3 yıl önce paylaştım bu verileri ve yorumları. Lütfen tekrar sunuyorum. Daha da kötüye gittiğimizin işte o zaman görürsünüz…
3 yıl önce paylaştım bu verileri ve yorumları. Lütfen tekrar sunuyorum. Daha da kötüye gittiğimizin işte o zaman görürsünüz… Bir ülkede ekonomi herşey olmayabilir ama çok şeydir. Ekonomisi düzgün gitmeye bir ülkede birçok alanda sorunlar başlar..
Mayıs ayındaki dolar, avro,altın,borsa değerleriyle günümüz değerlerine baktığımızda,neredeyse %50 fakirleşmişiz...
Yine, ithalat ihracat oranlarına baktığımızda da,40-60 milyar dolar arasında cari açık vermişiz...
1 Ağustos 2019 tarihine kadar ödeyeceğimiz borç miktarı ise 179 milyar dolar...
Bunu ödeyecek güçümüz yok...
Ülkede bir kriz var...
Çarşı pazar el yakıyor...
Yine, Çanakkale' de;domates, biber, salatalık, fasulye, üzüm, karpuz ,kavun, elma gibi sebze ve meyveler yetiştirilmekte ve halka ucuz olarak satılmaktaydı...
Geçen yılın fiyatlarıyla günümüz fiyatları karşılaştırıldığında:
Yiyecek sebze meyve. 2017. 2018
Domates. 200. 400
Biber. 200. 400
Salatalık. 150. 300
Fasulye. 250. 500
Üzüm. 300. 650
Karpuz. 150. 300
Kavun. 150. 250
Elma. 200. 200
Görülüyor ki, neredeyse %100 zam gelmiş...
Burada, elma hariç hayat pahalılığı da görülmektedir...
Elma, diğer meyvelerin yanında hiç para etmemiştir...
Üretici de, elma bahçelerini kesip daha gelir getirici ürünlere yönelmektedir...
Daha önce büyük bir haz ve tatla yediğimiz elmaları da yiyememe durumuna gelebiliriz...
Biz şimdiden uyaralım da...
Hayat pahalılığı açısından, döviz artışlarıyla akaryakıta gelen zamlarla da, enflasyon %35 gibi bir rakama doğru koşmaktadır.
2019 bütçesinde, memur, işçi ve emekli maaşlarına yapılacak zam da, %35 olmalı...
İktidarın 16 yıldır söylemi enflasyona halkımızı ezdirmeyeceğiz... O zaman bu kadar zam vermelisiniz.
1 Ocak tarihinde, bunu görmüş olacağız...
Bir de, aynı durum Abdülhamit döneminde de var.
İthalat ihracat dengesi hiç olmamış ve 7-10 milyon lira arasında hep açık verilmiş.
Çözüm olarak dış borçlar da ödenmediği için Düyunu Umumiye idaresi kurulmuş...
Maliyemiz yabancılara teslim edilmiş...
Bu hazin durumdan sadece, 1924-1938 yıllarında denk bütçeyle başarılı olmuşuz... Hem de, 1929 ekonomik buhranını yaşamış olmamıza rağmen...
Şimdi göstergeler yine buna benziyor...
Biz de, Mc Kinsey adlı bir kuruluşa kendimizi teslim etmişiz...
Bu durumdan kurtulmak için daha önce çok şey yazmıştım...
Ama ,size Türkiye içinde de çok önemli ekonomistlerin ve fikir adamlarının olduğunu salık veririm...
Prof. Dr. Esfender Korkmaz, Dostumuz Masum Türker, Prof. Dr. Kemal Üçüncü ve diğer dostlarımızı da tavsiye ederim...
Lütfen bu şahsiyetleri dinleyiniz...
Emperyalizmin maşalarının size faydası olmaz...
Bu yabancı hayranlığından da vaz geçin...
"Bakın burası çok önemli..."
Yabancı hayranlığından vaz geçin...
Son söz:
Önce tasarruf yapın. Vergi reformu yapın. Üretim ekonomisine geçin. Milli bir prodiktive geçin. Halkın zorunlu ihtiyaçlarını yurt içinde üretin. Kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alın. Suriyelileri Suriye'deki güvenli bölgeye taşıyın ve bakımlarından vaz geçin. Belediye gelirlerinin %50' sini genel bütçeye aktarın.
Yeraltı zenginliklerimizi devlet eliyle çıkarın,tüm madenleri devletleştirin. Silah sanayisini kendi kendimize yeter hale getirin. Beş genel sektör seçerek bunlara yatırım yapılmasını sağlayın( otomotiv, gemicilik, elektronik, tekstil, inşaat sektörleri gibi)
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...