.

Nakşibendî-Halidi Şeyhi II. Abdüsselam Barzani liderliğindeki Kürt isyanı ise 1907 ve 1909’da İngilizlerin desteği ile gerçekleşti.
Bir Osmanlı arşiv belgesinde aynen şöyle yazmaktadır: “İngiltere devletinin Musul konsolosunun dahili vilayette birçok mahallerde dolaştıktan sonra Barzan Şeyhi Abdüsselam ile muhaberatta bulunduğundan başka bir mahalle nakli” istenmektedir.
 
Abdüsselam Barzani’nin Osmanlı padişahına yazdığı mektupta dile getirdiği istekler ile bugünün PKK’sı veya tarikatçı Kürtçülerin istekleri aynı:
“Kürtçenin bölgede resmi dil olması, bölgeye tayin edilecek resmi görevlilerin Kürt olmaları, okullarda Kürtçe öğrenim yapılması…”
Nakşibendî-Halidi Kürt Şeyhi Abdüsselam Barzani, Osmanlı Türkiye’si tarafından 14 Aralık 1914’te Musul’da idam edildi.
Şeyh Abdüsselam, bugünün Mesud Barzani’sinin babası Molla Mustafa Barzani’nin ağabeyidir. Yani Mesud Barzani’nin amcası.
Gazeteci Abdullah Muradoğu’na göre Şeyh Muhammed Halid Barzani’nin 2006 yılında ölümüyle birlikte Barzani-Nakşibendî, Halidi ilişkisi de sona erdi. (Yeni Şafak gazetesi, 13 Kasım 2007)
Barzani ailesinin adı yaklaşık 200 yıldır hep isyanlarla, sürgünlerle, İngiliz, Yahudiler, Ruslar, İsrail, İran ve ABD ile birlikte anılmaktadır.
Bugün Cumhuriyet Türkiye’sinin en önemli milli güvenlik meselesi olan Kürtçü isyanların başlangıç tarihi 19.yüzyıldır.
Osmanlı Türkiye’sinin güvenilmez bulduğu Kürt aşiretlerine yönelik yargı, benzer şekilde Selçuklu devletinin “Selçukname“lerinde de yer almaktadır.
Osmanlı Türkiye’si, çıkardığı isyanlarla Osmanlı merkezi devlet yönetimi için tehlike teşkil eden yarı-otonom Kürt derebeylerinin (ayan) ortadan kaldırılmasına karar verdi.
Irak’ın kuzeyindeki Soran Emirliği’ni 1834’de, Bahdinan Emirliği’ni 1839’da, Botan Emirliği’ni 1847’de ve Baban Emirliği’ni 1850’de siyasi otorite olmaktan çıkardı.
HALİD-İ BAĞDADİ KİMDİR?
Bölgenin en büyük Kürt aşireti Caf’a mensup Pir Mikail’in oğlu Nakşibendî Şeyhi Halidi Bağdadi etkisini giderek artırıyordu.
Tarikat literatüründeki “altın silsile”nin 30. ayağından Hz. Muhammed’le kan bağı “oluşturulan” Bağdadi’nin her nedense Kürt olduğu burada görmezlikten gelinir.Kürtçü Halidiler Bağdadi’nin baba tarafından Hz. Osman’a ulaştığını bile söylerler.
Hemen hemen bütün Kürt şeyhler soylarını, “kutsal altın silsile” aristokrasine girebilmek için Hz. Muhammed’in ailesi Ehli Beyt’e dayandırmaya çalışırlar. Ama diğer yandan Kürtçülük yaparlar.
Kürtlük ve Hz. Peygamber’e akrabalık! Neyse.
Zaten bazı Kürtçü kaynaklarda Hz. Muhammed Kürt’tür zırvası yer alıyor.
Nitekim 1956 Cizre doğumlu ve 1995-2002 arasında iki dönem RP ve ANAP’tan Diyarbakır milletvekilliği yapan Kürt İslamcı Seyyid Haşim Haşimi, ön adından da anlaşılacağı üzere kendisinin Peygamber soyundan gelen bir aileye mensup olduğunu iddia ediyor. (Nevzat Çiçek, Puşi ve Sarık-İslam Kürt sorununu çözer mi, s.81, Hayykitap, İstanbul Mart 2008)
Şimdi Ebu Leheb’in de Peygamberimizin amcası olduğunu belirtelim ve Haşim Haşimi ya Kürt değil, ya seyyid değil. İkisinden biri doğru değil.
