Gazetelerden öğrendiğimize göre simite zam gelmiş ve fiyatı dört lira olmuş...
Gazetelerden öğrendiğimize göre simite zam gelmiş ve fiyatı dört lira olmuş...
1978 yılında, simit, çay, ekmek, gazete ve yumurta fiyatları aynıydı. Hepsi bir liraydı.
Şimdi, simit dört lira, çay üç lira, ekmek üç lira, gazete yüz elli kuruş ve yumurta yüz yetmiş beş kuruş... Tabii ki, bu fiyatlar vatandaşın hayatını normal olarak yaşadığı yerlerde. Neoliberal ekonomik düzende, bu fiyatlar farklılık da göstermekte...
Bizim siyasetçilerimiz, simit-çay hesabını çok yaparlardı... Şimdi yapıyorlar mı bilmiyorum!
Vatandaş sıkıntıda...
Sabit gelirliler, daha da sıkıntıdalar...
Artık, sosyal bir faaliyete de katılmak mümkün değil. Böyle bir faaliyete katılmak istesen yapacağın harcama, bütçeye dokunmakta...
Tabii ki , tuzu kuru olanlara bir şey ifade etmeyen rakamlar bunlar...
Kasap ve manav fiyatları da el yakıyor...
Biz, tarım ve hayvancılık ülkesiydik! Şimdi bunu söylemek mümkün değil. Yatırım önceliklerimiz de isabetli olmamış. Çanakkale örneğinde olduğu gibi, güçlendirilmiş bir kamu binasını yıkmak için on beş günlük süre alınmıştı;kırk beş günde zor yıktık. Yıkım için ayrı fiyat da istedik. Yerine yenisini de yapmadık. Beş yıldır, beş farklı binalarda hizmet veren bu kuruluşumuzun bir yıllık kirasıyla yeni bina yapılıp kiradan kurtulabilinirdi;fakat, bir türlü yeni binayı yapamadık ve dört yıl fazla lira ödüyoruz... İsraf...
Kamu yatırımları, üretime dönmeli...
Hizmet söktörüne dönmemeli...
Ha!
Bu konularda muhalefetin çözüm yolu, rasyonel çözüm yolu yok!
Vatandaş da çaresiz!
Yazık!
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...