Kafiye tutsun diye yazılmış bir yazı.

Çanakkale Sokakları'nda ,ilan panolarında görebilirsiniz.
Bu başlığın her sözcüğünü incelediğimizde, önce rakamlardan başlayalım. Her halde sıradan bir rakam gibi duruyor. Neyin tarihi ve hangi yıl acaba. Neyi hatırlatacak. Bilmeyen için bir muamma. Burada 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi anlatılmak istenmiş. Biraz Çanakkale meselesine hakim olanlar anlarlar. Birleşik Donanma'nın( İngiliz ve Fransız) Çanakkale Boğazı'nda uğradığı hezimetin tarihi.
Türk Topçusu'nun zaferi. Tabii ki Nusrat'ın mayınları ve diğer on hat halindeki mayınlarımızın da katkısıyla kazanılan bir zafer.
Bizim mutlu olduğumuz ve emperyalistlerin gururunun kırıldığı yer. Ne kadar övünsek az.
Gelelim diğer sözcüklere...
"Barış " sözcüğü,ben her zaman kaba kuvvetten kaçacağım. Haksız yere kimseye zulmetmeyeceğim, öldürmeyeceğim. Başkasının zenginliğine göz dikmeyeceğim. Kimseye kötü gözle bakmayacağım, demektir.
Diğer bir anlamla selam,sulh,sükûn gibi kavramları da içine alan bir sözcük.
Bizim yerli Marksistler bu sözcüğü çok severler. En çok da Stalin bu sözcüğü sever.
Hep barış için ,18 milyon insanı boğazlatmış,kurşuna dizdirmiş ve yok ettirmiştir.
Barış sözcüğünün arka planı hep,kan ve göz yaşıdır.
1978 yılında, huzur şehri olan Çanakkale' de yerli çakallar,marksistler de barış, diye bizim iş yerimizi iki defa bombalamışlardı.
Bu barışın şehrinde hem de...
Biz de iş yerimizi kapatmak zorunda kalmıştık.
Şimdi son sözcüğü irdeliyelim...
Milât; doğum, doğuş kavramları karşılığı ve daha çok Hazreti İsa'nın doğuşunun hatırlatıldığı bir kavram.
Yani sıfır noktası.
Ondan önce ve ondan sonra...
Ve gelelim asıl konumuza...
"18 Mart, Barışa Milât" sloganı hiç de yerinde değil.
Yani bu tarihte bir barış olsa ve sonra bu devam etse kabul.
Böyle olmadığını herkes bilir de bir tek bizimkiler bilmez veye bilmezden gelir.
Şimdi ,bu tarihten sonra olanları yazalım.
Bu tarihten sonra 25 Nisan'da ,7 farklı noktadan çıkartma yapılır.
Daha sonra 6-7 Ağustos'ta Anafartalara çıkartma yapılır.
Çok kanlı çarpışmalar olur.
Emperyalistler başarılı olamayınca 9 Ocak 1916 tarihinde çekilip giderler.
Zafer bizim olur.
Bu bizim savaştığımız 9 cepheden birisidir.
Başarılı olduk.
Bu tarihi alsanız bir şey demeyeceğim. Cehaletiniz sırıtmayacak.
Bu tarihten sonra Çanakkale Askeri;Galiçya'ya, Romanya'ya ve Makedonya Cephelerine gitti.
Yine ,Filistin ,Suriye ve Kafkas Cephelerine gitti.
Yani Çanakkale Askerleri neredeyse tüm cephelerde savaşa devam etti.
İşte bizim için barışın doğuşu değil,kan ve göz yaşının devamı oldu.
Bunu Anzaklar( Anzac) için söylediyseniz, o da yanlış.
Adamlar Çanakkale' den sonra Filistin ve Fransa Cephelerine gitti.
Yine savaş içindeler.
Yani barış yok.
Sizin bu cehaletinizin bir sonu olmayacak mı?
Çanakkale Zaferini ucuzlatmayın,derim.
Sizden talebimiz; Şehitler için Kuran okutun, hayır işleri yapın.
Bu kahramanlar için şarkıcı getireceğinize,Çanakkale yaşayan ve Çanakkale Şehitleri ve Savaşları için kitapları olan arkadaşlarımızın kitaplarını basın ve halka dağıtın.
Yarımada'ya 27. ALAY Şehitliği yapın,derim.
Cehaletiniz gitsin ,diye bilgi verelim.
27. ALAY'da şehit olan askerlerin% 90' ı Çanakkaleli.
Şehitlerimiz için bir adım atacaksanız " bir bilen" e sorun ,derim.
Tabii ,siz Paris Belediye Başkanı'sınız.
Bunları bilmemeniz çok doğal.
Bir soru: Atatürk'ün askerleri de olan şehit 15 Alay Komutanı'nın isimlerini Çanakkale Sokaklarına ne zaman koymayı düşünüyorsunuz?
Yazık!
Yazık!