Haşimi’ye göre, “… Türkiye’de bilhassa Molla Mustafa’dan kaynaklanan ve şimdilerde Mesut Barzani etrafında oluşan, Barzani ismine bir saygı gösterme geleneği vardır Kürtler arasında. Barzani ve Irak’taki Kürtlere dönük tehditler, dışlamalar bütün bunların sonucu olarak pek hoş karşılanmıyor Doğu ve Güneydoğuda.” (N.Çiçek, a.g.e, s.93)
Açıkçası Bay Haşimi Türkiye’yi tehdit ediyor. İncilerinin devamını adı geçen kitaptan okuyabilirsiniz.
Şeyh Halidi Bağdadi Kadiri tarikatının temsilcisi Berzenci ailesinden dersler aldı. Bağdat’a gitti. Hocası Abdülkerim Berzenci ölünce, onun Süleymaniye’deki medresesinin yönetimini devraldı.
Hindistanlı Nakşibendî Dervişi Mirza Rahimullah Azimabadi 1809 yılında Süleymaniye’yi ziyaret etti. Onun önerisiyle Şeyh Halid Hindistan’a gidip Nakşibendî Şeyhi Abdullahi Dehlevi’den el aldı.
Şeyh Halid artık Kadiri değil Nakşibendî’ydi.
Bunun üzerine başta Talabani aşireti olmak üzere Kadiriler tarafından istenmeyen adam ilan edildi.
Kadiri Şeyhi Maruf Berzenci Şeyh Halid’i “sahtekâr, sapık, yogi” olarak suçladı.
Bağdat valisinin koruması altında Şeyh Halid Süleymaniye’de “Halidiye tekkesi”ni kurdu.
Osmanlı yönetimi Kadirilere karşı Şeyh Halidi Bağdadi’yi destekledi.
Bağdadi kurduğu bütün dergâhlarda, medreselerde Kürtçeyi eğitim dili haline getirdi. Bugün Türkiye’de kaç Halidi tarikat tekkesi var?
Dört büyük Halidi tekkesi var.
Bunlar; a) Gümüşhanevi tekkesi b) İsmet Efendi tekkesi c) Kelami dergâhı d) Kaşgari tekkesi.
Barzani’ler kimdir? (4)
 
Nakşibendî-Halidi Şeyhi II. Abdüsselam Barzani liderliğindeki Kürt isyanı ise 1907 ve 1909’da İngilizlerin desteği ile gerçekleşti.
Bir Osmanlı arşiv belgesinde aynen şöyle yazmaktadır: “İngiltere devletinin Musul konsolosunun dahili vilayette birçok mahallerde dolaştıktan sonra Barzan Şeyhi Abdüsselam ile muhaberatta bulunduğundan başka bir mahalle nakli” istenmektedir.
 
 
Abdüsselam Barzani’nin Osmanlı padişahına yazdığı mektupta dile getirdiği istekler ile bugünün PKK’sı veya tarikatçı Kürtçülerin istekleri aynı:
“Kürtçenin bölgede resmi dil olması, bölgeye tayin edilecek resmi görevlilerin Kürt olmaları, okullarda Kürtçe öğrenim yapılması…”
Nakşibendî-Halidi Kürt Şeyhi Abdüsselam Barzani, Osmanlı Türkiye’si tarafından 14 Aralık 1914’te Musul’da idam edildi.
Şeyh Abdüsselam, bugünün Mesud Barzani’sinin babası Molla Mustafa Barzani’nin ağabeyidir. Yani Mesud Barzani’nin amcası.
Gazeteci Abdullah Muradoğu’na göre Şeyh Muhammed Halid Barzani’nin 2006 yılında ölümüyle birlikte Barzani-Nakşibendî, Halidi ilişkisi de sona erdi. (Yeni Şafak gazetesi, 13 Kasım 2007)
Barzani ailesinin adı yaklaşık 200 yıldır hep isyanlarla, sürgünlerle, İngiliz, Yahudiler, Ruslar, İsrail, İran ve ABD ile birlikte anılmaktadır.
Bugün Cumhuriyet Türkiye’sinin en önemli milli güvenlik meselesi olan Kürtçü isyanların başlangıç tarihi 19.yüzyıldır.
Osmanlı Türkiye’sinin güvenilmez bulduğu Kürt aşiretlerine yönelik yargı, benzer şekilde Selçuklu devletinin “Selçukname“lerinde de yer almaktadır.
