı düşünceler içindedir. Birden fikrini değiştirir ve" nefes"i seçer... Geriye, Hacı Bektaş-ı Veli'ye döner... Hacı Bektaş-ı Veli, onu Tabduk Emre'ye yönlendirir...
Böylece, Yunus kendi yolunu seçer...
Yunus Emre üzerine, Necip Fazıl Kısakürek ve Recep Bilginler de tiyatro olarak sahnelenen eserler hazırlamışlardır...
Yunus üzerine en önemli çalışma, Fuat Köprülü'nün "Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar" adlı eserdir... Bu çalışma, Batılı tarzda yazılan ilk ilmi eser olarak da, kabul görmektedir... Yine, Mustafa Tatçı Hocamız da bu alanın önemli bir Hocasıdır...
Yunus adıyla 1500 kadar şair tespit edilmiştir...
Yunus'un şiirleri, bir divan da toplanmıştır...
Yunus Divanı' nı, Abdülbaki Gölpınarlı Hocamız ve Faruk Kadri Timurtaş Hocamız da yayınlamıştır...
Mehmet Kaplan'a göre Yunus, Türk Edebiyatı' nın en büyük şairidir... Onun, Halk Edebiyatı 'na alma çalışması yanlıştır...
Yunus, islamiyetsiz düşünülemez... Şiirlerinin ruhu ve özü İslamdır...
Onda, hem halk hem de divan edebiyatı unsurları görmek mümkündür...
Anadolu kültürü, iki büyük zirve çıkartmıştır... Bunlar, Yunus Emre ve Karacaoğlan' dır.
Her iki şairimiz de, yeniden keşfedilmeyi beklemektedir...
Yunus, İnsan ve insan ötesinin şairidir...
Ona göre, her zorluk aşılmak içindir... Umutsuz olmamak gerekir... Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol onun üstünden geçer, bakış tarzı içinde ömrünü geçirmiştir...
Bizim için, Yunus bizdendir ve değeri hakkında bir ölçümüz yoktur... Yunus, hem Bukovski hem de Bulgakov'un sayfalar dolusu mısralarla anlattığını bir mısra ile dile getirir...
"Bir ben var bende, benden içeri..."
Mısrasını anlamak ve anlatmak için ciltler dolusu yazı yazmak gerekir...
Çünkü, şairin dost bahçesi, bülbüllerdir...
Buradaki derinliği anlatmak için epey düşünmek gerekir...
Yunus, İslamiyetçi ve insaniyetçi bir tavır içindedir... Türklerin Anadolu'ya gelişinden üç yüz yıl sonra ortaya Yunus Emre çıkmıştır... O yüz yılların imbikten geçen bir güheridir... Çok kıymetlidir... Yunus, mistik yönü olan bir şair, düşünür, mutasavvıftır... O insaniyetçi bir kişiliktir... Gönül yıkmak değil, gönül yapmak için bu dünyaya gelmiştir...
Orhan Okay Hoca, Mehmet Kaplan için, Yunus'un sadık bir dervişidir, der.
Mehmet Kaplan Hocamız, 1930'lu yıllardan başlayıp ölene kadar Yunus Emre üzerine çalışmıştır...
Yunus'ta, söylem ve duyuşta, İç "ben"ve dış "ben" çok güzel ifade edilmiştir... Bu konularda, örnek mısralarla ciltler dolusu kitaplar yazılabilir...
Yunus, dertlilerin dermanıdır...
Yol göstericisidir...
Yine, her insan kendi içinde bir alemdir...
İnsan deli de olur veli de, arada ince bir çizgi vardır...
Yunus, "Hak bir gönül verdi bana, diyerek kendi yolunu çizer...
O, olgunlaşma ve doğruluk üzerine nefsine hakimdir... Freud'çu görüşten uzak, maddeyi ( nefsi) kontrol altında tutar... Nefs, aklının önünde değil, akıl, nefsinin önündedir...
O dünyayı ve maddeyi bırakarak, insana yönelmiştir... İnsan iyi olursa dünya da iyi olur... Yaratan da bundan hoşnut olur... Yedi merhale halindeki Nefs terbiyesinin en üstü, Yunus'u saflaşmış nefsidir... O, sadece yaratandan ötürü yaratılmışları sever.... İnsanı sevme sebebi bile Allah yolunda gitmek ve o çizgiden çıkmamaktır... Maddenin esiri olmamaktır... Ruh nedir? Sorusuna onun kadar güzel cevap veren yoktur....
"Gönül kimi sever ise dil onu şerh eder."
Bu söz üzerine başka söz söylemeye gerek var mı?
Yunus bir yana, dünyanın tüm düşünürleri bir yana konsa, Yunus, o terazide de, ağır basar...
Vefatının 700. Yılında Yunus Emre'yi rahmet ve minnetle anarım... Yunus Emre'nin mensubu olduğu milletten, Türk Milletinden olmak ne büyük şeref...
Bize, hazırladığı programla bunları hatırlatan arkadaşımız Sayın Harun Yöndem'e çok teşekkür ederim...
Tüm dostlarımı da, her cumartesi günü saat 22:00'da yayınlanan bu radyo programını dinlemelerini salık veririm...
Güzel bilgiler edineceklerdir...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...