Önümüzdeki yıllarda daha çok 'Su-Enerji-Gıda' konularını konuşacağız.
Dün, mutad alışveriş yaptığımız ve gıda ürünleri satan iş yerinden süt almak için içeriye girdim. Altı litre süt alacağımı söyledim.
Hemen hazırladılar. İki poşet içinde sütlerimi aldım. Ücretini ödemek için elli lira verdim. Geriye beş lira verilince şaşırdım ve "neden beş lira verdiniz? Süt beş lira değil mi?" diye sordum...
Süt, yedi buçuk lira oldu, dediler.
Ben de" beş liraya aldığımız süt, nasıl yedi buçuk lira olur? " diye sordum.
Bana" zam geldi" dediler...
Hayret!
"Demek ki, %50 zam gelmiş, şaşırdım!" dedim.
Gülerek "öyle" dediler...
Ben de " bu kadar da olmaz!" diyerek iş yerinden çıktım.
Şimdi düşünüyoruz!
Bir kilo pernir elde etmek için hele sepet peyniri elde etmek için on bir kilo süt gerekli. Bu süt fiyatına göre 82,5 lira para harcanacak... Yine, imalat için en az elli lira daha harcanacak... Bunun üzerine mandıradan çıkış karı konacak ve dükkanda satış fiyatı, bir kilo peynirin fiyatı iki yüz liradan aşağı olmayacak demekki, diye düşündüm.
Süt fiyatının bu kadar yükselmesiyle ödenecek ücret ;eğer, üreticiye gidecekse ve bu parayı üretici alacaksa yine bir şey demeyeceğim...
Eğer ki, aracı ve tüccar sütü 180 kuruşa alıp üstünü kendisine alıyorsa bu bir facia olur, derim. Piyasa denetlenmeli ve üretici korunmalıdır, derim. ...
Bu olayın bize öğrettiği, gıda enflasyonunun çok arttığıdır. Başıboş piyasa ekonomisinin geldiği nokta burasıdır...
Yoğurt yirmi lira olacak...
Peynir iki yüz lira olacak...
Süt katkılı üretimlerin fiyatı da %50 artacak, demektir...
Bu durum, Türkiye için çıkmaz sokaktır.
Derhal tedbirler alınmalı...
Üretimde bütünleşme, pazarlamada da kooperatifleşmeye gidilerek piyasa denetlenmelidir...
Böylece üretici de tüketici de korunmalıdır...
Bu konuda acil tedbir alınmalıdır...
Yoksa, şehirlerde yaşamak çok daha zorlaşacaktır...
Toplum sağlığı açısından da bu meselelere eğilmek gerekir...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...