Osmanlı Türkiye’si, çıkardığı isyanlarla Osmanlı merkezi devlet yönetimi için tehlike teşkil eden yarı-otonom Kürt derebeylerinin (ayan) ortadan kaldırılmasına karar verdi.
Irak’ın kuzeyindeki Soran Emirliği’ni 1834’de, Bahdinan Emirliği’ni 1839’da, Botan Emirliği’ni 1847’de ve Baban Emirliği’ni 1850’de siyasi otorite olmaktan çıkardı.
HALİD-İ BAĞDADİ KİMDİR?
Bölgenin en büyük Kürt aşireti Caf’a mensup Pir Mikail’in oğlu Nakşibendî Şeyhi Halidi Bağdadi etkisini giderek artırıyordu.
Tarikat literatüründeki “altın silsile”nin 30. ayağından Hz. Muhammed’le kan bağı “oluşturulan” Bağdadi’nin her nedense Kürt olduğu burada görmezlikten gelinir.Kürtçü Halidiler Bağdadi’nin baba tarafından Hz. Osman’a ulaştığını bile söylerler.
Hemen hemen bütün Kürt şeyhler soylarını, “kutsal altın silsile” aristokrasine girebilmek için Hz. Muhammed’in ailesi Ehli Beyt’e dayandırmaya çalışırlar. Ama diğer yandan Kürtçülük yaparlar.
Kürtlük ve Hz. Peygamber’e akrabalık! Neyse.
Zaten bazı Kürtçü kaynaklarda Hz. Muhammed Kürt’tür zırvası yer alıyor.
Nitekim 1956 Cizre doğumlu ve 1995-2002 arasında iki dönem RP ve ANAP’tan Diyarbakır milletvekilliği yapan Kürt İslamcı Seyyid Haşim Haşimi, ön adından da anlaşılacağı üzere kendisinin Peygamber soyundan gelen bir aileye mensup olduğunu iddia ediyor. (Nevzat Çiçek, Puşi ve Sarık-İslam Kürt sorununu çözer mi, s.81, Hayykitap, İstanbul Mart 2008)
Şimdi Ebu Leheb’in de Peygamberimizin amcası olduğunu belirtelim ve Haşim Haşimi ya Kürt değil, ya seyyid değil. İkisinden biri doğru değil.
Haşimi’ye göre, “… Türkiye’de bilhassa Molla Mustafa’dan kaynaklanan ve şimdilerde Mesut Barzani etrafında oluşan, Barzani ismine bir saygı gösterme geleneği vardır Kürtler arasında. Barzani ve Irak’taki Kürtlere dönük tehditler, dışlamalar bütün bunların sonucu olarak pek hoş karşılanmıyor Doğu ve Güneydoğuda.” (N.Çiçek, a.g.e, s.93)
Açıkçası Bay Haşimi Türkiye’yi tehdit ediyor. İncilerinin devamını adı geçen kitaptan okuyabilirsiniz.
Şeyh Halidi Bağdadi Kadiri tarikatının temsilcisi Berzenci ailesinden dersler aldı. Bağdat’a gitti. Hocası Abdülkerim Berzenci ölünce, onun Süleymaniye’deki medresesinin yönetimini devraldı.
Hindistanlı Nakşibendî Dervişi Mirza Rahimullah Azimabadi 1809 yılında Süleymaniye’yi ziyaret etti. Onun önerisiyle Şeyh Halid Hindistan’a gidip Nakşibendî Şeyhi Abdullahi Dehlevi’den el aldı.
Şeyh Halid artık Kadiri değil Nakşibendî’ydi.
Bunun üzerine başta Talabani aşireti olmak üzere Kadiriler tarafından istenmeyen adam ilan edildi.
Kadiri Şeyhi Maruf Berzenci Şeyh Halid’i “sahtekâr, sapık, yogi” olarak suçladı.
Bağdat valisinin koruması altında Şeyh Halid Süleymaniye’de “Halidiye tekkesi”ni kurdu.
Osmanlı yönetimi Kadirilere karşı Şeyh Halidi Bağdadi’yi destekledi.
Bağdadi kurduğu bütün dergâhlarda, medreselerde Kürtçeyi eğitim dili haline getirdi. Bugün Türkiye’de kaç Halidi tarikat tekkesi var?
Dört büyük Halidi tekkesi var.
Bunlar; a) Gümüşhanevi tekkesi b) İsmet Efendi tekkesi c) Kelami dergâhı d) Kaşgari tekkesi.