Sarıubek: Mistik bir dev. Kırğıy Kuş: Mistik bir kuş. Dev. Cazıu (Kadın), Kadar (Erkek): Kader; mistik enerjik varlık.
Sarıubek: Mistik bir dev.
Kırğıy Kuş: Mistik bir kuş. Dev.
Cazıu (Kadın), Kadar (Erkek): Kader; mistik enerjik varlık.
Tengri inancına bir giriş olarak, önce, Tengri için yazılan bir şiiri aktarıyorum.
Karaçaylı Nart Türkçesi ile. (Kaynak: Vostoçnaya Literatura yayıncılık, Moskova, 1994)
Teyri seni kulungma
Kesim da Nart uluma!
Su Teyrisi sudan salğansa kanımı,
Kök Teyrisi bergendi canımı,
Cer Teyrisi aş bla toydurdung,
Apsatıdan mala berib soydurdung,
Nartla barı caratıldık Teyri kanından,
Nartla ötdü har bir ciging canıngdan,
Baş urama tal çıbıklay iyilib,
“Teyri” deyme har zamanda süyünüp.
Türkiye Türkçesi ile:
Tanrı, senin kulunum
Kendim de Nart oğluyum.
Su Tanrısı, sudan yapmışsın kanımı,
Gök Tanrısı vermiştir benim canımı,
Yer Tanrısı yemekle doyurmuşsun,
Apsatıdan hayvan verip kestirmişsin,
Nartlar hepsi Tanrı senin kanından,
Narta geçti her tür öz senin canından,
Baş eğiyorum meşe dalı gibi eğilip,
“Tanrı” diyorum sana her zaman sevinip.
Yukardaki çeviride sn Sofi hanımın çeviriye iki yerde itirazı bulunmaktadır.
1) “Baş urama tal çıbıklay iyilib”
Bu satırın Tanrı’ya meşe dalı gibi eğilip ibadet etmesi olarak çevrilmesinin, çağdaş bir leksikoloji hatası olduğu belirtilmekte. Eğilmek yerine, tam tersine, göğe doğru yönelme söz konusu olabilir. Eski Türklerin eğilerek ibadet etme yerine; dileklerini dağa doğru ayakta durarak ifade etmeleri olgusuna rastlanmaktadır. “Dal gibi eğilme” ifadesini, gerçek anlamda, fiziksel olarak eğilme yerine, kendini Tengri’ye emanet etme, ona sığınma olarak kabul etmek daha mantıklıdır. (Leksikoloji: Sözcük bilim. Sözcüklerin yazılı metinler içindeki yerlerini, kullanım şekillerini gözönüne alarak onların kökenlerini, diğer anlamlarını veya diğer sözcüklerle ilişkilerini inceleyen bilim.)
2) “Tengri senin kulungma”. Tanrı, senin kulunum. Sn Sofi, Tengri dininin, bugün anladığımız anlamda bir “kulluk” bağlılığına sahip olmadığını belirtmektedir. Türklerde “efendi-kul” ilişkisi yerine, “insan-varlık” ilişkisi öne çıkmaktadır. Bu bağlamda, Tengri: koruyucu, dost, affedici, hafif azarlayıcı, kendisine ancak sevgi enerjisi ile bağlanılan bir varlıktır. Çeviride “kul” kelimesi, Türklerin islamlık sonrası yaradan anlayışından etkilenerek yanlış kullanılmıştır.
Şiirde, Tengri (Öz enerji, tek varlık) ile insan arasındaki ilişki ana hatları ile çizilmiştir. Kök-Tengri sadece birdir, ama Kök-Tengri hizmetindeki diğer Teyri’ler (enerjiler, yaşam kaynakları) insanın varolmasını ve insan olmasını sağlayan temel enerjileri transfer ederler. Apsatı, yer hayvanlarını verir. Su Teyrisi, insan kanındaki suyu oluşturur. Cer Teyri besin sağlar. Şiir zaman içinde, yeni çiviri girişimlere ile bir çarpa çarpıtılmış ve özgün anlamından uzaklaşılmıştır.
Devam Edecek..